661 | buğday ekmeğin yoksa buğday dilin de mi yok? | görüştüğün kimseyi ağırlayacak, onun istediklerini yapacak durumda olmayabilirsin ama tatlı dille onun gönlünü hoş edebilirsin. |
662 | buğday ile koyun, geri yanı (kalanı) oyun | çiftçi için koyun ve buğdaydan değerli bir şey yoktur. |
663 | buğdayım var deme ambara girmeyince, oğlum var deme yoksulluğa ermeyince (düşmeyince) | bir şeyin senin olduğundan kuşkun kalmaması için gereken bütün koşullar gerçekleşmelidir. |
664 | buldukça bunar (bulmuş da bunuyor) | bulduğuyla yetinmiyor da daha çoğunu istiyor. |
665 | buldum bilemedim, bildim bulamadım | kişi elinde fırsat varken bundan yararlanmayı bilmez, yararlanma yollarını öğrendiği zaman da eline fırsat geçmez. |
666 | büğersen göl olur, açarsan çöl olur | birikim, ancak tutmayı bilirsen olur. |
667 | bükemediğin eli öp başına ko | düşmanını yenemiyorsan ona hoş görünmeye çalışarak kötülüğünden kendini koru. |
668 | bülbülü altın kafese koymuşlar, ah vatanım demiş | kişi, başka yerlerde ne kadar rahat ve mutlu olursa olsun yine de kendi yurdunu özler. |
669 | bülbülün çektiği dili belası | ilerisi düşünülmeden söylenen söz insanın başına dert açabilir. |
670 | büyük balık küçük balığı yutar | güçlüler, güçsüzleri ezer. |
671 | büyük başın derdi büyük olur | büyük işlerin başında bulunanların karşılaşacağı güçlükler de çoktur. |
672 | büyük lokma ye büyük söz söyleme | başaramayacağın, sonuçlandıramayacağın bir konuda kesin sözler söyleme. |
673 | cahile söz (laf) anlatmak deveye hendek atlatmaktan güçtür (zordur) | ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın deve hendekten atlatılamaz, cahile söz anlatmak bundan da zor bir şeydir. |
674 | cahilin dostluğundan arifin düşmanlığı yeğdir | akılsız kimse iyi niyetli olsa dahi yaptığı işin ne gibi kötü sonuçlar doğuracağını hesap edemediğinden dostuna bilmeyerek fenalık edebilir, akıllı düşmanın yapacağı kötülükse akıl yoluyla sezilir ve gereken tedbir alınabilir. |
675 | cambaz ipte balık dipte gerek | kişi, sadece uzman olduğu alanda çalışmalıdır. |
676 | cami ne kadar büyük olsa imam gene bildiğini okur | bir yetkili kimse, çevresindekilerin düşüncesi ne olursa olsun kendi istediğini yapmaya çalışır. |
677 | caminin (mescidin) mumunu yiyen kedinin gözü kör olur | kendisini yetiştiren kimsenin malına hıyanet eden, el uzatan kimse cezasını bulur. |
678 | can boğazdan gelir (geçer) | insan yiyeceğine önem vererek güçlenebilir veya yemeden yaşamak mümkün değildir. |
679 | can bostanda bitmez | insan, canının değerini bilmeli, onu yıpratmamalıdır. |
680 | can candan şirindir (tatlıdır) | bir kişi için kendi canı, başkasının canından daha tatlıdır. |
681 | can canın yoldaşıdır | insan tek başına yaşayamaz, konuşup görüşmek için arkadaş arar. |
682 | can cümleden aziz | insanın kendisi herkesten önce gelir. |
683 | can çekişmektense ölmek yeğdir | bir işte çeşitli sıkıntı ve üzüntülerle karşılaşıp olağanüstü gayret harcamaktansa o işten vazgeçmek daha iyidir. |
684 | can çıkmayınca (çıkmadan) huy çıkmaz | insanı alışkanlıklarından, huylarından vazgeçirmek mümkün değildir. |
685 | cana gelecek kaza (zarar) mala gelsin | zarardan kurtulma olanağı yoksa, bunun cana değil, mala gelmesi yeğlenir. |
686 | cana gelecek mala gelsin | zarardan kurtulma olanağı yoksa, bunun cana değil, mala gelmesi yeğlenir. |
687 | candan ahbap, kandan şarap olmaz | kandan şarap yapılamayacağı gibi hiç kimse de tam anlamıyla içten, fedakâr dost olamaz. |
688 | canı kaymak isteyen mandayı yanında taşır | güzel yaşamak isteyen kişi, bu yaşayışın yükünü çekmeyi göze almalı ve gerekli kaynakları elinin altında bulundurmalıdır. |
689 | canı yanan eşek attan yüğrük olur | zarara veya kötülüğe uğrayan kimse acısını çıkarmak için aşırı çaba harcar. |
690 | canımı sokakta bulmadım | tehlikeye veya herhangi bir sıkıntıya katlanmaya niyetim yok. |