2191 | ulular köprü olsa, basıp geçme | başkaları ezici, kırıcı davransa da sen onlara uyma, büyüklere karşı saygıda kusur etme. |
2192 | ulularla urgan çekişme | senden daha güçlü ve bilgili olanlarla iyi geçin, zıtlaşma yenilirsin. |
2193 | ummadığın taş baş yarar | küçük veya önemsiz şeyler de çoğu kez büyük etkiler yapabilir. |
2194 | umut, fakirin (garibin) ekmeğidir | yoksul kişi, hep yakında bolluğa, rahata kavuşma umudu içinde yaşar. |
2195 | usta maymun kamçı istemez | işini iyi bilen kişiye zorlama gerekmez. |
2196 | usta yanında perende atılmaz | bir konuda tam beceri kazanmamış olan kişi, o işin uzmanıyla kalkışacağı üstünlük yarışında yenilgiye uğrar. |
2197 | ustamın adı Hıdır, elimden gelen budur | gücüm ancak bu kadarını yapmaya yeter. |
2198 | ustanın çekici bin altın | alanında uzman olan bir kişi, bir sorunu kolayca çözümleyebilme becerisi gösteriyorsa bu, aynı işe yıllarca verilmiş emeklerin karşılığı olarak değerlendirilmelidir. |
2199 | uşağı işe koş, sen de ardına düş | çocuk kendisine ısmarlanan işi yapamayacağından işi buyuran kimsenin onun arkasından gitmesi gerekir. |
2200 | utananın oğlu kızı olmamış | bir şeyi elde etmek için çalışmalı, tembel tembel oturmamalıdır. |
2201 | utanma pazar, dostluğu bozar | taraflar birbirine ne denli yakın da olsalar bir alışverişte açıkça konuşup anlaşmaları gerekir, ayıp olur kaygısıyla başta değinilmeyen konular yüzünden sonradan araya soğukluk, kırgınlık girer. |
2202 | utanma pazar, mideyi bozar | taraflar birbirine ne denli yakın da olsalar bir alışverişte açıkça konuşup anlaşmaları gerekir, ayıp olur kaygısıyla başta değinilmeyen konular yüzünden sonradan araya soğukluk, kırgınlık girer. |
2203 | uyku durak yok | dinlenme imkânı yok. |
2204 | uzak menzile yavaş gitmeli | zaman alacak işler aceleye getirilmemelidir. |
2205 | üç göç, bir yangın yerini tutar | bir yerden başka bir yere taşınırken bazı eşya kırılır, dökülür, kaybolur, birçok kez taşınma sonunda bu eşya yangın artığına döner. |
2206 | üçlenmemiş eken, olmamış eker | gerekli koşullarını yerine getirmeden bir işe başlayan kişi olumlu sonuç alamaz. |
2207 | ürümesini bilmeyen köpek sürüye kurt getirir | beceriksiz kimselerin iyilik yapayım derken zarara yol açtıklarını anlatan bir söz. |
2208 | ürüyen köpek ısırmaz | bağırıp çağırarak başkalarını korkutmak isteyen kimseden zarar gelmez. |
2209 | üşenenin oğlu kızı olmamış | bir şeyi elde etmek için çalışmalı, tembel tembel oturmamalıdır. |
2210 | üşüntü köpekler mandayı paralar | birlikten güç doğar. |
2211 | üvey, öz olmaz kemha, bez olmaz | bir çocuk ne denli sevilse, ilgi görse de öz annesindeki şefkati üvey annesinde bulamaz, üvey anne öz annenin yerini dolduramaz. |
2212 | üveye etme, özünde bulursun geline etme, kızında bulursun | öz evladı bir gün öksüz kalırsa başkalarının ona kötü davranmasını istemeyen, üvey evladına kötü davranmamalıdır kızına ileride gelin olarak gideceği yerde kötü davranılmasını istemeyen, kendi gelinine kötü davranmamalıdır. |
2213 | üzüm üzüme baka baka kararır | her zaman bir arada bulunan, arkadaşlık eden kimseler birbirlerine huy aşılar. |
2214 | üzümünü ye de bağını sorma | yararlandığın şeyin nereden geldiğini araştırma. |
2215 | vakit, nakittir | zaman çok değerlidir, boş yere harcanmamalıdır. |
2216 | vakitsiz öten horozun başını keserler | her söz yerinde ve zamanında söylenmelidir, zamansız ve yersiz söylenen sözler büyük zararlara yol açabilir. |
2217 | var eli titremez | varlıklı kimse, uzun boylu düşünmeden hayırlı işlere yardım eder. |
2218 | var evi kerem evi, yok evi verem (elem) evi | varlıklı ailenin durumu konuk ağırlamaya, gereken yerlere yardım etmeye, armağanlar vermeye elverişlidir yoksul ailenin evinde sıkıntı ve dertten başka bir şey bulunmaz. |
2219 | var ne bilsin yok hâlinden | varlıklı olan, yoksulun ne denli sıkıntı içinde bulunduğunu bilmez. |
2220 | var varlatır, yok söyletir | varlık, kişiye yüksekten atma ve varlığını artırma gücü verir yokluk ise ancak sızlanmaya, yakınmaya yol açar. |