1291 | her şeyin yenisi, dostun eskisi | dostluk eskidikçe güç ve değer kazanır. |
1292 | her şeyin yokluğu yokluktur | insana gerekli olan şey küçük ve değersiz de olsa yokluğunda kendini belli eder. |
1293 | her taş baş yarmaz | korkulan her şey tehlikeli değildir. |
1294 | her taşın altına elini sokma, ya yılan çıkar, ya çıyan | sonunu düşünmeden sana zararı dokunma olasılığı bulunan davranışlarda bulunma. |
1295 | her yerde okka dört yüz dirhem | konuşulan bir gerçeğin açıklığını ve tartışma götürmezliğini anlatmak için söylenen bir söz. |
1296 | her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır | herkesin kendine özgü bir çalışma yöntemi, bir iş yapma biçimi vardır. |
1297 | her yiğidin gönlünde bir aslan yatar | herkesin kendine göre büyük bir emeli vardır. |
1298 | her yokuşun bir inişi, her inişin bir yokuşu vardır | hayat boyunca yükselme, düşme vb. durumlar birbirinin ardından gelebilir. |
1299 | her zaman eşek ölmez, on köfte on paraya olmaz | istenilen şeyi kolayca elde etme imkânı ortaya çıkınca fırsat kaçırılmamalıdır. |
1300 | her zaman gemicinin istediği rüzgâr esmez | olaylar herkesin istediği biçimde meydana gelmez. |
1301 | her ziyan bir öğüttür | kişi, uğradığı her zarardan bir ders alır. |
1302 | herkes aklını pazara çıkarmış, yine kendi aklını almış | insanlar kendi akıllarını başkalarının aklından üstün görürler. |
1303 | herkes bildiğini okur | başkaları ne söylerse söylesin, herkes kendi düşünüşüne göre iş yapar. |
1304 | herkes davul çalar ama çomağı makama uyduramaz | herkes iş yapar ama o işin gerektirdiği ustalığı gösteremez. |
1305 | herkes ektiğini biçer | nasıl davranırsan öyle karşılık görürsün. |
1306 | herkes evinde ağadır | herkesin kendi evinde, kendi çevresinde saygınlığı vardır. |
1307 | herkes gider Mersine, biz gideriz tersine | bir işin bilerek ters yapıldığını, yolunda yapılmadığını anlatır. |
1308 | herkes kaşık yapar ama sapını ortaya (doğru) getiremez | herkes bir iş yapar ancak istenildiği kadar güzel ve kusursuz olmaz. |
1309 | herkes kendi ayıbını bilmez | insan kendi kusurunu göremez, bilemez. |
1310 | herkes kendi ölüsü için ağlar | hiç kimse başkasının acısını içinde duymaz, onun yüreğini sızlatan ancak kendi acısıdır. |
1311 | herkes ne ederse kendine eder | nasıl davranırsan öyle karşılık görürsün. |
1312 | herkes sakız çiğner ama, Çingene kızı tadını çıkarır | severek yapılan iş, insanı mutlu eder. |
1313 | herkesin ağzı torba değil ki büzesin | başkalarının söyleyeceklerine engel olamazsınız. |
1314 | herkesin aklı bir olsa koyuna çoban bulunmaz | herkes aynı şeyi bilse ve yapabilseydi, geri kalan işleri yapacak kimse bulunamazdı. |
1315 | herkesin arşınına göre bez vermezler | genel kurallar herkesin istek ve gereksinimine göre bozulamaz. |
1316 | herkesin bir derdi var, değirmencininki su | herkesin kendi yaşayışı ile ilgili bir derdi vardır, bir kişinin derdi ötekininkine benzemez. |
1317 | herkesin ettiği yoluna gelir | bir kimse başkasına ne yaparsa kendisi de aynı şeyle karşılaşır. |
1318 | herkesin geçtiği köprüden sen de geç | herkesin tuttuğu yoldan sen de git. |
1319 | herkesin gönlünde bir aslan yatar | herkesin kendine göre büyük bir emeli vardır. |
1320 | herkesin hamuru ekmeğine göredir | bir iş için yapılacak hazırlık, gereksinim ölçüsünde olmalıdır. |