241 | Allah kulundan geçmez | Tanrı dar zamanlarında kulunun imdadına yetişir. |
242 | Allah kulunu kısmeti ile yaratır | bu dünyada herkesin dar veya geniş, bir geçim yolu vardır. |
243 | Allah sabırlı kulunu sever | Tanrı sabırlı kulunu sevdiği için sabırlı olmaya daha çok dikkat etmeliyiz. |
244 | Allah sağ gözü (eli) sol göze (ele) muhtaç etmesin | Tanrı kimseyi kimseye, en yakınlarına bile muhtaç etmesin. |
245 | Allah sevdiğine dert verir | Tanrı, derdin kendisinden geldiğine inanarak yakınmayanları ödüllendireceği için sevdiğine dert verir. |
246 | Allah uçamayan kuşa alçacık dal verir | Allah, yetenekleri kısıtlı olanlara durumlarına uygun bir yaşama düzeni verir. |
247 | Allah verince kimin oğlu, kimin kızı demez | Tanrı dilerse hiç tanınmayan, yoksul bir aile çocuğunu da üne, zenginliğe kavuşturur. |
248 | Allah verirse el getirir, sel getirir, yel getirir | Tanrı bir kimseyi zengin etmek isterse ona hiç umulmadık yerden mal ve para gelir. |
249 | Allaha bir can borcu var | Allaha vereceği canından başka hiç kimseye bir borcu yok. |
250 | Allahın bildiği kuldan saklanmaz | kişi işlediği suçtan dolayı önce Tanrı'ya karşı sorumludur ve bu suçu da Tanrı bilir, bu nedenle onu kuldan saklamak gerekmez. |
251 | Allahın ondurmadığını peygamber sopa ile kovar | Allah bir kişiyi mutsuz yaratmışsa hiç kimse onun kaderini değiştiremez. |
252 | alma alı, sat yağızı, bin doruya, besle kırı | biniciler doru ve kır donlu atları, sarı, al ve yağız renkli olanlardan daha üstün sayarlar, o nedenle at alırken seçimi ona göre yapmak gerekir. |
253 | alma mazlumun ahını çıkar, aheste aheste | kimseye eziyet edip ahını alma, sonra yaptığın kötülüklerin cezasını ömür boyu çekersin. |
254 | almadan vermek Allaha mahsus | insan yaptığı herhangi bir şey için mutlaka karşılık bekler. |
255 | almadığın hayvanın kuyruğunu tutma | almayacağın bir şeye alacakmışsın gibi yakın ilgi gösterme, işinde çalıştırmayacağın kimseye çalıştıracakmışsın gibi umut verme. |
256 | alna yazılan başa gelir | kişi, kaderi ne ise onu görür. |
257 | alt değirmen güçlü akar | kaynakları eski ve bol olan kuruluşlar sağlam ve verimli olur. |
258 | altı aylık seyislikle kırk yıllık fışkı karıştırılmaz | bir işi tam öğrenmeden, inceliklerini kavramadan, ustalaşmadan o işte bilgiçlik taslanmaz. |
259 | altı olur, yedi olur, hep Allahın dediği olur | önceden ne kadar hesap yapılırsa yapılsın, sonunda Tanrı'nın dilediği olur. |
260 | altın adı pul oldu, kız adı dul oldu | uygunsuz davranışları yüzünden temiz tanınan kişiliği lekelendi. |
261 | altın anahtar her kapıyı açar | para olduğunda her güçlük yenilebilir. |
262 | altın ateşte, insan mihnette belli olur | altına benzeyen maddenin altın olup olmadığı ateşe dayanıklılık derecesi ile anlaşıldığı gibi bir kişinin değeri de sıkıntılara katlanma, zorlukları yenme ve benliğini koruma gücü ile ölçülür. |
263 | altın eli bıçak kesmez | 1) varlıklı veya değerli kişilerin elini kimse bükemez 2) herhangi bir işte usta olan her zorluğun üstesinden gelir. |
264 | altın eşik gümüş eşiğe muhtaç olur | hiç kimse zenginliğine güvenmemelidir, gün gelir yoksullaşır ve fakir kimseye muhtaç olur. |
265 | altın pas tutmaz | şerefli, temiz insana hiç kimse leke süremez. |
266 | altın tutsa toprak olur (altına yapışsa elinde bakır kesilir) | giriştiği işlerde büyük talihsizliklere uğrayan kimsenin durumunu anlatan bir söz. |
267 | altın yerde paslanmaz, taş yağmurdan ıslanmaz | değerli kişi veya nesneler, ne türlü uygunsuz koşullar içinde bulunurlarsa bulunsunlar değerlerini ve niteliklerini yitirmezler. |
268 | altın yere düşmekle pul olmaz | üstün nitelikli kişinin değeri, bulunduğu yerden uzaklaştırılmasıyla azalmaz. |
269 | altını saklamak değil, kuruşu saklamak hünerdir | tutumluluk değersiz görünen şeyleri değerlendirmekle olur. |
270 | altının kadrini sarraf bilir | bir kimsenin, bir şeyin değerini ancak bu konularda uzmanlığı bulunanlar bilir. |