1262 | hazıra dağlar dayanmaz | sürekli harcama, en büyük birikimleri bile eritir. |
1263 | hekimden sorma, çekenden sor | bir sıkıntının acısını ancak onu çeken bilir. |
1264 | hekimsiz, hâkimsiz memlekette oturma | sağlığın güvencesi hekim, toplumun güvencesi hâkimdir, bu iki güvencenin bulunmadığı yerde yaşamak zordur. |
1265 | helalzade barıştırır, haramzade karıştırır | sütü bozuk kişi, iki kimsenin arasını açar, anlaşmalarına engel olur soylu kişi ise arabuluculuk yapar, anlaşmalarına yardım eder. |
1266 | hem kaçar hem davul çalar | işi yapmaktan çekindiği hâlde yine de yapar. |
1267 | her ağacın meyvesi olmaz | dıştan başarılı, üretken gibi görülen herkes gerçekte öyle olmayabilir. |
1268 | her ağaç kökünden kurur (çürür) | bir topluluğun dayandığı temel bozulursa o topluluk bozulur. |
1269 | her ağaçtan kaşık olmaz | özelliği olan bir iş için sıradan birisi kullanılamaz. |
1270 | her çiçek koklanmaz | her güzelle ilişki kurmak doğru değildir. |
1271 | her çok azdan olur | çoğu elde etmek için azları biriktirmek gerekir. |
1272 | her dağın derdi kendine göre | herkesin kendi durumuna bağlı olarak sorunları vardır. |
1273 | her damardan kan alınmaz | herkesten yardım istenmez, istense de alınamaz. |
1274 | her deliğe elini sokma, ya yılan çıkar ya çıyan | sonunu düşünmeden sana zararı dokunma olasılığı bulunan davranışlarda bulunma. |
1275 | her düşüş, bir öğreniş | kişi her yanlış davranışının acı sonucundan bir ders almalıdır. |
1276 | her firavunun bir Musası çıkar | insanı, zalimce davranan birinden kurtaracak bir kimse her zaman bulunur. |
1277 | her gönülde bir arslan yatar | herkesin kendine göre büyük bir emeli vardır. |
1278 | her gün baklava börek yense bıkılır | hep aynı şeyle uğraşmak insana bıkkınlık verir. |
1279 | her gün bir olmaz | bir günün işleri, durumları, şartları başka bir gününkine uymaz. |
1280 | her gün papaz pilav yemez | 1) bir insanı hep aynı hileyle kandıramazsın 2) insan zaman zaman değişiklik ister 3) her zaman aynı fırsat ele geçmez. |
1281 | her güzelin bir kusuru vardır | her iyi şeyin hoşa gitmeyen bir yönü, her güzelin kusurlu bir tarafı vardır. |
1282 | her horoz kendi çöplüğünde öter | herkes ancak kendi çevresinde bir değer taşır ve sözünü orada geçirebilir. |
1283 | her işin (şeyin) başı sağlık | insanın yapacağı her şey vücut sağlığına bağlıdır. |
1284 | her işte bir hayır vardır | kişi, kötümserliğe kapılmamak için olup biten her işi hayra yormalıdır. |
1285 | her kaşığın kısmeti bir olmaz | herkesin talihi, kazancı bir değildir. |
1286 | her kimin bağı var, yüreğinde dağı var | malı, mülkü veya evladı olanlar kaygı ve tasadan uzak olamazlar. |
1287 | her koyun kendi bacağından asılır | herkes kendi davranışlarından sorumludur, herkes hatasının cezasını kendisi çeker. |
1288 | her kuşun eti yenmez | herkes zorbalığa boyun eğmez, buna karşı gelecekler de çıkar. |
1289 | her sakaldan bir tel çekseler köseye sakal olur | herkes biraz fedakârlık etse bir yoksul perişanlıktan kurtulur. |
1290 | her şeyin vakti var, horoz bile vaktinde öter | her şey zamanında yapılmalıdır. |
1261 | hayvanın alacası dışında, insanın alacası içinde | hayvanların işe yarayıp yaramayacakları görünüşlerinden belli olur ancak insanların kötü huylu olup olmadıkları dışarıdan anlaşılamaz. |