301 | ardından sapan taşı yetişmez | çok hızlı koşuyor. |
302 | arı bal alacak çiçeği bilir | işini bilen kimse nereye başvuracağını bilir. |
303 | arı bey olan kovana üşer | halk, kendisine önderlik edecek kişinin çevresinde toplanır. |
304 | arı gibi eri olanın dağ kadar yeri olur | çalışkan kişileri olan aile ve toplumlar her yerde bol kazanç elde ederler. |
305 | arı kızdıranı sokar | kişi, sonunda öleceğini de bilse kendisini sinirlendirene saldırır. |
306 | arı söğüdü, akıllı öğüdü sever | herkes işine yarayan şeyi benimser. |
307 | arığa su gelene kadar kurbağanın gözü patlar | yapılması geciken iyilikler, bekleyenleri sıkıntı içinde bırakır. |
308 | arık ata kuyruğu da yüktür | güçsüz kişi, kimseye yardım edecek durumda değildir. |
309 | arık etten yağlı tirit olmaz | değersiz kişiden yararlı iş, verimsiz tarladan bol ürün beklenmez. |
310 | arık öküze bıçak olmaz (çalınmaz) | 1) güçsüz kimseyi ezmek yiğitlik değildir 2) kendisinden yararlanılamayacak kişiye yararlanmak amacıyla eziyet edilmemelidir. |
311 | arife günü yalan söyleyenin (oruç yiyenin) bayram günü yüzü kara çıkar (olur) | bir sözün yalan olduğu çabuk anlaşılır ve söyleyen toplum içinde utanılacak bir duruma düşer. |
312 | arkadaşını söyle, kim olduğunu söyleyeyim | kişi kendisine uygun kimselerle arkadaşlık kuracağı için arkadaşını tanıdığımızda o kişinin de kimliğini öğrenmiş oluruz. |
313 | arlı arından, huylu huyundan vazgeçmez | herkes kendi karakterine göre davranışta bulunur. |
314 | armudu soy ye, elmayı say ye | armut kabuğu soyularak elma da aşırı gidilmeden sayıyla yenilmelidir. |
315 | armudun iyisini (dağda) ayılar yer | kendilerine yakışmayan güzel bir şeyi eline geçirenler için kullanılan bir söz. |
316 | armudun önü kirazın sonu | armut ilk çıktığında, kiraz da biteceği zaman yenilmeli. |
317 | armut dalının dibine düşer | bir kimse önce yakınlarına yararlı olur. |
318 | arpa eken buğday biçmez | kötü davranışın karşılığı iyi olmaz. |
319 | arpa samanıyla, kömür dumanıyla | yararlanılan nesneleri eksiklikleriyle birlikte kabullenmek gerekir. |
320 | arpa unundan kadayıf olmaz | kötü gereçle iyi şey yapılamaz. |
321 | arpa verilmeyen at, kamçı zoruyla yürümez | bir kişinin verimli olarak iş görmesi, onun geçiminin sağlanmasına bağlıdır. |
322 | arpacıya borç eden ahırını tez satar | bir iş borçla sağlıklı bir biçimde yürütülemez. |
323 | arsız neden arlanır, çul da giyer sallanır | arsız hiçbir şeyden utanmadığı için elbise diye çul da giyse salına salına gezer. |
324 | arsızın yüzüne tükürmüşler yağmur yağıyor demiş | arsız ne kadar ağır hakaret görse de aldırmaz, pişkinliğe vurur. |
325 | arslan postunda gönül dostunda | her şey kendi yerinde değer kazanır. |
326 | arslanın adı çıkmış, çakallar baş keser | haksızlık veya kötülük yapacağı düşünülen kişi yerine bu konuda adı ön plana çıkan kişiler asıl haksızlığı ve kötülüğü yaparlar. |
327 | arşın malı kantar ile satılmaz | bir nesne için kullanılan ölçü, niteliği ayrı olan başka bir nesne için kullanılamaz. |
328 | artık mal göz çıkarmaz | ne kadar ve ne türden mal olursa olsun malın fazlası elden çıkarılmamalıdır çünkü mutlaka bir gün gelir lazım olur. |
329 | asıl azmaz, bal kokmaz | bir kimse veya nesne, ne denli biçim değiştirirse değiştirsin aslını yitirmez, soyluluğunu korur. |
330 | asil ile taş taşı, bedasıl ile yeme aşı | asil insanla beraber bulunmak her şartta faydalıdır, en iyi şartları önüne getirse bile kötü ve bayağı insandan kaçmak gerekir. |