| 1861 | Bulgan | Türkçe | Erkek | Bulgan | Olgun, bilgili, görgülü, hoşgörülü kimse. |
| 1862 | Bulgu | Türkçe | Erkek | Bulgu | 1. Bulunan şey, keşif. 2. Anlayış. 3. İlham. |
| 1863 | Bulgubay | Türkçe | Erkek | Bulgubay | Anlayışlı zengin. |
| 1864 | Bulgucan | Türkçe+Farsça | Erkek | Bulgucan | Anlayışlı kimse. |
| 1865 | Bulgunoyan | Türkçe+Moğolca | Erkek | Bulgunoyan | Anlayışlı bey. |
| 1866 | Buluç | Türkçe | Erkek | Buluç | Bulunan şey, buluş. |
| 1867 | Bulunç | Türkçe | Erkek | Bulunç | Vicdan. |
| 1868 | Buluş | Türkçe | Erkek | Buluş | İlk kez yeni bir şey yaratma, icat. |
| 1869 | Bulut | Türkçe | Erkek | Bulut | Atmosferdeki su damlacıkları ve buz taneciklerinin görülebilir yoğunluk kazanmasıyla oluşan, biçimleri, yükseklikleri ve yol açtıkları hava olaylarıyla birbirinden ayrılan yığınlar. |
| 1870 | Bulutay | Türkçe | Erkek | Bulutay | Bulut ve ay. |
| 1871 | Buluttekin | Türkçe | Erkek | Buluttekin | Bulut gibi her yeri kaplayan bey. |
| 1872 | Bumin | Türkçe | Erkek | Bumin | 1. Baykuş. 2. Tümen. |
| 1873 | Buminhan | Türkçe | Erkek | Buminhan | bk. Bumin |
| 1874 | Burak | Arapça | Erkek | Burak | Hz. Muhammed'in Miraç Gecesi'ndeki biniti. |
| 1875 | Burcu | Türkçe | Kız | Burcu | 1. Güzel koku, ıtır. 2. Sakız ağacının tomurcuğu. |
| 1876 | Burç | Arapça | Erkek | Burç | 1. Kale duvarlarından daha yüksek, yuvarlak, dört köşe veya çok köşeli kale çıkıntısı.2. Zodyak üzerinde yer alan on iki takımyıldıza verilen ortak ad.3. Ökse otu. |
| 1877 | Burçak | Türkçe | Erkek | Burçak | Baklagillerden, taneleri yem olarak kullanılan bir bitki. |
| 1878 | Burçhan | Arapça+Türkçe | Erkek | Burçhan | Yüce, ulu, saygın hükümdar. |
| 1879 | Burçin | Türkçe | Erkek | Burçin | Geyik, dişi geyik. |
| 1880 | Burhan | Arapça | Erkek | Burhan | Kanıt, delil, ispat. |
| 1881 | Burhanettin | Arapça | Erkek | (burha:nettin) | Dinin kanıtı, ispatı. |
| 1882 | Burkay | Türkçe | Erkek | Burkay | 1. Ay, hilal.2. Gücenmiş, kırılmış kimse. |
| 1883 | Buruk | Türkçe | Erkek | Buruk | 1. Tadı kekre olan. 2. Alınmış, kırılmış, gücenmiş. 3. Aksak, topal, eğri basan. 4. Kapalı havuz. 5. Hortum, kasırga. |
| 1884 | Burukbay | Türkçe | Erkek | Burukbay | Gücenmiş, kırılmış zengin kimse. |
| 1885 | Buruktekin | Türkçe | Erkek | Buruktekin | Gücenmiş, kırılmış şehzade. |
| 1886 | Buse | Farsça | Kız | (bu:se) | Öpücük, öpme, öpüş. |
| 1887 | Buyan | Türkçe | Erkek | Buyan | 1. Mutluluk, uğur, talih. 2. İyi iş, sevap. |
| 1888 | Buyruk | Türkçe | Erkek | Buyruk | 1. Belirli bir davranışta bulunmaya zorlayıcı söz, emir. 2. Egemenlik. |
| 1889 | Buyrukalp | Türkçe | Erkek | Buyrukalp | Buyruk veren yiğit. |
| 1890 | Buyrukata | Türkçe | Erkek | Buyrukata | Buyruk veren ata. |