1411 | istemem diyenden korkmalı | bir şeyi istemem diyen, fırsat bulduğunda o şeyi elde etmek için aşırı hırs gösterir. |
1412 | istenmeyen aş, ya karın ağrıtır ya baş | istenmeyerek yapılan işlerden kötü sonuçlar ortaya çıkar. |
1413 | isteyenin bir yüzü, vermeyenin iki yüzü kara | birinden bir şey isteyen utanır ancak isteği yerine getirmeyen daha çok utanmalıdır. |
1414 | istim arkadan gelsin | önce istenilen iş yapılsın, gereken şartlar sonradan yerine getirilsin. |
1415 | iş amana binince kavga uzamaz | kavga edenlerden biri aman dilerse çekişme sona erer. |
1416 | iş anlatılıncaya kadar baş elden gider | kızışmış bir kavgada veya herhangi bir olayda meram anlatmaya fırsat kalmadan olacak olur. |
1417 | iş bilenin kılıç kuşanın | her şey, onu gereği gibi kullanmasını bilene yakışır. |
1418 | iş insanın aynasıdır | bir kimsenin nasıl bir kişi olduğu yaptığı işlerden anlaşılır. |
1419 | iş olacağına varır | bir soruna aldırmamayı, ne yapılırsa yapılsın yine aynı sonuca ulaşılacağını anlatan bir söz. |
1420 | işemekle deniz pis olmaz | doğruluğuna, dürüstlüğüne herkesin inandığı bir kimse, aşağılık kimselerin atmak istedikleri çamurla kirletilemez. |
1421 | işin yoksa şahit ol, paran çoksa kefil ol | tanıklık boş oturan kimselerin, kefillik ise parası çok olan kimselerin işidir. |
1422 | işine hor bakan boynuna torba takar | işini küçümseyen kişi istediği gibi para kazanamaz ve sonunda dilenci olur. |
1423 | işini kış tut da yaz çıkarsa bahtına | başladığın bir işte her zaman güçlüklerle karşılaşacağını varsay ki sonunda hayal kırıklığına uğramayasın, iyi sonuçlar aldığında sevinesin. |
1424 | işkilli büzük dingilder | gizli bir ayıbı olanlar herhangi bir sözden alınarak kendilerini ele verirler. |
1425 | işleyen demir pas tutmaz (ışıldar) | tembel tembel oturan kimse hantallaşır, iş yapma yeteneğini yitirir, çalışan kimse gittikçe açılır, daha yararlı işler yapar. |
1426 | iştah dişin dibindedir | bir şey yemeyi istemeyen kimse, yiyecekten bir parça tattığında iştahının açıldığını görür. |
1427 | işten artmaz, dişten artar | biriktirme, çok çalışmakla kazanıp yemekle değil, kazandıklarımızın bir kısmını bir kenara ayırmakla olur. |
1428 | it ağzını kemik tutar | aşağılık bir kimsenin ağzını kapamak için ona bir çıkar sağlamak yeter. |
1429 | it değmekle (işemekle) deniz pis olmaz | doğruluğuna, dürüstlüğüne herkesin inandığı bir kimse, aşağılık kimselerin atmak istedikleri çamurla kirletilemez. |
1430 | it derisinden post olmaz | aşağılık kimse veya şey, yüce ve temiz bir amaca hizmet edemez. |
1431 | it ite (buyurur), it de kuyruğuna | işi yapmak istemeyen onu mutlaka başkasına ısmarlar. |
1432 | it iti ısırmaz | aynı düşüncede ve aynı yapıda olan insanlar birbirlerine zarar vermezler, birbirlerini korurlar. |
1433 | it iti suvatta bulur | aşağılık kişiler birbirlerini kendi gibilerinin toplandığı yerde bulurlar. |
1434 | it itin ayağına (kuyruğuna) basmaz | başkasına kötülük etmek konusunda aynı şeyi düşünenler birbirlerini incitmezler. |
1435 | it itle gezer | kötü biri ancak kendisi gibi kötü olan birisiyle arkadaş olur. |
1436 | it kağnı gölgesinde yürür de kendi gölgesi sanırmış | başkasının korumasıyla iş yapan akılsız kişi, desteklendiğini unutarak kendi gücüne inanır. |
1437 | it sürü, para kazan | ekmek parası kazanmak için it sürümek gibi bir iş tutmak bile ayıp değildir. |
1438 | it ulur, birbirini bulur | aşağılık bir kimse bir konu üzerinde sesini yükselttiğinde aynı amacı güdenler onun etrafında toplanırlar. |
1439 | it ürür, kervan yürür | gerçekleşmesi doğal olan işler engellenemez. |
1440 | iti (köpeği) öldürene sürütürler | çığırından çıkmış olan bir işin düzeltilmesi, bu işe yol açan kimseye düşer. |