2281 | yayı, atıcısına vermeli | ülkenin yönetimine, bunu başarıyla yerine getirebilecek olanlar seçilmelidir. |
2282 | yaz yalan, kış gerçek | yazın yaşama koşulları kolay kışın zordur, tıpkı bunun gibi bazı olaylar önem vermeye değmez ama bazı olaylar çok dikkatli ve özenli olmamızı gerektirir. |
2283 | yaza çıkardık danayı, beğenmez oldu anayı | yetiştirdiğimiz, büyüttüğümüz gençler, bizi beğenmezler. |
2284 | yazın araması, kışın taraması olmazsa herkes besler mandayı | iyi bir iş yapılmaya çalışılırken karşılaşılan sıkıntılara herkes kolay kolay katlanamaz. |
2285 | yazın başı pişenin, kışın aşı pişer | 1) yazın güneş altında çalışan, ailesinin kışlık ihtiyacını kazanır 2) gençliğinde çok çalışıp varlık edinen hastalığında veya ihtiyarlığında rahat eder. |
2286 | yazın çalışan, kışın gülüşür | yazın çalışan kışın rahat eder. |
2287 | yazın gölge hoş, kışın çuval boş | 1) yazın keyifli yerlerde tembel tembel oturan kışın yiyecek bulamaz 2) gençliğinde kazanç peşinde koşmayıp zevke dalan hastalığında veya ihtiyarlığında perişan olur. |
2288 | yazın gölge kovan, kışın karın ovar | yazın çalışmayıp keyif ve zevk ile vakit geçiren çiftçi, nasıl kışın aç kalırsa çalışma gücü ve ortamı bulunduğu hâlde zamanını değerlendirmeyen ve geleceğini düşünmeyen kişi de çalışma olanakları kalmadığı zaman öyle perişan olur. |
2289 | yazın sıcakta terleyen, kışın soğukta üşümez | yazın çalışan kışın rahat eder. |
2290 | yazın yorulmayan, kışın kurulmaz | yazın çalışan kışın rahat eder. |
2291 | yedi adım yolun, bir yudum suyun hakkı vardır | iki insanın tanışıp kaynaşması ve aralarında bir dostluk bağı oluşması için özel bir kurala, yola, yönteme gerek yoktur, kısa bir yolculuk, küçük bir ikram bile bu yakınlığı sağlayabilir. |
2292 | yeğniyi yel alır, ağır yerinde kalır | hoppa züppe kimseler, hiçbir yerde barınamazlar ağırbaşlı olanları kimse tedirgin edemez. |
2293 | yel gibi gelen sel gibi gider | emek vermeden ele geçen para kısa zamanda çarçur olur gider. |
2294 | yel kayadan ne koparır (alır, anlar, aparır) | sağlam karakterli kişiler, sağlam temele dayanan işler önemsiz etkilerle sarsılmaz. |
2295 | yel üfürdü, sel (su) götürdü | mal birdenbire ve sebepsiz ortadan yok oluverdi. |
2296 | yem istemez, su istemez | elde tutulması hiçbir külfet getirmez. |
2297 | yemeyenin malını yerler (demine hu çekerler) (üstüne bir bardak su içerler) | pintinin yemeye kıyamayarak biriktirdiği malı, sağlığında gücünün yetmediği kişiler, öldükten sonra da mirasçıları bol bol yerler. |
2298 | yemin etsem başım ağrımaz | gerçek olduğuna korkmadan yemin ederim. |
2299 | yemişsiz ağaca taş atmazlar | bilgili, hünerli, işinde başarılı olan kimselere genellikle sataşılır. |
2300 | yengece niçin yan yan gidersin? demişler, serde kabadayılık var demiş | bir işi, herkesten farklı bir yöntemle yapanların bu yöntemleri olumlu sonuç veriyorsa onların kendilerine özgü olan davranışlarını iyi karşılamak gerekir. |
2301 | yeni dosttan vefa gelmez | aralarında ufak tefek dargınlıklar olsa bile eski dostlar birbirlerine düşman olmazlar, yeni kazanılan dostlarla arada henüz sıkı bir bağ oluşmadığı için bu durum söz konusu değildir. |
2302 | yenice eleğim, seni nerelere asayım? | kişi, elde ettiği yeni ve güzel bir şeyi örselememek için büyük özen gösterir. |
2303 | yenik pehlivan güreşten bıkmaz | başarılı olmak için yaptığın işi iyi bilmek yetmez hırslı olmak da gerekir. |
2304 | yenik pehlivan, oyuna doymaz | başarılı olmak için yaptığın işi iyi bilmek yetmez hırslı olmak da gerekir. |
2305 | yerde yatan yumurta, gökte uçan kuş olur | bugün beğenmediğiniz, kendisinde yetenek bulmadığınız çocuğun zamanla bilgisi, görgüsü artar, toplumda önemli bir yeri olur. |
2306 | yerdeki yüze basılmaz (kimse basmaz) | alçak gönüllü olanları kimse hor görmez, herkes onları korur. |
2307 | yerdiğin oğlan (küçük) yer tutar | bugün beğenmediğiniz, kendisinde yetenek bulmadığınız çocuğun zamanla bilgisi, görgüsü artar, toplumda önemli bir yeri olur. |
2308 | yerin kulağı var | gizli konuşulan bir şey umulmadık bir yoldan başkalarınca duyulabilir. |
2309 | yerine düşmeyen gelin yerine yerine, boyuna düşmeyen esvap sürüne sürüne eskir | kendine uygun bir evlilik yapamayan kız yerine yerine helak olur, boya göre dikilmemiş elbise de yerde sürünerek yıpranır gider. |
2310 | yerini bilmeyen, yılda bir kat urba eskitir | hangi alanda çalışabileceğini önceden iyi kestirememiş olan kişi sık sık yer ve iş değiştirme yüzünden hayli zarar görür. |