541 | beyler buyruğu yoksula kan ağlatır | yöneticiler, uygulanması güç buyruklar vererek halkı sıkıntıya sokarlar. |
542 | beylik çeşmeden su içme | resmî işlerde dikkatli olmak gerekir. |
543 | beylik fırın has çıkarır | devlet görevlisi olmak insana birçok kazanç sağlar. |
544 | bez alırsan Mısırdan (Musuldan), kız alırsan asilden | ne alacaksanız cinsini, aslını biliniz, güvenerek alınız. |
545 | bezirgân züğürtleyince geçmiş defterleri yoklar | 1) tüccar züğürtleyince, belki bir kimsede alacağım kalmıştır diye eski defterlerini gözden geçirir 2) vaktiyle önemli işler yapmış olanlar, düşkünlüklerinde eski durumlarını anarak, anlatarak avunmaya çalışırlar. |
546 | bıçağı kestiren kendi suyu, insanı sevdiren kendi huyu | bir şeyin, bir kimsenin değeri, kendisinde aranılan özel niteliklerle artar. |
547 | bıçak kınını kesmez | kötüler yararlandıkları kimselere kötülük etmekten çekinirler. |
548 | bıçak yarası geçer (onulur), dil yarası geçmez (onulmaz) | hakaret, ağır söz vb. gönül kırıcı davranışların hiçbir zaman unutulmayacağını anlatan bir söz. |
549 | bıldır yediği hurmalar, bu yıl götünü tırmalar | aradan bir yıl geçmiş, davranışının karşılığını şimdi görüyor, yaptığının acısı bugün çıkıyor. |
550 | bıldırcının beyliği arpa biçimine kadardır | her kazancın bir sonu vardır. |
551 | bilmemek ayıp değil, öğrenmemek (sormamak) ayıp | insanın her şeyi bilmemesi kusur değildir ama bilmediği bir işi sorup öğrenmeden yapmaya kalkışması kusurdur. |
552 | bin bilsen de bir bilene danış | bir insan bir şeyi ne kadar iyi bilirse bilsin, gene de onu kendisinden daha iyi bilen bulunabilir. |
553 | bin dost az, bir düşman çok | dostun ne denli çok olursa olsun onlardan zarar gelmez ama bir tek düşmanın olsa hep zarar görme tehlikesi içerisinde yaşarsın. |
554 | bin işçi, bir başçı | her işe, baş olacak bir kimse gerekir. |
555 | bin nasihatten bir musibet yeğdir | yaşanan olaylar, öğütlerden çok daha etkilidir. |
556 | bin ölçüp bir biçmeli | yapılacak bir işin bütün yönleri önceden çok iyi düşünülmeli, sonra işe başlanmalıdır. |
557 | bin tasa bir borç ödemez | borçlu ne denli üzülürse üzülsün borç sıkıntısından kurtulamaz. |
558 | binicinin sağı solu olmaz | 1) uzman kişi, hangi yöntemi uygularsa uygulasın başarılı olur 2) işini titizlikle yürüten kişinin, çalışanlarına her zaman iyi davranması beklenemez. |
559 | bir (sağ) elinin verdiğini öbür (sol) elin duymasın (görmesin) | birine yaptığın iyiliği gizli tut. |
560 | bir abam (postum) var atarım, nerede olsam yatarım | tek başına yaşayan bir kimse, sorumluluğunda başkaları olmadığı için rahat hareket eder. |
561 | bir acı kahvenin kırk yıl hatırı vardır | iyilik küçük de olsa unutulmaz. |
562 | bir adama kırk gün (deli dersen deli, akıllı dersen akıllı olur) ne dersen o olur | sürekli telkinlerle bir kişinin bilinç altına birtakım inançlar, duygular yerleştirilebilir. |
563 | bir ağaçta gül de biter, diken de | bir aileden iyi adam da çıkar, kötü adam da. |
564 | bir ağaçtan okluk da çıkar, bokluk da | bir aileden iyi adam da çıkar, kötü adam da. |
565 | bir ağızdan çıkıp (çıkan) bin dile (ağza) yayılır | ortaya atılan bir söz çok çabuk yayılır. |
566 | bir anaya bir kız, bir kafaya bir göz | bir başa bir göz ne kadar gerekli ise bir anneye bir kız da o denli gereklidir. |
567 | bir avuç altının olacağına bir avuç toprağın olsun | altın harcanıp gider, toprak ise sürekli ürün veren, para getiren bir maldır. |
568 | bir baba dokuz evladı besler, dokuz evlat bir babayı beslemez | çok çocuğu olan baba, her çocuk babasına bakılmasını ötekinden beklediği için sıkıntıda kalır. |
569 | bir baş soğan bir kazanı kokutur | kötü bir kişi, kötü bir davranış, kötü bir söz büyük bir topluluğun huzurunu bozmaya yeter. |
570 | bir başa bir göz yeter | azla yetinmek gerekir. |