3451 | Gafur | Arapça | Erkek | Gafur | 1. Bağışlayan, merhamet eden. 2. Allah’ın adlarındandır. |
3452 | Galibe | Arapça | Kız | (ga:libe) | Üstün gelen, yenen, önde gelen. |
3453 | Galip | Arapça | Erkek | (ga:lip) | Üstün gelen, yenen. |
3454 | Gamze | Arapça | Kız | Gamze | 1. Süzgün ve yan bakış. 2. Çenedeki veya yanaktaki çukurluk. |
3455 | Gani | Arapça | Erkek | (gani:) | 1. Zengin, varlıklı. 2. Bol. 3. Allah adlarındandır. |
3456 | Ganime | Arapça | Kız | (ga:nime) | Ganimet alan. |
3457 | Ganimet | Arapça | Kız | (gani:met) | 1. Düşmandan alınan mal. 2. Beklenmedik kazanç veya olanak. |
3458 | Ganiye | Arapça | Kız | (ga:niye) | 1. Zengin, varlıklı. 2. Çok hoş. 3. Kadın şarkıcı. |
3459 | Garibe | Arapça | Kız | (gari:be) | Görülmemiş, tuhaf, şaşılacak. |
3460 | Garip | Arapça | Erkek | Garip | 1. Yabancı. 2. Kimsesiz, zavallı. 3. Şaşılacak, tuhaf. 4. Dokunaklı, hüzün veren. |
3461 | Gavsi | Arapça | Erkek | Gavsi | 1. Yardım, destekle ilgili. 2. Derine dalan kimse. |
3462 | Gaye | Arapça | Kız | (ga:ye) | Amaç, erek, hedef. |
3463 | Gayret | Arapça | Erkek | Gayret | 1. Çalışma, çabalama. 2. Koruma, esirgeme, kayırma duygusu. |
3464 | Gayur | Arapça | Erkek | Gayur | Çok çalışkan, gayretli. |
3465 | Gazal | Arapça | Erkek | Gazal | Ceylan. |
3466 | Gazale | Arapça | Kız | (gaza:le) | Dişi geyik. |
3467 | Gazanfer | Arapça | Erkek | Gazanfer | 1. İri aslan. 2. Yiğit, yürekli, kuvvetli adam. |
3468 | Gazel | Arapça | Erkek | Gazel | 1. Divan edebiyatında bir nazım biçimi. 2. Türk müziğinde belli bir kurala bağlı olmadan bir kişi tarafından sesle yapılan taksim. 3. Sonbaharda kuruyup dökülen ağaç yaprağı. |
3469 | Gazi | Arapça | Erkek | (ga:zi:) | 1. Düşmanla savaşan veya savaş yapmış kimse. 2. Savaştan sağ ve zafer kazanmış olarak dönen kimse. |
3470 | Gedik | Türkçe | Erkek | Gedik | 1. Büyük çentik, yıkık yer. 2. Dağ geçidi. 3. Güçlük, güç durum. 4. Yüksek yer, tepe. 5. Ayrıcalık, verilmiş hak. 6. Görev, vazife. |
3471 | Gedikbaş | Türkçe | Erkek | Gedikbaş | Ayrıcalıklı kimse. |
3472 | Gedikbay | Türkçe | Erkek | Gedikbay | AYrıcalıklı kimse. |
3473 | Gediktaş | Türkçe | Erkek | Gediktaş | Ayrıcalıklı, güçlü kimse. |
3474 | Gediz | Türkçe | Erkek | Gediz | 1. İçinde su birikmiş çukur. 2. Ege bölgesinde bir akarsu. |
3475 | Gelenay | Türkçe | Kız | Gelenay | Ortaya çıkan ay gibi güzel. |
3476 | Gelener | Türkçe | Erkek | Gelener | Gelen kimse. |
3477 | Gelengül | Türkçe+Farsça | Kız | Gelengül | Gelen gül gibi güzel. |
3478 | Gelin | Türkçe | Kız | Gelin | 1. Evlenmek üzere hazırlanıp, süslenmiş kız veya yeni evlenmiş kadın. 2. Genç kız. |
3479 | Gelincik | Türkçe | Kız | Gelincik | Yazın kırlarda yetişen kırmızı ve büyük çiçekli bitki. |
3480 | Gelinkız | Türkçe | Kız | Gelinkız | Gelinlik çağındaki kız. |