2101 | şüyuu vukuundan beter | bir şeyin dedikodusunun yapılması, onun gerçekleşmesinden daha kötüdür. |
2102 | tabak sevdiği deriyi taştan taşa (yerden yere) çalar | birinin yakınlarına gösterdiği sert davranış onun iyiliği içindir. |
2103 | takke düştü, kel göründü | bir ayıbı örten şey ortadan kalktığı zaman gerçek ortaya çıkar. |
2104 | talihsiz hacıyı Arafta yılan sokar | amacını gerçekleştirmesi mümkün olmayan kişinin karşısına, hatır ve hayale gelmeyen ve yenilemeyen engeller çıkar. |
2105 | talihsiz hacıyı deve üstünde yılan sokar | amacını gerçekleştirmesi mümkün olmayan kişinin karşısına, hatır ve hayale gelmeyen ve yenilemeyen engeller çıkar. |
2106 | tamah olmasa, müflis acından ölmez | elinde avucunda bir şey bulunmamakla birlikte küçük kazançları beğenmeyen kişi büyük kazanç hayaliyle geçinir. |
2107 | tamah varken müflis acından ölür | elinde avucunda bir şey bulunmamakla birlikte küçük kazançları beğenmeyen kişi büyük kazanç hayaliyle geçinir. |
2108 | tan yeri ağarınca hırsızın gözü kararır | kirli işler yaparak çıkar sağlayan kişi, buna elverişli olan durum sona erince sersemleşir, hiçbir iş yapamaz. |
2109 | tarlada çayırda, bağ bayırda | her şey kendisi için en elverişli ortamda gelişir, verimli duruma gelir. |
2110 | tarlada izi olmayanın harmanda sözü (yüzü) olmaz | kendini işe vermeyenden, bir iş üretmeyenden hayır gelmez. |
2111 | tarlanın iyisi suya yakın, daha iyisi eve yakın | çiftçinin toprağı suya ne kadar yakınsa değeri o kadar çok olur bakımı, ürünün güvenliği ve eve kolay taşınabilmesi bakımından toprağın eve yakın olması daha da önemlidir. |
2112 | tarlanın taşlısı, karının (kadının) saçlısı | kadının saçlı olanı ile tarlanın taşlı olanı makbuldür. |
2113 | tarlanın taşlısı, kızın saçlısı, öküzün (ineğin) başlısı | kadının saçlı olanı ile tarlanın taşlı olanı makbuldür. |
2114 | tarlayı düz al, kadını kız al | tarla alacak kimse bayırdan, engebeli yerden değil düz yerden almamalıdır, evlenecek erkek de dul kadın değil, kız almalıdır. |
2115 | tarlayı koçan zapt etmez, saban zapt eder | elinizde tarlanın tapusunun olması o tarlaya sahip olduğunuzu göstermez, onu ekip biçebiliyorsanız asıl o zaman o tarla sizin demektir. |
2116 | tarlayı taşlı yerden, kızı kardaşlı yerden | tarlanın taşlı olanı, evlenilecek kızın kardeşli olanı halk arasında daha yeğ tutulur. |
2117 | tarlayı taşlı, kızı kardeşli yerden almalı | tarlanın taşlı olanı, evlenilecek kızın kardeşli olanı halk arasında daha yeğ tutulur. |
2118 | taş altında olmasın da dağ ardında olsun | uzakta olan sevdiklerimize günün birinde kavuşabiliriz yeter ki yaşıyor olsunlar. |
2119 | taş düştüğü yerde ağırdır (kalır) | kişinin değerini en iyi bilenler, kendi çevresinde bulunanlardır. |
2120 | taş ne kadar ıslanırsa, deli o kadar uslanır | her nesnenin, her kişinin değiştirilemeyen bir özelliği vardır. |
2121 | taş taş üstünde olur, ev ev üstünde olmaz | aynı evde oturan iki aile arasında er geç birtakım anlaşmazlıklar çıkar. |
2122 | taş yerinde ağırdır | kişinin değerini en iyi bilenler, kendi çevresinde bulunanlardır. |
2123 | taşa çıkan keçinin ağaca çıkan oğlağı olur | çocuklar ana ve babalarından öğrendiklerini yapmaya özenirler. |
2124 | taşıma su ile değirmen dönmez | işi yapacak olanda yeteri kadar güç bulunmadıkça başkalarının küçük katkılarıyla sürekli ve büyük bir iş yürütülemez. |
2125 | Tatarın kılavuza ihtiyacı yok (-tur) | yolunu, ne yapacağını bilen kimseye başkasının yardımı gerekmez. |
2126 | tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır | gönül alıcı, okşayıcı sözlerle karşımızdakinin inadı yenilebilir. |
2127 | tatlı söz can azığı, acı söz baş kazığı | gönül alıcı, okşayıcı sözlerle karşımızdakinin inadı yenilebilir. |
2128 | tatlı söz dinletir, tatsız söz esnetir | güzel bir konuşmayı dinlemeyi herkes sever, sıkıcı bir konuşma dinlemek zorunda kalanlar, sıkıldıklarını belli etmekten kendilerini alamazlar. |
2129 | tatlı tatlı yemenin acı acı geğirmesi olur | sonunu düşünmeden hoşlandığı şeyleri yapan kişi bir süre sonra bunun sıkıntısını çeker. |
2130 | tatsız aşa su neylesin, akılsız başa söz neylesin | işe yaramayan nesneyi küçük çabalarla bir şeye benzetmek boş olduğu gibi aptal kişiyi de sözle akıllandırmak imkânsızdır. |