511 | başına gelen başmakçıdır | başından bir iş geçmiş olan kimse o işte deneyimli olur, uğradığı zarara bir daha uğramamak için önlem alır. |
512 | başını acemi berbere teslim eden cebinden pamuğu eksik etmez (etmesin) | işbaşına tecrübesiz yönetici getirenler, onun yaratacağı sıkıntı ve zararları çekmeye hazır olmalıdır. |
513 | battı balık yan gider | işler kötü gittiğine göre artık istenildiği gibi davranılabilir. |
514 | baykuşun kısmeti ayağına gelir | Tanrı hiçbir canlıyı aç bırakmaz, kımıldamadan duran baykuşun rızkını bile önüne koyar. |
515 | bayramda borç ödeyene ramazan ağır (kısa) gelir | vadesi yaklaşan bir borcu ödemek zorunda olan kimseye günler çok çabuk geçer. |
516 | baz bazla, kaz kazla, kel tavuk topal horozla | bir kişi, kendine denk ve uygun olan kişiyle arkadaş olmalıdır. |
517 | bazı dingil döner bazı teker | karşılıklı ilişkilerde her iki tarafa da zaman zaman söz söyleme hakkı doğar. |
518 | bedava sirke baldan tatlıdır | masrafsız ve emeksiz elde edilen şeyler insana hoş gelir. |
519 | bekâr gözü, kör gözü | bekâr erkek, evlenme istek ve heyecanı içinde olduğundan alacağı kızın kusurlarını göremez. |
520 | bekâra karı boşaması kolaydır | bilgi ve deneyimi olmayan bir kimsenin işi hafife alması, önemsememesi, gereğince değerlendirememesi doğaldır. |
521 | bekârın parasını it yer, yakasını bit | bekâr kimse parasını gereksiz harcar, yaşayışı ise düzensizdir. |
522 | bekârlık maskaralık | bekâr kimse bakımsızdır, derbeder bir yaşayışı vardır ve herkesin eğlencesi olur. |
523 | bekârlık sultanlık(tır) | evlenmeden tek başına yaşamak daha iyidir. |
524 | benim oğlum bina okur, döner döner yine okur | çok çalışmasına karşın belli bir düzeyden öteye gidemiyor. |
525 | benzeye benzeye yaz, benzeye benzeye kış olur | günler birbirinden çok farklı olmadığı hâlde hava yavaş yavaş ısınarak yaz, aynı biçimde yavaş yavaş soğuyarak kış olur. |
526 | berber berbere benzer ama başın Allaha emanet | kendisini uzman olarak gösteren her kişiye güvenilmemelidir, malınızı canınızı tehlikeye sokabilir. |
527 | berberin solumazı, tellağın terlemezi, kahvecinin söylemezi | çalışan kişinin kötü özellikleriyle müşterilerine rahatsızlık vermeyeni makbuldür. |
528 | besle kargayı, oysun gözünü | elinde büyüttüğün kişi gün gelip sana nankörlük edebilir. |
529 | besledik büyüttük danayı, şimdi tanımaz oldu anayı | elinde büyüttüğün kişi gün gelip sana nankörlük edebilir. |
530 | beslemeyi eslemeden alma | sürekli bir hizmet için evine kabul edeceğin kimseyi iyice sorup soruşturmadan alma. |
531 | beş para etmez | hiçbir değeri yok, işe yaramaz. |
532 | beş parmağın hangisini kessen acımaz? | insan evlatlarını birbirinden ayırt etmez, hangisine zarar gelse aynı üzüntüyü duyar. |
533 | beş parmak (parmağın) bir (biri) olmaz | belirli bir insan topluluğu içinde benzerlikler olabileceği gibi farklılıklar da olabilir. |
534 | beş tavuğa bir horoz yeter | birçok kadını yönetmek veya korumak için bir erkek yeter. |
535 | beterin beteri var | çok kötü bir duruma düşen kimse, bundan daha kötü durumların da bulunduğunu düşünerek avunmalıdır. |
536 | bey ardından çomak çalan çok olur | güçlü bir kişi ile yüz yüze bulunduklarında ağızlarını açamayanlar, o gittikten sonra aleyhinde atıp tutarlar. |
537 | bey aşı borç, düğün aşı ödünç | beyin sofrasında ağırlanan kimsenin karşılık olarak beye ziyafet vermesi kolay olmadığından bu bir borç olarak kalır düğün aşı yiyen de günün birinde kendisinin yapacağı düğüne önceden gittiği düğün sahibini çağırır böylece borcun altından kalkmış olur. |
538 | bey mi yaman, el mi yaman | baştaki ne kadar güçlü görünürse görünsün, asıl güç halktadır. |
539 | beyazın (akın) adı (var), esmerin (karanın) tadı (var) | beyaz tenli olanlar güzel sayılsa da gerçek güzellik ve şirinlik esmerlerdedir. |
540 | beyde bulunmayan elde neler var | beylerde olmayan öyle şeyler vardır ki halkta bulunur. |