lugat | Netdata - Yapısal Veri Pazarı

ID	ID	English	Turkish
1	1	a bad egg	sözünde durmayan, kendisine güvenilmeyen, itin teki
2	2	a bad lot	sağlam ayakkabı değil,sütü bozuk,it kopuk
3	3	a bad mark	kırık not,kötü not
4	4	a bad turn	kötülük
5	5	a bag of nerves	sinir küpü
6	6	a bed of roses	güllük gülistanlık vaziyet
7	7	a bee in one's bonnet	fikrisabit,saplantı
8	8	a bird in a gilded cage	altın kafesteki kuş
9	9	a bit	biraz,bir kırık,zerre kadar,bir damcı,bir kırtık,dıngılı
10	10	a bitter pill	acı bir reçete,acı bir ilaç,beraberinde çetinlikler bulunan çözüm yolu
11	11	a black eye	morarmış göz
12	12	a bundle of nerves	sinir küpü
13	13	a can of worms	içinden çıkılması çetin vaziyet
14	14	a change for the worse	kötü bir değişiklik
15	15	a chip off the old block	hık demiş burnundan düşmüş,(anasını/atasını) iteleyip yerinde durmuş
16	16	a close shave	kıl payı kaçış
17	17	a cut above	-den daha yakşı,yakşırak,daha üstün
18	18	a dark day	karanlık gün
19	19	a dark saying	kapalı söz
20	20	a dime a dozen	harcıâlem,erzan ve çok,ite döktü
21	21	a drop in the bucket	devede kulak
22	22	a drop in the ocean	okyanusta damla,devede kulak,çok az
23	23	a fat lot	hiç
24	24	a few	birkaç,bir niçe,bazı
25	25	a flash in the pan	kuru gürültü, boşa çıkan gayret
26	26	a flourish of trumpets	merasim borusu
27	27	a gleam of hope	bir ümit ışığı
28	28	a good buy	kârlı bir alışveriş
29	29	a good deal	oldukça çok,bir dünya
30	30	a good turn	iyilik, yardım
31	31	a great deal of	pek çok,niçe-niçe,çoklu miktarda,külli
32	32	a great deal	çok,etek-etek
33	33	a great number of	oldukça çok,çok sayıda,külli
34	34	a green eye	kem göz
35	35	a hairbreadth escape	kıl payı kurtulma
36	36	a hard nut to crack	çetin ceviz
37	37	a hell of a lot	çok fazla
38	38	a horse of another color	tamamıyle farklı bir konu
39	39	a hundredfold	yüz kat, yüz misli
40	40	a kind of	bir çeşit
41	41	a king's ransom	büyük para
42	42	a la carte	alakart, yemek listesine göre
43	43	a la mode	modaya uygun
44	44	a little bit	azıcık,bir parça,zerre kadar,biraz,bir hırda,bir balaca
45	45	a little	biraz,dıkkılı,bir balaca
46	46	a load of	bir sürü, dolu
47	47	a lot of	birçok,niçe-niçe,bir dünya,kârlı,külli
48	48	a lot	çok,bir yığın
49	49	a matter of course	kaçınılmaz son, beklenen son
50	50	a matter of life and death	hayat memat meselesi
51	51	a matter of	meselesi
52	52	a month hence	bundan bir ay sonra
53	53	a narrow escape	güç bela kurtulma
54	54	a narrow shave	kıl payı kaçış
55	55	a number of	birkaç
56	56	a one-track mind	sabit fikirlilik
57	57	a paragon of virtue	fazilet örneği
58	58	a piece of cake	çocuk oyuncağı, basit iş
59	59	a posteriori	sonsal
60	60	a pretty penny	dünyanın parası, çok para
61	61	a priori	apriori,tecrübeden evvel,önce,evvelce
62	62	a raft of	yığınla, bir sürü
63	63	a ready pen	iyi yazı yazma yeteneği
64	64	a riot of colour	renk cümbüşü
65	65	A rolling stone gathers no moss	Yuvarlanan taş yosun tutmaz
66	66	a roof over one's head	başını sokacak bir yer
67	67	a round oath	okkalı küfür
68	68	a sly dog	ne yapacağı belli olmayan kimse
69	69	a square peg in a round hole	yerine uymayan kimse
70	70	a stone's throw away	bir taş atımlık mesafede
71	71	a trifle	oldukça, epey, bir dereceye kadar
72	72	a trip around the world	dünya turu
73	73	a white lie	zararsız yalan
74	74	a word in your ear	gizli söz
75	75	a	bir, herhangi bir
76	76	a-	(önek) -siz, -den
77	77	A-bomb	atom bombası
78	78	A.D.	MS, milattan sonra
79	79	aa	pürüzlü lav
80	80	aam	Bir Hollanda ve Alman sıvı ölçü birimi.
81	81	aardvark	karınca yiyen, yerdomuzu, borudişli
82	82	aardwolf	yeleli sırtlan
83	83	aarie	kuş yuvası
84	84	Aaronical	Yahudiliğe göre ilk yüksek haham olan Aaron'a değişli
85	85	ab	(önek) -den,uzağa,(kısaltma) Temmuz ortasında başlayan Musevi gündizmesindeki ay
86	86	aba	aba
87	87	abaca	kenevir muzu
88	88	abacinate	kızgın demirle gözlere mil çekmek
89	89	abacination	kızgın demirle gözlere mil çekme
90	90	abaciscus	(arkaik) 1.mozaik kaplı bir kaldırımdaki karolardan veya karelerden biri, kare seramik parça, mozaik taşı
91	91	abacist	abaküsçü
92	92	aback	(denizcilik) faça,kenar
93	93	abacterial	bakterisiz
94	94	abactinal	ışınsal simetrisi olan hayvanlarda ağzın yüzeyine veya ucuna değişli
95	95	abactor	davar hırsızı
96	96	abacus	abaküs,sayıboncuğu,saygaç,çötke,(mimarlık) sütun başlığından geçen düz tabla
97	97	abaddon	cehennem, ölüler diyarı
98	98	abaft	(denizcilik) kıça doğru,kıç tarafta,kıç tarafında,geride
99	99	abalone	(zooloji) kabuklu bir deniz hayvanı
100	100	abampere	on amperlik çıngı cereyan birimi