BAL ÇEŞİTLERİ VE ŞİFALARI
Bal'ın Faydaları Nelerdir ! Bal, mikrop öldürücü özelliğe sahiptir. Bu özelliğinden dolayı bal, göz ağrılarını gidermek için kullanılır. Bal, karın ağrılarını keser, mideye ferahlık verir. Mide ve bağırsaktaki yaraları tedavi eder. Ülserli hastalardan 4 kilo bal, yiyen ( 1 haftada ) ve buna 1 ay devam eden 100 hastadan 97 sinde ülserden kesin eser kalmadığı saptanmıştır. Bal, bel ağrıları için havanda dövülen kuyruk yağı ile karıştırılıp sürülürse 3 gün içinde ağrı gittikçe azalır.


IDBal AdıBalının özellikleri Nasıl TüketilmeliŞifaları NelerdirResim
12Ihlamur BalıIhlamur balı, ülkemizde sadece Artvin, Rize, Yalova ve Bursa illerinde ağırlıklı şekilde üretilen, çoğu hastalığı tedavisi için kullanılan bir üründür. Bahar aylarında ıhlamur ağaçlarının etrafına yerleştirilen kovanlardaki arıların ıhlamur ağacı çiçeklerinden topladıkları nektarla elde edilen ıhlamur balının kıvamı diğer ballara göre daha koyu kıvamda, tat ve kokusu da farklı bir baldır. Bu şekilde ıhlamur balının üretimi normal baldan daha zordur. Bunun nedeni ıhlamur ağacının çiçeklenmesi ile kestane ağacının çiçeklenmesinin aynı döneme gelmesi yüzündendir. Bu olduğu için bazen ıhlamur ve kestane balı birbirine karışır.Ihlamur balının kanseri önleme etkisi vardır Sinir sistemini güçlendirir ve korur Vücudu sakinleştirici etkisi vardır Terlemeye yardımcı olduğu için, soğuk algınlığı sırasında faydalı olur. Öksürüğe iyi gelir, ateş düşürücü etkisi vardır. Hem balgamlı, hem de kuru öksürüğü olanlar ıhlamur balı tüketmelidir Korku ve kaygıyı azaltır Özellikle nezle ve grip hastalıklarında yararlıdır Depresyon ve stres etkilerini azaltarak, rahatlamaya yardımcı olur Migren yüzünden oluşan baş ağrılarını kesen etkisi bulunur İshale karşı etkilidir. Kas ağrısı, kasılma ve kas spazmına iyi gelir. Ihlamur balı kan basıncını düşürür Vücuttan toksinleri atmada etkili olur Çarpıntıları giderir ve teskin olmayı sağlar Hazımsızlık sorununda ıhlamur balı tüketilmelidir Boğaz ağrısı olanlar bu baldan yarar görür Safra kesesi hastalıklarına iyi gelir, özellikle safra kesesi taşlarında faydalıdır Karaciğer hastalıklarının tedavisinde kullanılır Damar sertliğine karşı koruyucudur, bu etkisi kalp ve damar hastalıklarına da yansır. Sinir sistemi ve metabolizmanın çalışmasını düzenler.
13Püren BalıÜlkemizde Akdeniz, Ege, Trakya ve Karadeniz bölgelerinde doğal yayılış gösteren pürenin ilkbahar ve sonbaharda çiçeklenen türleri vardır. Çiçekleri pembe ve mor renkli olup arılar için zengin nektar ve polen kaynağıdır. Püren balı kendine has aromalı, hafif acımtırak, oldukça kıvamlı ve kıymetlidir. Arıların bir maki türü olan Püren bitkisinin çiçeklerinden topladığı öz, bala vişne suyu tadı verir. Değişik ve hoş bir tat ihtiva eder. Meşhur Anzer balından sonra, en değerli ve üretimi az olan bir baldır. Avrupa besin sektöründe önemli bir yer tutar.Özellikle karaciğer yağlanması ve idrar yolları rahatsızlıklarında çok yararlı olduğu bilinmekte ve tavsiye edilmektedir. Yüksek enerji de veren bir baldır. Karadeniz Teknik Üniversitesinin (KTÜ) araştırmasına göre, Ege bölgesine özgü püren balı ve arı ürünleri, yanıklar, enfekte ve cerrahi yaralar ile ülserler gibi çeşitli hastalıkların önlenmesi ve tedavisinde yarar sağlıyor.
14Ayçiçek BalıAyçiçeği; ülkemizin Trakya bölgesinde yoğun olarak yetiştirilen bir tarım bitkisidir. Arı ayçiçeği nektarını alırken bu bitkinin de tozlaşmasına katkıda bulunarak döllenmesini sağlar. Böylece ürün kalitesine katkı sağlamış olur. Ayçiçeği balı kovandan alındığında altın sarısı rengindedir, kendine özgü bir tadı vardır. Bu bal çok çabuk kristalize olur (şekerlenir). Ucuz ve kolay elde edilen bir bal olduğu için genellikle arıcılar tarafından kovanlarda kış yiyeceği (arı keki) olarak kullanılır. Balcılık sanayiinde çiçek balı ile karıştırılıp satılması, helva işleminde kullanıldığı bilinmektedir. En önemli özelliği doğal bir ateş düşürücü olmasıdır Bağışıklık sistemini kuvvetlendirir. Akciğer ve birçok kanser türüne iyi geldiği söylenir. Vücuda zindelik verir.
15Meşe BalıMeşe balı salgı balları arasında rengi en fazla koyu olan ballardandır .Ülkemizde trakya bölgesinin Kırklareli sınırları içinde İstranca Dağlarının eteklerinde meşe ormanlarının bol olduğu yerlerde elde edilmektedir.Meşe yapraklarının üzerine düşen basranın salgılanmasıyla oluşan salgının arılar tarafından toplanarak kovanlarına taşınması süretiyle bu bal elde edilir.Temmuz sonu Ağustos başlarında hasat adilen bir bal çeşididir.Çabuk donmayan özellikle kahvaltıda tüketilmesi hoş olan bir çeşit baldırFenolik bileşikler doğal antioksidan (Vücudun savunma sistemini kuvvetlendirici etkisi yüksek ) madde özelliği de göstermektedirler. Serbest radikallerin neden olduğu reaksiyonları durdurarak veya engelleyerek kanser, kalp hastalığı ve akciğer hastalıkları gibi pek çok hastalıkların oluşumuna engel olurlar.
16Hayıt Balı Akdeniz ikliminde yetişen bir bitkidir. Yaprakları, parmakları açık bir ele benzediğinden halk arasında “beş parmak otu” da denen hayıt, Haziran ve Temmuz aylarında çiçek açar. Mor ve beyaz çiçekleri her dalda beser filiz etrafında kümelenmiştir. Hayıt balı, ilk hasat edildiğinde gayet berrak ve çok hafif kırmızıya çalan sari renklidir. Ancak, zaman geçtikçe rengi, koyulaşmakta altı ay sonra siyaha yakin koyu kırmızı bir renk almaktadır. Araştırmalar, balın kansere karşı doğal bir koruyucu olduğunu, özellikle koyu renkli ballarda ant-i kanserojen özelliklerin daha fazla bulunduğunu ortaya koymuştur. Hayıt balı, bu bakımdan da dikkatle incelenmesi gereken bir baldır. Bu bitkinin balı, hoş kokulu, nispeten geç kristalize olan, son derece kaliteli bir baldır. Yuttuktan sonra damakta hayıt bitkisinin özelliği olan hafif buruk bir tat bırakır. Unutulmaması gereken bir husus var; bal bir gıdadır, ilaç değil, şifadır. Devamlı tüketildiğinde vücut direncini artırır, hastalıklara karşı korur. Hayıt bitkisi, her yaştaki kadınlar için, çok faydalıdır. Hayıt bitkisi, yüksek ateş, baş ağrısı, Gaz sorunu, idrar yolu rahatsızlıklarına iyi gelmekle beraber, daha çok kadınların hormonal rahatsızlıklarına iyi gelmektedir.Regl öncesi stres, adet gecikmesi, ağrılar, göğüslerdeki hassasiyet, adet krampları ve Depresyon gibi rahatsızlaklar için hayıt tohumu bire birdir. Hayıt Bitkisi Kadınlar Üzerindeki Etkileri : Hayıt otu hipofiz bezini tetikleyerek kadınlık hormonlarının dengeler. Kadınlık hormonlarını doğal yöntemlerle dengelediği için,yan etkisi yoktur. Sentetik Hormon tedavisi gören kadınlarda ise yan etkiler görülebiliyor. Hayıt otu, adet stresi ve adet gerginliğine iyi geliyor. Hayıt otu , bu tür sorunu olan kadınlarda 2 hafta içinde etkisini gösteriyor. Daha iyi sonuç alabilmek için 3 ay kullanmak gerekiyor. Hayıt otu tohumu adet düzensizliklerini giderir. Kanamanın az veya çok olması, kanamanın ağır veya sancılı geçmesini düzelterek , düzene koyar. Hayıt tohumu, aynı zamanda hem kadınlarda Cinsel istek arttırıcı, hem de cinsel istek azaltıcı özelliğe sahiptir. Yani, cinselliğiniz çok fazla ise azaltır, az ise isteği çoğaltır. Hayıt tohumu, yumurtlama periyodunu düzenler, hamile kalma şansının artırır. Hayıt tohumu, doğum kontrol hapı kullanımına son verildikten sonra vücudun tekrar doğal dengesine kavuşmasına yardımcı olur. Hayıt tohumu, hem erkeklerde hem de kadınlardaki hormon dengesizliğinden kaynaklanan kıllanma (tüylenme) ve sivilceler için de tedavi edici özelliğe sahiptir. Doğumdan sonraki ilk 2 hafta içinde, hayıt meyvesi alındığında, anne sütü belirgin derece de artar. Hayıt Tohumunun Erkekler Üzerindeki Etkileri : Hayıt Tohumu, erkeklerde, cinsel isteğin azalmasına sebep olmaktadır. Hayıt Tohumu, erkeklerde, depresyona bağlı iktidarsızlık durumlarında kullanılır.
17Lavanta BalıBallıbabagiller familyasındandır. Lavanta en çok 1 metre kadar boylanabilir. Gövdesi dört köşe kesitli, yeşil renkli ve hoş kokuludur. Ancak bitkinin ikinci yılında gövde odunsulaşır. Grimsi yeşil renkli, ince uzun ve hoş kokulu yaprakları vardır. Uzun sapların ucunda seyrek başaklar oluşturarak yaz aylarında açan, çok kokulu, lavanta mavisi renkli çiçekleri vardır. Bitkinin gövde, yaprak, sap ve çiçeklerine özel kokusunu veren bunların üzerinde bulunan küçük yıldızsı tüyleridir. Lavantanın sonbaharda olgunlaşan küçük meyvelerinin her birinde, dörder adet fındıkçık şeklindeki tohumu yer alır. Hemen hemen herkes onun hoş kokusunun sadece çiçeklerinde olduğunu zanneder. Halbuki yaprakları ve yaprak sapları da o muhteşem kokuya sahiptir. İlaç sanayi, bazı ağır kokulu tabletlere lavanta ilave eder. Bunun sebebi tabletin itici ağır kokusunu düzeltmek içindir. Lavantanın, antik çağlarda antiseptik olarak kullanıldığı bilinmektedir. Birinci Dünya Savaşı esnasında yaralanan askerlerin yaraları hastabakıcılar tarafından lavanta suyuyla dezenfekte edilmekteydi. Doksanlı yılların başlarında bazı araştırmacılar lavantanın sedatif (teskin edici, dinlendirici) ve analjezik (ağrı kesici) özellikleri olduğuna dair makaleler yayınladılar. Ancak, benim araştırmalarımda gördüğüm en önemli iki özelliği karaciğer metabolizmasının sağlıklı çalışması üzerindeki olumlu etkisiyle hepatite ve saç dökülmesine karşı kullanımıdır. Yetiştirildiği Yerler : Anayurdu Akdeniz havzası olan lavantanın 20 kadar türüvardır. Bu türlerden bazısı ülkemizin bazı yerlerinde özellikle İsparta ilinde fazlasıyla bulunmaktadır.Lavanta genel karaciğer rahatsızlığı veya karaciğer yetmezliği şikâyeti olanların imdadına yetişen bir bitkidir. Lavanta kürü, sirozdan veya alkolden dolayı zarar görmüş karaciğer hücrelerinin rejenerasyonunda (tekrar yenilenmelerinde) veya bu hücrelerin tekrar sağlıklı bir şekilde çalışmaya başlamalarında öylesine etkilidir ki, kürü uygulayan hastaların kısa zamanda almaya başladıkları başarılı sonuçlar herkesi şaşırtmaktadır. Karaciğer metabolizmasının çalışmasını belirleyen analiz sonuçlarını “lavanta kürü kullanılmadan önce ve kullanıldıktan sonra” şeklinde mukayese ederek, nasıl olumlu yönde bir düzelme olduğunu gözlemek mümkündür. Lavantanın bu özelliğinden dolayı yerini doldurabilecek başka bir bitkiyi henüz tanımıyorum. Hepatit-B ve hepatit-C hastalarının da uygulayabilecekleri lavanta kürü, karaciğer enzimlerini düzelterek hepatit-B ve hepatit-C virüslerinin aktive olmasına (güçlenmesine) karşı karaciğer metabolizmasını güçlendirecektir. Kısaca, bu kür karaciğerin bağışıklık sistemini öylesine güçlendirmektedir ki, her iki virüsün de aktive olmasını çok büyük oranda baskılayabilmektedir. Böylece de karaciğer hücre yıkımına engel olabilmektedir. Karaciğer hücre yıkımının giderek azaldığını, ALT ve AST karaciğer enzim değerlerinin kandaki seviyelerindeki düşüşle gözlemek mümkün olmaktadır. Düzenli kullanıldığı takdirde ; Sinir sistemini güçlendirir, Sedef, Egzama, Vitiligo ve bilinmeyen cilt hastalıklarına fayda verir, Hebatit B ve C de etkilidir, Karaciğer yağlanmasını giderir, Siroza fayda verir, Karaciğer sistemine bağlı tüm hastalıklara fayda verir, Sindirim sistemini düzene sokar, Barsak florasını güçlendirir, Mide hastalıklarına fayda verir, Kalbi kuvvetlendirir, Bağışıklık sistemini güçlendirir.
18Karabaş Otu BalıKarabaş balı nisan ayında açmaya başlar ve mayıs sonu haziran başlarına kadar çiçeklenmeye devam eder. Çok kıymetli bir baldır. Rengi genelde koyu renk olmakla beraber nisan-mayıs yağmurlarına göre her sene verimi artabilir veya azalabilir. Karabaş Balı kendine has rayihası olan, oldukça fazla faydaları olan, her sene yağan yağmurlara göre elde edilmesi çok kolay olmayan ender ballardan biridir. Karabaş Balı dünyada çok önemli bir yere sahiptir. Ülkemiz Karabaş verimi olarak oldukça uygunken ve üretimine pek yoğunlaşılmaması nedeniyle büyük bir ihracat ürünümüz daha maalesef kaybolmaktadır. Avrupa Karabaş balına önem verirken tedariğinide "bizde çok çıkamadığından??" Fransa ve İtalya'dan temin etmektedir. Karabaş otu çalı görünümünde, dip kısmı odunsu çok yıllık otsu bir bitkidir. Boyu yarım metreye kadar yükselebilir. rılar Karabaş Balını; Karabaş Otunun en verimli zamanında toplarlar ve nektarı yüksek kaliteli bir bal ortaya çıkar. Karabaş balı her sene toplanamayabilir. Kış ve bahar aylarında yağan bol yağmurlar sonucu nadir çıkan ballardan biridir. İçerdiği saponinler, glikozidler, sineoller bakımından çok zengin besin ihtiva etmektedir. Karabas otunun yöresel adı " kargan" dır. Karabaş balı içeriğindeki glikozidler, saponinler, sineoller bakımından diğer ballardan zengindir. Amino asit (prolin) değeri diğer ballardan 3-4 kat daha fazladır. Kalp damarlarını açarak kalbi kuvvetlendirir. Damar sertliğini önler. Ağrı kesici özelliğe sahiptir. Asabilik ve sinir hallerini düzenler. Belirsiz baş ağrılarına iyi gelir. Sara nöbetleri, astım krizleri ve yüksek tansiyon için tedaviye destek olarak alınabilir. Baş ağrısı (migren) rahatsızlıkları olanların düzenlikarabaş otu balı tüketmesinde fayda var. Dolaşım sistemini güçlendirici bir etkisi vardır. Eklemleri tendomları güçlendirir. Beyin damarlarını açıcı özelliğinden dolayı bu ota 'beyin süpürgesi' de denir. Yüksek polen içerdiği için çabuk kristalize olur ancak besin değerinden bir şey kaybetmez. Avrupa ülkelerinde olduğu gibi bu haliyle tüketebileceğiniz gibi 45-50 derecedeki suda bekletip çözündürülmesi sonucu da kullanabilirsiniz. Karabas otu; kalp ve damar yani dolaşım sistemi, solunum sistemi, üriner sistem ve cilt hastalıklarında kullanılan bir bitkidir. Aktarlar karabaş otu çiçeklerini yüksek tansiyonu düşürücü, ağrı kesici, balgam söktürücü, ... gibi özellikleri nedeniyle satmaktadır. Karabaş otunun çiçeklerindeki nektar ve polen dolayısıyla şifa unsurları da arı tarafından bala taşınmaktadır.
19Keçiboynuzu BalıArılar tarafından çoğunluğu tek bir çiçekten toplanmış ballara monoflora bal denir. Keçiboynuzu balı, yoğunlukla keçiboynuzu ağaçlarının çiçeklerinden toplandığından monoflora keçiboynuzu balıdır. Ülkemizin genelinde yetişen keçiboynuzu ağacının insan sağlığına mükemmel faydaları vardır. Kalsiyum bakımından çok zengindir, E vitamini sayesinde öksürüğe, gribe, kemik erimesine ve kansızlığa iyi gelir. Balgam söktürür, bronşları açar, nefes darlığında oldukça etkilidir. Sigara tiryakilerine mükemmel fayda sağlar. Yüksek vitaminler ve minareler içerdiğinden diş ve diş etleri üzerinde olumlu etkileri vardır, kalbe faydalıdır, çarpıntıyı önler, insan vücuduna giren radyasyonu dışarı atar. Doğal bir dopingtir.Genel nefes darlığı, alerjik nefes darlığı ve soğuk alerjisi durumunda çok etkili baldır. •Astım hastalıklarının tedavisinde •öksürük ve nefes darlığında •nezle ,grip hastalığında •kemiklerin kuvvetlendirilmesinde •kanın temizlenmesinde •kalp çarpıntısını giderilmesinde •kabızlık •iştah açma •hafıza güçlendirme •hazımsızlık •halsizlik •gözleri güçlendirmede •damar sertliği ve damar tıkanıklığı •baş,göğüs,karın ağrılarının giderilmesinde •cinsel gücü arttırmada •bademcik iltihaplarının giderilmesinde •kullanabileceğiniz dünya ikincisi, bal dır Akciğer kanseri ve keçiboynuzu Akciğer kanseri hastalarında radyoterapiye bağlı fibroz doku oluşabilmektedir. Fibroztik dokunun oluşması neticesinde ödem oluşabilmekte ve bu durum hastanın hayat kalitesini oldukça zorlaştırmaktadır. Fibroz doku oluşumu aynı zamanda öksürüğü de tetikleyerek hastanın şiddetli öksürük krizleri yaşamasına sebep olabilmektedir. Ayrıca, fibroz dokunun oluştuğu bölgede sekresyon (vücut sıvısının salgılanması) artışı olduğundan öksürükle beraber sarı renkli sekret sıvı da dışarı atılmaktadır. Genel olarak, akciğerde oluşan ödemi uzaklaştırmada keçiboynuzu kürü mükemmel bir yardımcıdır. Keçiboynuzu kürü akciğere yönelik olarak ödemi uzaklaştırmakda spesifiktir. Adeta, akciğer ödemini uzaklaştırmak için yaratılmıştır. Diğer organ ve dokulardaki ödemi uzaklaştırmada bu kadar tesirli değildir. Bunun için 4 nolu kür uygulanmalıdır. Bazı hastalar, ödem uzaklaştırmada keçiboynuzu kürü uygulanırken öksürük nöbetlerinin artış gösterip göstermediğini sormaktadırlar. Keçiboynuzu kürü sekresyonu inhibe ettiğinden (salgılamayı yavaşlattığından) aksine, hasta daha az öksürük tetiklemesi yaşar ve sekresyonun azaldığını da öksürük esnasında daha az miktarda sarı renkli sekret atıldığını gözleyerek anlar.
1Karakovan BalıKarakovan balı, içi oyulmuş, iki tarafı da bir tapayla kapatılmış bir kütüğün içine arıyı oturtmakla yapılan ilkel ama en doğal arıcılık türüdür, Karadeniz bölgesinde yaygın olarak yapılan karakovan arıcılığı zorluğundan dolayı günümüzde azalma eğilimindedir. Balını farklı kılan asıl özellik ise içindeki peteği dahil her şeyin tamamen doğal olması ve asla insan elinin değmiyor olmasıdır. Petekler doğal olduğundan süzmeden tüketilir, bu sayede mum ve balın yanı sıra polen de daha fazla tüketilmiş olur. Bal, atmosferden nem çekme özelliğine sahiptir. Şöyle ki; bileşiminde %17,4 oranında su bulunan bal, nispi nem oranı %58 olan bir ortamda dengededir. Bal, çevre neminin %58’in üzerine çıktığı durumda su emer ve altındaki oranlarda su kaybeder. Bu özelliğinden dolayı, bal katılmış besin maddeleri ve hamurlu yiyecekler tazeliklerini ve yumuşaklıklarını uzun süre korumaktadırlar. Balın akıcılığı, içindeki su ile yapısını oluşturan maddelerin miktarına bağlıdır. Süzülme işleminden sonra ısıtılırsa daha akıcı olur. Ancak vitamin ve mineral değerlerinde azlama olduğu gibi şifa değerlerini de sıfırlayan bir işlemdir ısıtma işlemi.Balda normal koşullarda %17-18 dolaylarında su bulunması gerekir ve bu durumun en kötü durumda %25’i geçmemesi istenir. Çünkü su, balın özelliğinin bozulmaması, kristalleşme vb. bazı faktörler açısından çok önemlidir.Balın rengi her zaman aynı değildir. Bu renk, balın yapısını oluşturan elemanların farklı dalga boyundaki ışıkları farklı şekilde absorbe(emmelerine) etmelerine; bal özünün toplandığı çiçeklere ve toplandığı bölgeye göre renksizden koyu esmere kadar değişir. Hatta Amerika da Kuzey Carolina’da kaynağı belli olmayan mavi renkli bal vardır.Balın genel yapısı içinde, karbonhidratlı maddeler olan şekerler %95-99 oranında bulunurlar. Baldaki 17 tür şekerin 9 tanesi kesin olarak bulunmuş, ancak 6’sına bazı araştırmalarda rastlanmıştır.Balda sitrik, malik, formik ve asetik asit vardır. Ancak en önemlisi glukomik asittir. Proteinlerin yapıtaşı olan amino asitler de balda bulunur. Balın çok tatlı olması, asitliğinin fark edilmemesine neden olur. Balın tadınıo ve kokusunu, balı meydana getiren maddeler oluşturmaktadır. Özellikle malik ve sitrik asitin, tat ve kokuda etkili olduğu bilinmektedir.Balda %0,17 oranında kül de bulunmaktadır. Balda en fazla bulunan mineraller kalsiyum ve fosfordur. Bunlardan başka potasyum, kükürt, sodyum klorür ve magnezyum gelmektedir. Ayrıca iz elementlerden bakır, iyot, demir, manganez ve çinko da eser miktarda balda bulunur.Baldaki vitamin miktarı, polen ve nektar kaynaklarına göre değişir. Bu vitaminler şunlardır; Tiamin(B), riboflavin(B2), askorbik asit(C), piridoksin(B6), pentotenik asit(B5) ve nikotinik asit(B3)’tir. Bal süzme işlemi sırasında bu vitaminlerin büyük bir çoğunluğunu kaybedebilir. Bu yüzden bu işlemin sonderece dikkatli yapılması özellikle ısıtma işleminin uygulanmaması gerekir.Bal, bir süre sonra (3 ay ile 1 yıl arasında değişir süre) içindeki dekstrozun fazlasının kristalleşmesi ile şekerlenir. Bazı tür ballar petek içerisinde kristalleşebilirken, bazıları hiç kristalleşmezler. Balın kristalleşmesine engel olan sıcaklık 13,8 C’dir. Yapılan araştırmalarda, bu derecenin altında ve üstündeki sıcaklıklarda şekerlenme olur. Balın kristalleşmesi, kalite bozukluğunu ifade etmez. Ancak tüketici gözünde olumsuz etki yapar. Kristalleşen balın, 40-45 derecede 1 saat kadar ısıtılması eski durumunu almasını sağlar. 45 derecenin üzerindeki sıcaklıklarda bal vitamin değerlerini yitirir.Her balda bir miktar maya bulunur. Baldaki su miktarı ile maya miktarı doğru orantılıdır. Su artarsa maya da artar. Balı bozan ve ekşiten en önemli faktörlerin başında da maya, su ve balın uygun olmayan depolama koşulları gelir. Araştırmalara göre %17,1 den daha az su içeren balların maya miktarı ne olursa olsun 1 yıldan önce kesinlikle ekşimediklerini ortaya koymuştur. Bal mayaları 11C derecenin altında faaliyet gösteremediklerinden, sıcaklığı 10c derecenin altındaki depolarda saklanan ballarda ekşime ve bozulma görülmemektedir.Bal doğallıktan ayrıldıkçave çeşitli amaçlarla insan tarafından uygulanan işlemler arttıkça kalitesi bozulmaktadır. Balın kalitesi bozuldukça ve içine yabancı madde karıştıkça korunması da o denli zorlaşmakta ve bozulmanın önüne geçilememektedir. İyi olgunlaşmış, su oranı normal olan saf nektar balları, çabuk bozulmaz ve saklanmaları kolaylaşır.Karakovan balının kalitesini belirleyen kovanın içinde bulunduğu floranın zenginliğidir. Kaçkar dağları ise floral zenginliği, yani doğal ortamda bulunan ve yetişen bitki çeşitliliği ile ün salmıştır. Kaçkar dağlarındaki karakovanlarda yaşayan arılar bu flora içerisinde sayısız çeşitdeki çiçeklerden nektar ve bal özü toplayarak bal üretirler. Bu neden bu yörenin balının şifa verme özelliği çok daha fazladır.Doğal Kaçkar karakovan balı son derece değerli, çok kaliteli ve besin değeri yüksek bir baldır. Ballı süt tarifi büyükler için de geçerlidir. Kış hastalıklarına karşı vücudu korur, direnci artırır. Her gece içilen bir bardak ballı süt vücudu hastalıklara karşı korur.Doğal Kaçkar karakovan balı son derece değerli, çok kaliteli ve besin değeri yüksek bir baldır. Bu balı tüketirken aşırıya kaçmamak gerekir.Sabahları aç karnına bir tatlı kaşığı alınabilir, bu midenizi ve boğazınızı temizler ve mide yaralarınızı iyileştirir.Veya aç karnına ballı sirkeli karışım içilir. Vücut temizlenmeye başlar, böylelikle vitamin kaybı olmadan kilo vermeye yardımcı olur, metabolizmayı hızlnadırır.Bunun dışında kahvaltıda yine aşırıya kaçmamak üzere tüketilmelidir.Bal ısıtılmamalı veya pişirilmemelidir. Eğer bal bazı yiyeceklere katılıp pişirilir gibi bir tarif varsa itibar etmeyiniz. Bal kaynatılınca içindeki enzimler azalacağından vitamin değeri de azalır. Önce diğerleri pişirilir, ılıyınca bal ilave edilir.Çocukların gelişiminde çok değerli bir gıda olan bal, kızarmış ekmek, tarçın ve kaymakla verilebilir. yalnız 1 yaşından küçük çocuklara yedirilmemelidir.Ilık süte bir tatlı veya yemek kaşığı Güneş Kaçkar Bal katılarak çocuklara verilebilir. Böylelikle çocuklara hem süt sevdirilmiş olur hem de çok değerli bir besin sağlanmış olur.Ballı süt tarifi büyükler için de geçerlidir. Kış hastalıklarına karşı vücudu korur, direnci artırır. Her gece içilen bir bardak ballı süt vücudu hastalıklara karşı korur.Adele ağrıları, titremesi, uyuşmasının giderilmesinde,Ağrı ve sancıların giderilmesinde,Ağız yaralarının iyileştirilmesinde,Akciğer hastalarının iyileştirilmesinde,Bademcik iltihabının yok edilmesinde,Bağırsak gazının, iltihabının giderilmesinde,Baş, göğüs, karın ağrılarının giderilmesinde,Baş dönmesinin giderilmesinde,Bel ağıralarının giderilmesinde,Beyin hastalıklarının iyileşmesinde, felç ve sinir hastalıklarını gidermede,Cilt bazukluğunu, lekelerini gidermede,Cinsel gücü artırmada,Dammar sertliğinde, dammar tıkanıklığını yok etmede,Gözleri güçlendirmede,Halsizliğin giderilmesinde,Hazmı kolaylaştırmada,Hafızayı güçlendirmedeIştah açmada,Kabızlığın iyileştirilmesinde,Kalp çarpıntısını gidermedeKanın temizlenmesinde,Kemiklerin kuvvetlenmesinde,Nezle ve grip hastalığının tedavisindeÖksükrüğün, nefes darlığının, astım hastalığının tedavisinde,Romatizma ve siyatiğin tedavisinde,Sarılık hastalığının iyileştirilmesinde,Sedef hastalığının giderilmesindeSonderece etkili olduğu Klinik denemelerle kanıtlanmış ve halk arasında yüzlerce yıldır doğal ilaç olarak kullanıla gelmiştir.
2Kestane BalıKoyu kahve renkli, buruk biraz acı ve kestaneye özgü tadı ve kokusu olan bu bal, antiseptik özelliğiyle tanınır. Ve bütün koyu renkli ballar gibi antioksidan olması sebebiyle kansere karşı koruyucudur.Rengi koyu kıvamı gevşek olan kestane balı, bağışıklık sistemini güçlendirmenin yanı sıra öksürük, astım, bronşit ve nefes darlığı gibi çok sayıda hastalığın tedavisinde etkili olduğu için “Doğal Antibiyotik” olarak da adlandırılıyor. Birçok bakterinin antibiyotiklere direnç kazanmasından sonra balın iyileştirici etkisi yeniden keşfedildi. Ancak uzmanlar, insanların fabrika ortamında ısıl işlemden geçmiş doğal olmayan balla kendi kendilerini tedavi etmemeleri konusunda uyarıyorlar. Nitekim balın kristalleşmesini önlemek için ambalajlama sırasında uygulanan ısıl işlem balın doğallığını kaybetmesine yol açmaktadır. Güneş bal kesinlikle ısıl işlem uygulamamaktadır. Bu yüzden Güneş bal'ın kestane balı iyileştirici etkisi çok daha güçlüdür, saf kovandan alınmış haliyle organik enzimlerini yitirmemiş olarak size ulaştırılır. Kestane Balının içerisindeki doğal enzimlerden dolayı güçlü antiseptik bir etkisi var. Arılar bal üretirlerken glikoz oksidaz enzimini ilave ediyorlar. Bu enzim ise balın içindeki şekerden az miktarda hidrojen peroksidin üretilmesine yol açmakta.Balın içindeki hidrojen peroksit durmadan yenilendiği için de yaralardaki bakterilerin öldürülmesi için az miktarda kestane balı yeterli olmaktadır. Ayrıca kestane balı'nın, kanın temizlenmesine ve kemiklerin kuvvetlenmesine de yardımcı olduğu kanıtlanmıştır.Doğal Kaçkar Kestane balı son derece değerli, çok kaliteli ve besin değeri yüksek bir baldır. Ballı süt tarifi büyükler için de geçerlidir. Kış hastalıklarına karşı vücudu korur, direnci artırır. Her gece içilen bir bardak ballı süt vücudu hastalıklara karşı korur.Adale ağrıları, titremesi, uyuşmasının giderilmesinde Kestane Balının etkili olduğu klinik denemelerle kanıtlanmıştır. Bunların yanısıra aşağıdaki hastalıkların tedavisinde kestane balının etkili olduğu bilinmekte ve yardımcı ilaç olarak kullanılmaktadır,
3Akasya BalıAkasya Balı, Artvin yöresinin doğal bitki örtüsünde, ormanlarında yer alan Akasya ağacının çiçek özlerinin toplanmasıyla oluşturulan, özellikle sinir sistemini koruyucu ve güçlendirici özelliği ile bilinen bir bal çeşididir. Akasya balı doğal koşullarda, kendine özgü aroması ile çok özgün bir baldır. Bal çok uzun süreden beri tedavi edici ve tadlandırıcı olarak kullanılmaktadır. Kaçkarların doğal ortamında yer alan Akasya ormanlarında üretimi yapılmaktadır. Hiçbir şekilde doğanın insanlar tarafından kirletilmediği ve insan yerleşim yerlerine en az 10km uzaklıktaki Akasya ormanları içerisindeki karakovanlardan bu bal elde edilmektetir. Bu yüzden Kaçkar Akasya balı diğer ballar arasında en iyi baldır.Doğal Kaçkar Akasya balı son derece değerli, çok kaliteli ve besin değeri yüksek bir baldır. Ballı süt tarifi büyükler için de geçerlidir. Kış hastalıklarına karşı vücudu korur, direnci artırır. Her gece içilen bir bardak ballı süt vücudu hastalıklara karşı korur.Besleyici ve kuvvet vericidir. Mikropların üremesini önler. Yara iyileştirici etkiler gösterir. Çocuklarda sık görülen ağız iltihaplarına (aft, ağız yarası) karşı başarı ile kullanılır. Bal, bileşiminde bulunan çeşitli vitamin, mineral, organik asit ve enzimler nedeniyle sindirimikolay , besleyici ve birçok hastalığa karşı koruyucu ve tedavi edici özellikler gösterir. Balın, bileşim maddelerince zengin oluşu nedeniyle özellikle sağlıklı yaşamda önde gelen gıda maddeleri arasında yer almaktadır. “Balın, difteri, boğmaca, verem, ülser, bazı cilt ve sinir sistemi hastalıkları gibi 500’e yakın hastalığın tedavisinde olumlu etkileri saptanmıştır. Balın bilinen bu özellikleri sağlamasında, antimikrobiyel, antioksidan ve büyüme faktörü biyoaktivitesi gösteren bileşenler etkili olmaktadır” Yararları nedeniyle balın her gün düzenli olarak tüketilmesi önerilmektedir ğız yaralarının iyileştirilmesine Akciğer (Astım,Bronşit,verem)gibi hastalıkların iyileştirilmesine; Bağırsak iltihabının giderilmesine; Bel ağrılarının giderilmesine; Ciltte bulunan lekelerin giderilmesine; Hafızanın güçlendirilmesine; Kanın temizlenmesinde yararlıdır.
4Yayla BalıAçık kehribar renkte hoş bir rahiya ve keskin tadı vardır. Doğu Karadeniz ve Doğu anadolu yaylalarında yetişen ağırlıkta aromatik bir bitki olarak çayı içilen adaçayından toplanmıştır. Adaçayı bitkisinin tüm özelliklerine sahiptir. Çok değerli ve besleyici bir bal çeşididir. Vücudun direncini arttırarak bağışıklık sistemini güçlendirir. Öksürüğü keser, iştah açar. Yaraların iyileştirilmesine yardımcı olur. Cinsel gücü arttırır. Ve bir çok hastalığın tedavisinde yardımcı olur. Yayla balı doğal koşullarda, kendine özgü aroması ile çok özgün bir baldır. Bal çok uzun süreden beri tedavi edici ve tadlandırıcı olarak kullanılmaktadır. Besleyici ve kuvvet vericidir. Mikropların üremesini önler. Yara iyileştirici etkiler gösterir. Çocuklarda sık görülen ağız iltihaplarına (aft, ağız yarası) karşı başarı ile kullanılır. Bal, bileşiminde bulunan çeşitli vitamin, mineral, organik asit ve enzimler nedeniyle sindirimikolay , besleyici ve birçok hastalığa karşı koruyucu ve tedavi edici özellikler gösterir. Balın, bileşim maddelerince zengin oluşu nedeniyle özellikle sağlıklı yaşamda önde gelen gıda maddeleri arasında yer almaktadır. “Balın, difteri, boğmaca, verem, ülser, bazı cilt ve sinir sistemi hastalıkları gibi 500’e yakın hastalığın tedavisinde olumlu etkileri saptanmıştır. Balın bilinen bu özellikleri sağlamasında, antimikrobiyel, antioksidan ve büyüme faktörü biyoaktivitesi gösteren bileşenler etkili olmaktadır” Yararları nedeniyle balın her gün düzenli olarak tüketilmesi önerilmektedir.Doğal Kaçkar Yayla balı son derece değerli, çok kaliteli ve besin değeri yüksek bir baldır. Bu balı tüketirken aşırıya kaçmamak gerekir. Sabahları aç karnına bir tatlı kaşığı alınabilir, bu midenizi ve boğazınızı temizler ve mide yaralarınızı iyileştirir. Veya aç karnına ballı sirkeli karışım içilir. Vücut temizlenmeye başlar, böylelikle vitamin kaybı olmadan kilo vermeye yardımcı olur, metabolizmayı hızlandırır. Bunun dışında kahvaltıda yine aşırıya kaçmamak üzere tüketilmelidir. Bal ısıtılmamalı veya pişirilmemelidir. Eğer bal bazı yiyeceklere katılıp pişirilir gibi bir tarif varsa itibar etmeyiniz. Bal kaynatılınca içindeki enzimler azalacağından vitamin değeri de azalır. Önce diğerleri pişirilir, ılıyınca bal ilave edilir. Çocukların gelişiminde çok değerli bir gıda olan bal, kızarmış ekmek, tarçın ve kaymakla verilebilir. yalnız 1 yaşından küçük çocuklara yedirilmemelidir. Ilık süte bir tatlı veya yemek kaşığı Kafkas bal katılarak çocuklara verilebilir. Böylelikle çocuklara hem süt sevdirilmiş olur hem de çok değerli bir besin sağlanmış olur.Ballı süt Kış hastalıklarına karşı vücudu korur, direnci artırır. Her gece içilen bir bardak ballı süt vücudu hastalıklara karşı korur.
5Deli Bal ( Ormangülü Balı)Ormangülü, Kaçkar Dağları'nın eteklerinde 1500-1800 m. rakımlı ormanlık alanlarda yetişmektedir. Kovanların, ormanın bitip yaylanın başladığı yere yakın bir noktada olması nedeniyle arılar, ormanda çiçek açan bitkilerin yanı sıra yayla çiçeklerinden de bal elde edibiliyorlar. Ormangülünün pembe açan çiçeklerinden başka kırmızı ve beyaz açanları da vardır.Türkiye'deki tüm ormangülleri içinde sadece Kaçkar eteklerinde yetişenler, arıların bal yaptığı süre boyunca çiçek açmaktadır. GüneşBal Ormangülü Balı, yerli safkan ve Kafkas arıları tarafından üretilen özel bir baldır.Orman gülü balı doğal koşullarda, kendine özgü aroması ile çok özgün bir baldır. Halk arasında "deli bal" olarak da bilinir. Çok uzun süreden beri tedavi edici ve tadlandırıcı olarak kullanılmaktadır. Besleyici ve kuvvet vericidir. Mikropların üremesini önler. Yara iyileştirici etkiler gösterir. Çocuklarda sık görülen ağız iltihaplarına (aft, ağız yarası) karşı başarı ile kullanılır. Bal, bileşiminde bulunan çeşitli vitamin, mineral, organik asit ve enzimler nedeniyle sindirimikolay , besleyici ve birçok hastalığa karşı koruyucu ve tedavi edici özellikler gösterir. Balın, bileşim maddelerince zengin oluşu nedeniyle özellikle sağlıklı yaşamda önde gelen gıda maddeleri arasında yer almaktadır. Deli bal Çok az miktarda kullanılmalıdır. 1 çay kaşığını aşmayınız. Doğal Kaçkar Deli balı son derece değerli, çok kaliteli ve besin değeri yüksek bir baldır. Bu balı tüketirken aşırıya kaçmamak gerekir. Sabahları aç karnına bir tatlı kaşığı alınabilir, bu midenizi ve boğazınızı temizler ve mide yaralarınızı iyileştirir. Veya aç karnına ballı sirkeli karışım içilir. Vücut temizlenmeye başlar, böylelikle vitamin kaybı olmadan kilo vermeye yardımcı olur, metabolizmayı hızlandırır. 1 Çay kaşığı aşılmamalıdır. Deli Bal çok az tüketilmek şartıyla sinir bozukluklarına iyi gelir. Deli Bal şeker hastalarına da iyi gelmektedir. Mide ve Bağırsak problemlerine de iyi gelir Deli Bal. Deli Bal yüksek tansiyon şikâyeti olanlar içinde faydalıdır. ZARARLARI: Fazla tüketimi halinde, Baş dönmesi, sersemlik, sarhoşluk, ishal yapabileceği gibi, Çok yüksek oranda tüketiminde tükürükte artış, nabız düşmesi, kan basıncının düşmesine neden olarak zehirlenme yapabilir, hatta ölümle bile sonuçlanabilir. Zehirlenme Balı yedikten hemen sonra ya da birkaç saat sonrada belirti gösterebilir. Özellikle yaşlılar ve çocuklar için daha da tehlikeli olabilir.
6Anzer BalıAnzer Balı Türkiye’de üretilen ve Dünyada eşi emsali bulunmayan kır çiçek flora örtüsüne sahip olan, İngiliz-Alman botanikçilerin yaptığı araştırmalarda 450-500 çeşit çiçek bulunan, bunların içinde 80-90 tane endemik çiçek yalnız Ballıköy Anzer de yetişmekte ve bu çiçeklerden arıların topladığı bal dertlere deva hastalıklara şifa dünyaca ünlü Ballıköy Anzer çiçek balıdır. Haziran ayinin ilk haftasıyla birlikte kısmen karlı bölgelerde kardelenlerle birlikte bahara ve yeşilliğe ilk adımını atan Anzer, müthiş güzelliğini haziranla başlayıp temmuzda zirveye taşıyıp ağustosta tamamlar. Haziranın son haftasında gözlerini çiçeklere açan arılar ağustos ayinin ortasına kadar ballarını tamamlarlar. Anzer'de İklim şartlarına bağlı olarak ağustosun birinci yada ikinci haftasında sağılma (hasat edilme) denilen işlemle ballar kovanlardan alınır. Hava şartlarının etkisine, çayırların (çimenlerin) erken biçilmesine bağlı olarak bal üretim miktarı değişkenlik arz etmektedir. Çok az, hatta hiç olmadığı yıllar olmuştur. Anzer'de ağaç yetişmemektedir bu yüzden Anzer balında sadece Anzer yaylasın'da yetişen endemik çiçeklerin polenleri bulunmalıdır aksi taktirde gerçek Anzer balı değildir. Anzer balının sahte olup olmadığını anlamak için polen analizi yapılmaktadır. Anzer balına dışarıdan şeker veya herhangi başka bir katkı maddesi verilmemektedir. Anzerbalı ısıl işlem görmeden sağılmaktadır. 40 °C`nin üzerindeki sıcaklıklar balın içindeki enzimleri ve polenleri etkisiz hale getirdiğinden soğuk sağım yapılmaktadır.Anzer balı ekmeğe sürülüp kahvaltıda tüketilen normal ballardan değildir. Anzer bali genellikle hastalıklara şifa niyetiyle tüketilmektedir.. Anzer balı Ankara Hacettepe Üniversitesinde analiz edilip garantisi tescil edilen bir baldır. Anzer balı deden toruna, Osmanlı İmparatorluğundan beri ilaç olarak kullanılarak gelmektedir. Osmanlı Padişahlarına Anzer balı kuvvet macunu olarak verilirdi. Anzer balı birçok hastalığın şifa kaynağıdır.Anzer balı son derece değerli, çok kaliteli ve besin değeri yüksek bir baldır o nedenle diğer ballarda da olduğu gibi abartmadan kullanılmalıdır.· Ağrı ve sancıların giderir, · Ameliyat yaralarını erken kapatır · Ağız yaralarını iyileştirir, · Akciğer hastalıklarını iyileştirir, · Bağışıklık sistemini düzenler · Bademcik iltihabını yok eder, · Bağırsak düzensizliklerini ve iltihabını giderir, · Büyüme ve gelişmeyi son derece etkile, · Beyin hastalıklarının iyileştirir, · Cilt bozukluğunu, lekelerini giderir, · Cinsel gücü artırır, · Damar sertliğini,damar tıkanıklığını yok eder, · Dengesiz beslenme sorunlarını giderir, · Düşünme yeteneğini arttırır, · Kanser hastalıklarında tedavi edicidir, · Gözleri güçlendirir, · Gelişimi hızlandırır, · Halsizliği giderir, · Hazmı kolaylaştırır, · Hafızayı güçlendirir, · İshali keser, · İştah açar, · İştah açar, · Kabızlığı Giderir, · Kalp damar hastalıklarını tedavi eder , · Kalp çarpıntısını giderir, · Kanı temizler, · Kasları güçlendirir · Kemikleri kuvvetlendirir, · Kilo yapmaz, · Kısırlığı giderir, · Mide ülseri bağırsak hastalıklarında tedavi edicidir, · Metabolizmada bozulan dengeleri kurar , · Nezle ve girip hastalığında tedavi edicidir, · Öksürüğü ,astım hastalığını tedavi eder, · Sinir sistemini rahatlatır, · Prostadı önler, · Sedef hastalığını tedavi eder, · Saç dökülmesini önler , · Sarılık, hepatit B,C, hastalıklarında tedavi edicidir, · Sporcularda enerji artırır, doping etkisi yapar, · Seks gücünü artırır, · Vücudun halsizliğini giderir, · Yumurtalıları tedavi eder, Özellikle çabuk enerjiye dönüşen hazır bir gıda olması nedeniyle, yüzme, dağcılık, atletizm, basketbol, futbol, halter, bisiklet yarışı gibi sporlarla meşgul olan kimselere güç vermek ve yorgunluklarını hafifletmek içinde kullanılabilir.
7Narenciye ( Anavarza ) Balı Akdeniz yöresine özgü bir baldır. Narenciye balında bol miktarlarda ve yüksek düzeyde kalsiyum fosfat ve demir fosfat saptanmıştır. Açık sarı renkte ve akışkan bir baldır. Meyve ağaçlarına özgü koku ve lezzeti vardır. Uzmanlara göre narenciye balına tıbbi açıdan önem verilmelidir.Bol miktarda C vitamini içerir. Karaciğere olumlu etkisi vardır. Sinirleri yatıştırmada ve kramp çözmede önemli rol üstlenir.
8Çam Balı Çam Balı : Çam ağaçlarında yaşayan bir kısım canlıların, yani basra'nın (örneğin çam pamuklu koşnili) salgıladıkları bal şebnemi (bal çiçeği= basura) denen tatlı maddeler, balarıları tarafından toplanarak değişikliğe uğratılır. Çam balının oluşumu iki aşamada gerçekleşir: 1. Aşama -Önce, basra denilen canlı, onbinlercesi biraraya gelerek topraktan ağacın gövdesine tırmanır ve orada yaşamaya başlar. Bu sırada ağaçların cephelerinde beyaz pamuk benzeri tomarlar meydana getirirler. Bu, insan gözüyle kolayca görünür. Yaz aylarına, Ağustos' a doğru basra canlısı çam ağacının özünden elde ettiği ettiği beyaz ve renksiz bir salgı oluşturur. Bu salgı ağacın gövdesinde ince bir ip gibi sallanır. 2. Aşama: Kovana bal taşıyacak arılar çam ormanlarında dolaşır ve yukarıda bahsedilen, çam ağaçlarının gövdesindeki çam özlü salgıyı alırlar. Arılar, bünyesindeki salgılarla bu ham haldeki çam balını işleyip kovana taşır. Peteklerdeki gözlere işçi arılar tarafından yerleştirilir. Dünyadaki çam balı üretimin %90'ı Türkiye'de yapılmaktadır. Kalitesi, aroması ve içerdiği zengin besin maddeleriyle Türk Çam Balına yurt dışından büyük bir talep vardır. Çam balının en önemli özelliği kıvamı bozulmadan veya donmadan yıllarca saklanabilmesidir. Bu nedenle pazarlaması da kolaydır. Rengi çiçek ballarının ekseriyetinden daha koyudur. Besin değeri biraz daha düşük olmakla birlikte, özellikle boğaz rahatsızlıklarına çok iyi gelir. Çam balı, kristalizasyona dayanıklılığı ve önleyici özelliği ile, tıpta ve gıda sektöründe çeşitli ürünlerde (örneğin dondurmalarda) bir doğal katkı maddesi olarak geniş bir kullanım alanına, ve önemli ihracat potansiyeline sahip bir üründür. Ülkemizin akciğeri sayılan zengin orman bölgelerinin doğal ürünüdür. Çam balı diğer balların aksine çiçeklerden toplanan nektarlardan değil, arıların çam ağaçları üzerinde oluşan reçineleri işleyerek elde ettikleri salgı balı türüdür. Öncelikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde üretilir. İlkbahar - sonbahar aralıklarında işlenir. Koyu bulanık kahverengi renkte, keskin bir tadı ve çam ağacına özgü rayihası vardır. Gerçek çam balı, her derde devadır.Çam balının özellikleri ve faydaları. Çam balı,nezle ve öksürüğe iyi gelir. Çam balı, kalp çarpıntısı için faydalıdır. Çam balı,sedef sarılık ve beyin hastalıklarında kullanılır. Alerjik vakaları önler. Çam balı,mideye kuvvet verir. Çam balı,çocukların zeka gelişimine oldukça olumlu katkıda bulunur. Çam balı, tansiyonu düşürür ve iştahı açar. Çam balı,doğal diş macunudur, kansızlığa doğal çözüm sunar ve anemiyi giderir. Çam balı, alaca hastalığına bitkisel çözüm şifadır. Çam balı,kabızlığa iyi gelir. Çam balı, damarları açar,romatizmaya ve alerjiye faydalıdır. Çam balının cilde ve saça olan faydaları da bir hayli fazladır,bu bal çaşidi cildi yumuşatır,saçları besler. Çam balı, doğal ağrı kesici ve ağrı dinlendirici özelliği vardır. Çam balı,ishali kesici ve zıt olan kabızlığıda önleyici ve ödem atıcıdır. Çam balının ülser ve mideye oldukça faydası vardır.
9Keven Balı Kevenin diğer İsimleri şöyledir ; Geven, Ketre, Çekme,Ak geven, Püs geveni, zamk geveni, Astragalus glycyphyllus, Astragalus cicer, Leguminosae. Arılar tarafından keven çiçeğinden alınan nektarın vücutlarında salgıladıkları enzimlerle oluşmasını sağladıkları çok kaliteli çok müstesna bir gıda maddesidir. Keven bitkisinin yetiştiği bölgelere göre farklılaşan 200 kadar türü vardır. Kar keveni, sarı keven, dal keven, kara keven, Çoban yastığı, kirpi otu gibi adları vardır. Yuvarlak ve küme görünüşünde, yaz – kış yaprağını dökmeyen bir bitkidir. Bazı türleri yastık biçiminde kümeler oluşturan ve dikeni olan kevenlerin yaprakları tüysü, yaprakçıkları oval ve sivri olup; genellikle öbekler halinde toplanmış beyaz, sarı, mor ya da pembe çiçekleri, değişik biçim ve büyüklüktedir. Türkiye’de Kayseri, Sivas, Erzurum, Elazığ, Bingöl, Muş, Bitlis, Van, Hakkari gibi 1500 rakım ve üzeri yüksek bölgelerde, taşlık ve kayalık yamaçlarda yetişir. Kuraklığa ve soğuğa dayanıklı yapıya sahip çok yıllıklı bir bitkidir. Keven bitkisi nitelikli nektar (bal) vermesiyle de arıcılarımızın ilgisini çeken çok kaliteli bal veren bir bitki türüdür. Keven balı antibakteriyel özelliğe sahiptir. Süratle kana karışan, hızlı bir enerji kaynağıdır. Kan yapıcı özelliğe sahiptir. Kalp adalesine faaliyet ve zindelik vermnesiyle kalp hastalarına önerilir. Alerjik hastalıklarda zor ve meşakkatli tedavilerin yerine kullanılan alternatif bir tedavi ürünüdür. İhtiva ettiği A, B, C ve diğer vitaminler ile mineraller insana kuvvet ve zindelik verir. Antioksidan özelliğine sahip olan Keven Balı sağlığına dikkat etmeye çalışan herkesin özellikle antioksidan tüketme ihtiyacını giderir. Antioksidanlar, hücrelerde normal metabolizmanın zararlı yan ürünlerini temizleyen bileşenlerdir. Soğuk algınlığı ve grip, süregen enfeksiyon, kronik yorgunluk ve astımda şifa sağlamaktadır. Kalp rahatsızlıkları, böbrek rahatsızlıkları, mide ülserleri rahatsızlıklarında şifa sağlar. Çeşitli allerjiler ve yaraları geçirir. Genel hazım sorunlarını yok eder. Kemoterapiyle ilişkili olarak iştah kaybı veya yorgunluğu ortadan kaldırmaktadır.
10Kekik BalıKekik; genusun beş farklı türünden nektarlı bitki olarak bilinir. Yaygın olarak kırsal bölgelerde yetişen bir bitkidir. Ülkemizde öncelikle Ankara, Çankırı, Kastamonu, Bolu, Amasya, Trabzon ve Kütahya’nın tepe ve dağlarında doğal ortamda bol miktarda yetişir. Kekik bileşiminde “Timol” içeren uçucu bir yağ vardır. Çiçeklenme dönemi Mayıs başından Ağustos sonuna kadar devam eder.Kekik Balı açık altın sarısı renktedir. Tadı ve aroması çok güzeldir. Kekik Balı enzim içeriği bakımından çok zengindir. Antiparaziter etkisi ile bilinir. Bu etkisi timol denen terpenik maddeden dolayıdır. Kekik balı soğuk algınlığını kısa sürede giderir ayrıca yara iyileştirici özelliği vardır. Kekik balı, bal çeşitlerinin arasında en özellikli olanıdır. Saf kekik otundan öz toplayan arıların ürettiği şeffaf, kekik kokulu, buruk tatlı bir baldır. Karaciğer başta olmak üzere mide, astım ve egzema hastalıklarına iyi geldiği söylenir. Ege, İç, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin yüksek rakımlı yaylarındaki kekiklerin nektarını içeren ballardan özenle seçilen Kekik balları, sizlerin damak zevkine sunulmuştur.Mikropların oluşmasını engeller. Yara iyileştirici etkiler gösterir. Çocuklarda sık görülen ağız iltihaplarına (aft ağız yarası) karşı başarı ile kullanılır. Bal bileşiminde bulunan çeşitli vitamin mineral organik asit ve enzimler nedeniyle sindirimi kolay besleyici ve birçok hastalığa karşı koruyucu ve tedavi edici özellikler gösterir. Balın bileşim maddelerince zengin oluşu nedeniyle özellikle sağlıklı yaşamda önde gelen gıda maddeleri arasında yer almaktadır. “Balın difteri boğmaca verem ülser bazı cilt ve sinir sistemi hastalıkları gibi 500’e yakın hastalığın tedavisinde olumlu etkileri saptanmıştır. Balın bilinen bu özellikleri sağlamasında antimikrobiyel antioksidan ve büyüme faktörü biyoaktivitesi gösteren bileşenlerin etkili olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Yararları nedeniyle balın her gün düzenli olarak yenmesi tavsiye edilmektedir. Kekik Balı özellikle akciğer ve karaciğeri güçlendirmek amacı ile kullanılır. Solunum yolu rahatsızlıkları akciğer sorunları nefes darlığı gibi sorunlarda ferahlatıcı ve vücudu dezenfekte edici özellikler gösterir. Vücuttaki iltihapların atılmasına yardımcı olur. Mide rahatsızlıklarında zayıflık ve güçsüzlük durumlarında önemli bir yardımcıdır. Kekik Balı Bileşimi: Glikoz ve levüloz (%70-75) sakkaroz (%2-3) dekstrin ve vitaminler içerir. Bileşimi elde edildiği bölgeye ve balın çeşitliliğine bağlı olarak değişiklik göstermektedir.
11Biberiye Balı

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir