Türkçe Atasözü - XML


IDAtasözüAnlamı
1081 et ne kadar arık olsa üstüne ekmek yaraşırbilgili ve görgülü kişi, iş başında ve zengin olmasa da bilgisiz ve görgüsüz kişilerin üstünde yer alır.
1082 et tırnaktan ayrılmazyakın hısımlar arasındaki bağ kolay kolay kopmaz.
1083 etek öpmekle dudak aşınmazçok önemli bir iş için bir kimseye ricada bulunmak hatta yalvarmak gerekirse, yapılır.
1084 eti senin, kemiği benimçocuğu ben doğurdum ama onu eğitmek sana düşüyor.
1085 etle tırnak arasına girilmezaile anlaşmazlıklarında bir yanı tutmak doğru değildir.
1086 etme bulma dünyasıkötülük eden kötülük bulur.
1087 etme bulursun, inleme ölürsünnasıl davranırsan öyle karşılık görürsün.
1088 etme bulursun, inleye inleye ölürsünnasıl davranırsan öyle karşılık görürsün.
1089 ev alanla evlenene Allah yardım ederevlenene ve ev yapana herkesin kolaylık göstermesi, onlara Allah'ın yardımının dolaylı olarak ulaşıyor olması demektir.
1090 ev alma, komşu alkomşuluk ilişkileri, iyi bir komşuya sahip olma çok çok önemlidir.
1091 ev sahibi mülk sahibi, hani nerede bunun ilk sahibikişi malını mülkünü kaybederim korkusuyla kendini üzüntüye kaptırmamalı, malı mülkü ile övünmemelidir, zira mal mülk dünyaya ait bir şeydir.
1092 ev sahibinin bir evi, kiracının bin evi varevi olan yalnızca kendi evinde oturur, evi olmayan ise beğendiği evde oturur.
1093 evdeki pazar (hesap) çarşıya uymazönceden tasarlanan bir iş umulduğu gibi sonuçlanmaz, düşünüldüğü gibi olmaz.
1094 evi ev eden avratbir evin dirlik ve düzenini kadın sağlar.
1095 evimiz bezden, ne umarsın bizdenkendisi yardıma muhtaç olandan yardım beklemek boşuna umutlanmaktır.
1096 evladı ben doğurdum ama gönlünü ben doğurmadımbir kimse evladına emredip birçok şey yaptırır ancak onun gönlüne hükmedemez.
1097 evladın var mı, derdin varçocuklarının sıkıntıları, hastalıkları ana baba için sürekli derttir.
1098 evlenenle ev alana Allah yardım ederevlenene ve ev yapana herkesin kolaylık göstermesi, onlara Allah'ın yardımının dolaylı olarak ulaşıyor olması demektir.
1099 evli evine, köylü köyüneartık dağılalım, herkes evine, işine gitsin.
1100 evlinin bir evi var, kiracının bin evi varevi olan yalnızca kendi evinde oturur, evi olmayan ise beğendiği evde oturur.
1101 evvel hesap, sonra kasap1) alışverişe çıkan bir kimse para durumunu önceden gözden geçirmelidir 2) insan bir işe girişmeden önce kendi olanaklarını iyi hesaplamalıdır.
1102 evvel yediğim hurmalar, bugün kıçımı tırmalararadan bir yıl geçmiş, davranışının karşılığını şimdi görüyor, yaptığının acısı bugün çıkıyor.
1103 evvela can, sonra cananinsanlar bencildir, önce kendilerini, sonra yakınlarını düşünürler.
1104 eyere de gelir semere deher işe yarar, her türlü işi görebilir.
1105 fakirlik ayıp değil, tembellik ayıpyoksulluk utanılacak bir şey değildir, çalışmamak en büyük ayıptır.
1106 fala inanma, falsız kalmakişinin oyalanmak, yalan da olsa geleceği üzerine bir şeyler dinlemek isteğini hoş karşılamak gerekir.
1107 fare çıktığı deliği bilirbir kabahate, suça veya gizli işe kalkışan kişi, yakalanacağını anladığında nereye sığınacağını bilir.
1108 fare deliğe sığmamış, bir de kuyruğuna (kıçına) kabak bağlamış1) yapamayacağı kadar ağır bir işi varken başka bir iş daha yüklenmiş 2) kendisi sığıntı durumundayken yanına bir kişi daha almış.
1109 faydasız baş mezara yaraşıryaşayan kimse bir işe yaramalıdır, bir işe yaramayan kimsenin ölüden farkı yoktur.
1110 fazla mal göz çıkarmazne kadar ve ne türden mal olursa olsun malın fazlası elden çıkarılmamalıdır çünkü mutlaka bir gün gelir lazım olur.

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir