31 | aç aç ile yatınca arada dilenci doğar | karı koca yoksul olursa bunların çocukları da yoksul olur. |
32 | aç aman bilmez, çocuk zaman bilmez | aç hiçbir mazeretle susturulamaz, çocuk da istediği şeyi hemen elde etmek ister. |
33 | aç aslandan tok domuz yeğdir | soysuz olup para kazanan, soylu olup da para kazanmayandan üstündür. |
34 | aç at yol almaz, aç it av almaz | iş gördürdüğünüz kimselerin haklarını tam olarak vermezseniz kendilerinden yararlanamazsınız. |
35 | aç ayı oynamaz | kendisinden iş beklenilen kimseden emeğinin karşılığı esirgenmemelidir. |
36 | aç domuz darıdan çıkmaz | kötü yaradılışlı aç olan kimse kime, neye zarar verdiğini düşünmeden sadece karnını doyurmaya bakar. |
37 | aç doymam, tok acıkmam sanır | aç insan elde ettiğinden çoğunu ister, varlıklı insan ise daha fazlasını ister. |
38 | aç elini kora sokar | aç insan, geçimini sağlamak için kendisini her türlü tehlikeye atar. |
39 | aç esner, âşık gerinir | herkes içinde bulunduğu koşula göre davranır. |
40 | aç gezmektense tok ölmek yeğdir | yoksulluk ölümden de beterdir. |
41 | aç gözünü, açarlar gözünü | yaptığın işlerde uyanık davranmazsan çok kötü durumlarla karşılaşır, gözünü dört açmak zorunda kalırsın. |
42 | aç ile dost olayım diyen peşin karnını doyursun | yakınlık kurduğumuz kimsenin sağlama olanağı bulunmayan şeyi, ondan beklemeden kendimiz elde etmeye çalışmalıyız. |
43 | aç ile eceli gelen söyleşir | açın gözü hiçbir şeyi görmez, karnını doyurabilmek için kendisine güçlük çıkaran bir kimseyi öldürebilir. |
44 | aç it fırın duvarını deler | aç kimse karnını doyurmak için önüne çıkan engellerin tamamını aşar ve isteğini elde eder. |
45 | aç kalmak, borçlu olmaktan iyidir | sözünün eri olana, borcunu ödeyememek aç kalmaktan daha ağır gelir. |
46 | aç köpek fırın deler | aç kimse karnını doyurmak için önüne çıkan engellerin tamamını aşar ve isteğini elde eder. |
47 | aç kurt aslana saldırır | aç kimse karnını doyurmak için gerekirse ölümü göze alır. |
48 | aç kurt yavrusunu yer | açın gözü kararmıştır, karnını doyurmak için ölümü bile göze alarak kendisinden kat kat güçlü olan yaratıklarla boğuşur. |
49 | aç mezarı yoktur | kişi yoksul olabilir, işsiz ve parasız kalabilir ama aç kalmaz, mutlaka bir geçim yolu bulur. |
50 | aç ne yemez, tok ne demez | yoksul kimse eline geçen şeyin iyisine kötüsüne bakmaz, varlıklı kişi ise en güzel şeylerde bile kusur bulur. |
51 | aç ölmez gözü kararır, susuz ölmez benzi sararır | yoksulluk insanı öldürmez ama türlü türlü üzüntü ve sıkıntı içinde yıpratır. |
52 | aç tavuk kendini arpa (buğday) ambarında sanır | insanlar, yokluğunu, yoksulluğunu çektikleri şeyler için olmayacak hayaller, düşler kurar. |
53 | aç tokun gözüne bakmakla doymaz | yoksul insanla ilgilenmek ancak ona yardım etmekle olur. |
54 | aç yanında sarpın kurcalanmaz | bir kimsenin yanında, onun çok duyarlı olduğu konuya değinmemek gerekir. |
55 | aç yanından kaç | aç insan tehlikelidir. |
56 | aç yeri başka, acı yeri başka | insanın yüreği ne denli acıyla dolu olsa da yemek yemeyi ister. |
57 | aça dokuz yorgan örtmüşler, yine uyuyamamış | 1) aç olan kimse, kendisine ne kadar rahatlık sağlanırsa sağlansın, dinlendirilemez. 2) bir şeye ihtiyaç duyan kimse, ancak onun giderilmesiyle rahata kavuşturulabilir. |
58 | açık ağız aç kalmaz | isteklerini uygun bir biçimde söylemesini bilen kimse, onları önünde sonunda elde eder. |
59 | açık göte herkes tükürür | utanç verici, iğrendirici davranışları herkes ayıplar, tiksinti ile karşılar. |
60 | açık kaba it değer (siyer) | gizli kalması gereken şeyler herkese söylenirse bundan büyük zararlar doğar. |