1471 | Behin | Farsça | Kız | (behi:n) | bk. Bihin |
1472 | Behire | Arapça | Kız | (behi:re) | 1. Hayırlı ve iyiliksever, soylu kadın. 2. Şişmanlık yüzünden yürürken soluyan kadın. |
1473 | Behiye | Arapça | Kız | Behiye | Güzel. |
1474 | Behlül | Arapça | Erkek | Behlül | 1. Çok güldüren, şakacı. 2. Hayırsever, iyi adam. |
1475 | Behmen | Farsça | Erkek | Behmen | 1. Zeki, anlayışlı. 2. Tedbirli. |
1476 | Behnan | Arapça | Erkek | Behnan | 1. İyi huylu kimse.2. Güler yüzlü kimse. |
1477 | Behnane | Arapça | Kız | (behna:ne) | 1. İyi huylu kadın.2. Güler yüzlü kdaın. |
1478 | Behram | Farsça | Erkek | Behram | 1. Merih yıldızı. 2. Eski İran dininde yolcuları korumakla görevli olduğuna inanılan melek. |
1479 | Behzat | Farsça | Erkek | Behzat | Soyu sopu temiz, doğuştan iyi, temiz kimse. |
1480 | Bek | Türkçe | Erkek | Bek | 1. Sağlam, sert, katı. 2. Bey. 3. İleri gelen, sözü geçen, saygın, zengin kişi. |
1481 | Bekâm | Farsça | Erkek | (bekâm) | Amacına, isteğine kavuşmuş, erişmiş olan kimse. |
1482 | Bekata | Türkçe | Erkek | Bekata | Atası bey olan kimse. |
1483 | Bekbars | Türkçe+Farsça | Erkek | Bekbars | Cesur, yiğit bey. |
1484 | Bekbay | Türkçe | Erkek | Bekbay | Güçlü ve varlıklı olan kimse. |
1485 | Bekdemir | Türkçe | Erkek | Bekdemir | Demir gibi sağlam ve güçlü olan kimse. |
1486 | Bekdil | Türkçe | Erkek | Bekdil | Doğru sözlü, mert kimse. |
1487 | Bekem | Türkçe | Erkek | Bekem | Sağlam, dayanıklı, güçlü kimse. |
1488 | Beken | Türkçe | Kız | Beken | Dayanıklı, güçlü. |
1489 | Beker | Türkçe | Erkek | Beker | Güçlü, yiğit kimse. |
1490 | Bekir | Arapça | Erkek | Bekir | Sabahları erken kalkmayı alışkanlık edinen kimse. |
1491 | Beksan | Türkçe | Erkek | Beksan | Tanınmış, ünlü, saygın kimse. |
1492 | Bektaş | Türkçe | Erkek | Bektaş | 1. Akran, eş, yaşıt. 2. Eşit, denk. |
1493 | Bektöre | Türkçe | Erkek | Bektöre | Güçlü, değişmez töreleri olan, törelerine bağlıkimse. |
1494 | Bektürk | Türkçe | Erkek | Bektürk | Güçlü Türk. |
1495 | Beleda | Türkçe | Erkek | Beleda | bk. Bileda |
1496 | Belek | Türkçe | Erkek | Belek | 1. Hediye, armağan. 2. Alacalı, karışık renkli. 3. Nişan, iz. |
1497 | Belen | Türkçe | Erkek | Belen | 1. Dağlık, sarp yer. 2. Sırt, bayır, yamaç, dağ eteği. 3. Yüksek, dağlık yerlerde görülen düzlük. 4. Issız yer. |
1498 | Belge | Türkçe | Erkek | Belge | Bir gerçeğe tanıklık eden yazı, fotoğraf, resim, film vb. vesika, doküman. |
1499 | Belgi | Türkçe | Kız | Belgi | 1. Bir şeyi benzerlerinden ayıran özellik, alamet, nişan. 2. Duyuş, düşünüş ve inanıştaki ayırıcı özellik. |
1500 | Belgin | Türkçe | Kız | Belgin | Tam ve kesin olarak belirlenmiş olan, açık, anlaşılır, belirgin. |