Beslenme İle İlgili Sıkça Sorulan Sorular - XML
Beslenme İle İlgili Sıkça Sorulan Sorular


IDSORUCEVAP
1Yeterli ve dengeli beslenme nedir?Vücudun büyümesi, yenilenmesi ve çalışması için gerekli olan enerji ve besin öğelerinin her birinin yeterli miktarlarda alınması ve vücutta uygun şekilde kullanılması "Yeterli ve Dengeli Beslenme" deyimi ile açıklanıyor. Sağlığın korunmasında ve hastalıkların önlenmesinde yeterli ve dengeli beslenme önemli rol oynamaktadir.
2Nasıl yeterli ve dengeli beslenilir?Yeterli ve dengeli beslenme besleyici degerleri yönünden dört besin grubu altinda toplanan besinlerin yeterli miktarda tüketilmesi ile sağlanır. Bir grup içinde yer alan besinler birbirlerinin yerini tutar. Bunlar süt grubunda yer alan süt, yoğurt, peynir, et grubunda yer alan et, tavuk, balık, yumurta, kuru baklagiller vs, tahıl grubunda yer alan ekmek, bulgur, makarna, pirinç, mısır, tarhana v.s. sebze ve meyve grubudur. Bu besinlerin önerilen tüketim miktarları kişiye özgü olarak değişmektedir. Bireyin yaşı, cinsiyeti ve fiziksel aktivite durumu bunu etkilemektedir.
3Neden her gün sebze meyve yenilmelidir?Sebzeler ve meyvelerin mineral ve vitamin içerikleri oldukça zengindir. Büyüme ve gelişmeye yardım ederler, hücre yenilenmesini ve doku onarımını sağlarlar. Deri, göz, diş ve diş eti sağlığı için temel öğeleri içerirler, hastalıklara karşı direncin oluşumunda etkindirler, bağırsakların düzenli çalışmasına yardımcı olurlar. Ayrıca dengesiz beslenmeye bağli şişmanlık ve kalp damar hastalıkları, hipertansiyon, bazı kanser türleri vb. kronik hastalıkların oluşma riskini azaltırlar. Sağlıklı beslenmek için her öğünde taze sebze ve meyve tüketilmeye çalışılmalıdır. Günlük tüketilen sebze ve meyvenin iki porsiyonunun, yeşil yapraklı sebzeler veya portakal, limon vb. turunçgiller ya da domates olmasına dikkat edilmelidir.
4Taze sebze ve meyve tüketilirken nelere dikkat edilmelidir?Sebze ve meyveler mümkün olduğunca taze tüketilmelidir. Yenilebilenlerin kabukları soyulmamalıdır. Soyulması gerekiyorsa mümkün olduğunca ince soyulmalıdır. Bir çok vitamin ve mineral, sebze ve meyvelerin özellikle dış yapraklarında, kabuğunda veya kabuğun hemen altındakı kısımlarında bulunurlar, iç kısımlarda yoğunlukları daha azdır. Taze sebzeler önce ayıklanmalı yıkanmalı sonra doğranmalıdır. Sebzeler pişirilmeden hemen önce ve büyük parçalar halinde kesilmeli ve yeteri kadar su ile pişirilmelidir. Sebzeler doğranmadan önce içinde pişirileceği sıcak karışım hazırlanmalıdır. Bunun için öncelikle yağ, soğan, salça karışımı ve gerekiyorsa su konulmalı kaynayana kadar geçen sürede sebzeler dogranılarak sıcak karışıma eklenmeli ve pişirilmelidir. Yesil yaprakli sebzelerin su orani çok yüksektir. Bu nedenle suyu koruyabilen derecelerde hiç su koymadan veya susuz pişirilebilir. Sebze yemeklerine ne kadar su ilave edilirse vitamin kaybı o kadar fazla olur. Sebzeler mümkün oldugunca kısa sürede ve diriliği korunacak şekilde pişirilmelidir. B vitaminleri ve C vitamini gibi bazi vitaminler ısı ile kolayca kayba uğrar. Sebzelerin haşlama suyu kesinlikle dökülmemelidir. Dökülürse suda eriyen vitaminlerin büyük bir kismi (vitamin C, B2 ve folik asit vb) suya geçtiği için, besin değeri kaybı çok fazla olacaktır. Vitamin değerleri azalacağından salatalar hazırlandıktan meyveler kesildikten ya da suyu sıkıldıktan sonra bekletilmemelidir.Meyve ve sebzelerin sularının sıkılıp içilmesi yerine tüm olarak tüketilmesi, kabuklari yenilebilenlerin kabuklar ile yenilmesi posa tüketimini artiracağından daha yararlıdır. Besin değeri azalacağından konservelerin suyu dökülmemelidir. Zehirlenmelere yol açabileceğinden kapakları dışa dönük (bombeleşmiş) konserveler satın alınmamalıdır. Çimlenmiş patateslerde kabuğa yakın kısımda bulunan ve zehirleyici etkisi bulunan solanin maddesi miktarı artar. Bu nedenle patates çimlenmekten korunmalıdır. Aşırı çimlenmiş patatesler tüketilmemelidir. Solanin zehirlenmesi sindirim sistemi bozuklukları, terleme ve halsizlik bulgularıyla ortaya çıkar.
5Şeker hastalarının ekşi elma yemesi yararlı mıdır?Şeker hastalığı, pankreastan salgılanan insülin hormonunun yetersizliği veya yokluğu sonucu kandaki şeker miktarının artmasıdır. Diyet, şeker hastalığı tedavisinin temel unsurudur ve kişiye özeldir. Her hastanın besin gereksinimleri, beslenme alışkanlıkları ve sosyoekonomik durumları farklıdır. Şeker hastalarının diyetleri onların cinsiyet, yaş, fiziksel aktivite ve tedavi şekillerine göre değişmektedir. Buna göre hastaların bir günde tüketmeleri gereken yiyeceklerin enerji ve besin öğeleri diyetisyenler tarafından düzenlenir. Tüm meyveler meyve şekeri içerir ve diyetlerde belirli miktarlarda kullanılır. Meyvenin ekşi ya da tatlı olması daha fazla tüketilebileceği yada kan şekerini yükseltmeyeceği anlamına gelmez. Diyette önerilen miktarların üzerinde tüketilmemesi gereklidir.
6Süt ve süt ürünlerini tüketirken nelere dikkat edilmelidir?Hastalık yapıcı mikroorganizmalardan korunmak için iyi kaynatılmış, pastörize/sterilize edilmiş süt ve süt ürünleri kullanılmalıdır. Pastörize veya sterilize edilmemiş sütler, kaynatıldıktan sonra tüketilmelidir. Sütün az kaynatılması sütte bulunan mikropların tamamını öldürmez. Sütün çok kaynatılması ise vitamin kaybına neden olur. Süt, kaynama kabarıklığı başlamasından itibaren en az 5 dakika kaynatılmalıdır. Kaynatılmış ve pastörize edilmiş sütler cam kavanozda buzdolabında 1-2 gün kutusu açılmış sterilize sütler en fazla 3 gün saklanmalıdır. Sütlü tatlılara şeker süt piştikten sonra ocaktan alınırken eklenmelidir. Pişirilme sırasında eklenirse şeker ile sütün proteini birleşir ve protein kaybına neden olur. Çiğ süt ve pastörize edilmemiş sütlerden yapılan peynir ve benzeri besinler insanlarda Brusella hastalığına neden olur. Tarhana içinde yoğurtta bulunan beslenmemizde önemli yeri olan geleneksel bir besindir. Ancak kurutulma işlemi hava akımı olan ve gölge bir yerde üstü bezle kapalı olarak yapılmalı güneş altında kurutulmamalıdır. Aksi halde önemli vitamin kayıpları oluşur. Satın alınan plastik süt ve yoğurt kapları, daha sonra yiyecek saklama amacı ile kullanılmamalıdır.
7Et ve yumurta tüketilirken nelere dikkat edilmelidir?Kıyma ve sakatat uzun süre saklanamadığından buzdolabında saklamak koşuluyla 1-2 gün içinde tüketilmelidir. Etler hemen tüketilmeyecekse birer yemeklik şeklinde yassı şekilde pa ketlenmiş olarak normal buzdolabı buzluklarında 1 hafta, derin dondurucularda 3-4 ay süre ile dondurularak saklanabilir. Dondurulmuş besinler özellikle etler buzu çözdürüldükten sonra yeniden dondurulmamalıdır. Çözülmüş besinler bekletilmeden pişirilmelidir. Çözülme işi oda sıcaklığında soba/radyatör üzerinde ve altında hafif ateşte veya güneşli yerlerde yapılmamalı buzdolabının alt raflarında bekletilerek yapılmalıdır. Kırık çatlak ve kirli yumurtalar satın alınmamalıdır. Yumurta buzdolabında saklanmalı kullanmadan önce mutlaka yıkanmalı ve kurulanmalıdır. Hastalık etkeni olabildiği gibi bazı vitaminlerin kullanımını da engellediğinden çiğ yumurta tüketilmemelidir. Yumurta en fazla 8-10 dakika süreyle haşlanmalıdır. Daha uzun süre haşlanmış yumurtanın sarısı etrafında oluşan yeşil renk besin değerinin azaldığının göstergesidir.
8Kuru baklagiller tüketilirken nelere dikkat edilmelidir?Kuru baklagiller, sindiriminin kolaylaşması için uygun şekilde pişirilmelidir. Kurubaklagillerin pişirme aşamaları şu şekilde olmalıdır.1. Islatma: Oda ısısındaki suda 8-24 saat ıslatılır.Gaz yapıcı maddeler ıslatma suyuna geçer. Islatma suyu dökülebilir.2. Dış zarlarının çıkarılması: Sindirim sistemi bozukluğu olanlarda ve bebek beslenmesinde yararlı olabilir. Bu durumlar dışında dış kabuğun ayrılmasına gerek yoktur.3. Pişirme: İyi pişirme sindiriminin kolaylaşması açısından önemlidir. Pişme suyu atılırsa B vitaminleri ve mineraller kayba uğrar. Bu nedenle pişirme suları kesinlikle dökülmemelidir. Kuru baklagiller posa içeriklerinin yüksek yağ içeriklerinin düşük olması nedeni ile özellikle kalpdamar ve diyabet hastalarının diyetinde sıklıkla yer almalıdır. Protein kalitesini artırmak için tahıllarla birlikte tüketilmelidir. Bileşimindeki minerallerin yararlılığı açısından C vitamininden zengin besinlerle birlikte tüketilmelidir.
9Tahıl ve tahı ürünleri tüketilirken nelere dikkat edilmelidir?Kabuk ve öz kısmı ayrılmamış tahıllardan yapılan yiyecekler vitaminler, mineraller ve diyet posası (diyet lifi) yönünden zengindir. Lif içeriği yüksek olan besinlerin tüketimi barsak hareketlerinin düzgün olmasını sağlar. Lif türü veya bileşimi de beslenme açısından çok önemlidir. Ayrıca tam tahıl ürünlerinin kalori değerleri de daha düşüktür. Alışveriş yaparken tam tahıl ürünleri tercih edilmelidir. Dış kepeği biraz ayrılmış fakat özü ve iç kepeği ayrılmamış undan mayalandırılarak yapılan ekmeğin besleyici değeri beyaz undan yapılan ekmekten daha fazladır. Bu nedenle tam tahıl ürünleri her gün hatta her öğün tüketilmelidir. Besin değerini arttıracağı için ekmek çörek, kurabiye yapılırken hamur mayalandırılmalıdır. Besin değerini azaltacağından makarna erişte vb. besinlerin haşlama suları dökülmemelidir. Protein ve vitamin içeriğini arttırmak için diğer besinlerle (kurubaklagiller, süt ve ürünleri) birlikte tüketilmelidir. Az hareketli şişman bireylere günde 3 ince dilim ekmek (75g) yeterli iken zayıf bireyler ağır işte çalışanlar bunun 3-5 katını yiyebilirler. Tam tahıl ürünleri günde 6 porsiyon (6 dilim ekmek veya 3 dilim ekmek, 1 kepçe unlu çorba, 4 yemek kaşığı pilav gibi) tüketilebilir. Ağır işte çalışan ve enerji gereksinimi fazla olanlar bu grupta yer alan besinleri daha fazla tüketebilirler.
10Kahvaltı neden önemlidir?Akşam yemeği ile sabah arasında yaklaşık 12 saatlik bir süre geçer. Bu süre içinde vücut besinlerin tümünü kullanır. Sabah kahvaltı yapılmazsa beynin kullanacağı enerjide azalma olur. Bu durumda yorgunluk baş ağrısı dikkat ve algılama azlığı gibi sıkıntılar yaşanır. Çocuklarda okul başarısı düşer. Öğünler içinde en önemlisi sabah kahvaltısıdır. Yeterli ve dengeli bir kahvaltı mönüsü güne istekli başlamada ve elverişli bir biçimde sürdürmede oldukça önemlidir. Kahvaltıda protein kaynağı olarak yumurta veya peynir, yeterince enerji alabilmek için ekmek, çörek vs. vitamin ihtiyacımız için söğüş sebze taze sıkılmış meyve suyu ya da meyve tüketilmelidir. Zaman zaman kahvaltılık gevrekler de sütle karıştırılarak ancak bir meyve ile desteklenerek tüketilebilir. Evde hazırlanan tarhana mercimek yayla çorbası gibi çorbalar da kahvaltı için iyi birer seçenektir.
11Çocuklar için sabah kahvaltısında bir bardak süt içmek yeterli midir?Çocuklar kahvaltıda süt veya meyve suyunu tercih etmelidir. Ancak tek başına yeterli değildir. Yanında peynir veya yumurta, ekmek ve vitamin kaynağı olarak sebze veya meyve de tüketilmelidir.
12Sağlıklı yağ tüketimi nasıl olmalıdır?Yağlar konusunda ölçülü olunmalı ve doymamış yağlar tercih edilmelidir. Tereyağı, diğer hayvansal yağlar ve margarinlerin çoğu doymuş yağlardır ve kolesterol seviyesini artırırlar. Ayçiçek, soya, mısırözü gibi bitkisel yağların çoğu ise doymamış yağlardır ve kolesterol içermezler. Pratik olarak günlük tüketilecek yağın üçte birinin tereyağı gibi katı yağlardan, üçte biri zeytinyağı gibi tekli doymamış yağlardan, kalan üçte biri de mısır özü ve ayçiçek yağı gibi bitkisel kaynaklı çoklu doymamış yağ asitlerinden oluşan yağlardan karşılanması önerilmektedir. Ancak günlük olarak alınan et, süt ve yoğurt tüketimi ile katı yağ ihtiyacımız karşılandığı için ayrıca katı yağ alınmasına gerek yoktur. Yağlar kızartma işlemi için kullanıldığında trans yağ asitleri yanında diğer zararlı madde oranı da arttığından günlük beslenmede kızartmalara fazla yer verilmemelidir.
13Tuz tüketiminde nelere dikkat edilmelidir?Tuz tüketimi ile hipertansiyon arasında yakın bir ilişki vardır. Ayrıca fazla tuz tüketimi idrarla kalsiyum atılmasını arttırarak kemiklerden kalsiyum kaybına neden olur. Tuz tüketimini azaltmak içinlezzetine bakılmadan yemeklere tuz eklenmemelidir. Daima taze ve aşırı tuz içermeyen besinler tercih edilmelidir. Satın alınan hazır ürünlerin etiketleri mutlaka okunmalıdır. Tuzsuz ya da tuzu azaltılmış besinler tercih edilmelidir. Masada tuz kullanılmamalıdır. Baharat ve maydanoz, nane, kekik, dereotu, rezene, fesleğen gibi aroma sağlayıcılar tuz yerine tercih edilmelidir. Turşu, ketçap, hardal, soya sosu vb. yiyeceklerin tuz içeriği çok fazladır. Bu besinlerden uzak durulmalı ya da az ve seyrek tüketilmelidir. Sebze ve meyve tüketimi arttırılmalıdır. Bol su içilmelidir. Su genelde az sodyum içerir. Şişe suları ve maden sularının sodyum içeriğini etiketinden kontrol edilmelidir.
14Şekerli besinler zararlı mıdır?Şekerler saf karbonhidrattır ve yoğun enerji kaynağıdır. Bu besinlerin fazla miktarda tüketimi aşırı enerji alımının nedenidir ve vücut ağırlığının artmasına (şişmanlığa) ve besleyici değeri yüksek olan besinlerin tüketiminin de azalmasına neden olur. Bu nedenle bu tür besinlerin tüketiminin azaltılması büyük önem taşımaktadır. Bunun için Fazla şeker içeren besinlerin ve içeceklerin tüketimi sınırlandırılmalıdır. Enerjimizin çoğunluğu tahıllardan (tam tahıl ürünleri), taze meyve ve sebzelerden, az yağlı veya yağsız besinlerden örneğin yağı azaltılmış süt ve ürünlerinden, yağsız et veya et yerine geçenlerden sağlanmalıdır. Asitli ve gazlı içecekler yerine süt ve ürünleri tercih edilmelidir. Şeker içeren içecekler yerine sadece su içilmelidir. Çay ve bitkisel çaylar şekersiz içilmelidir. Şekerli besin tüketiminden sonra dişler fırçalanmalıdır.
15Et veya kemik suyu, besleyici midir?Et, proteinden zengin bir besin olduğu için çocuklar ve büyüklerin beslenmesinde önemlidir. Kemikler kalsiyumdan zengindir. Ancak ette bulunan besin öğelerinin büyük bir kısmı pişme suyuna geçmediği gibi kalsiyum da suya geçmez. Bu nedenle et veya kemik suyunun besleyici değeri yoktur.
16Sağlıklı kilo kontrolünde nelere dikkat edilmelidir?Boya uygun ağırlık hedeflenmeli ideal ağırlıkta olanlar kilo almaktan kaçınmalıdırlar. Şişman olanlar önce fazla ağırlık artışını önlemeli daha sonra sağlıklarını korumak için ağırlık kaybedilmesini hedeflemelidir. Az yağ eklenmiş sebze, yağsız beyaz et, kuru baklagiller, yağı azaltılmış sütyoğurt, meyve ve tam tahıl ürünleri tüketerek sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanılmalıdır. Düzenli olarak fiziksel aktivite yapılmalıdır. Alınan enerji ile tüketilen enerji miktarı dengelenmelidir. Günde en az üç öğün düzenli yemek yenilmeli öğün atlanılmamalı öğünlerde enerjisi yüksek hamur işleri tatlılar yağlı çerezler yenilmemelidir. Bol su tercih edilmelidir. Vücut ağırlığının korunmasında davranış değişikliğinin önemli olduğu unutulmamalıdır.
17Şişmanlık söz konusu ise sağlığımızın bozulmaması için bir ayda en fazla kaç kilo vermeliyiz?Eğer kilolu iseniz ağırlık kaybetmeniz sağlık durumunuzu geliştirir vücut işlevlerinde gelişme sağlar ve yaşam kalitesini arttırır. Ancak hızlı kilo verme şişmanlığın oluşturduğu risklerden daha tehlikelidir. Zayıflama programları kişiye özel olmalıdır. Her birey için verilebilecek maksimum kilo o bireyin fazla kilosuna yaşına ve yaşam şekline göre farklılık gösterir. Haftada yarım en fazla bir kilo ağırlık kaybı hedeflenmelidir. Yavaş verilen kilolar daha kalıcı olur hızlı verilen kilolar hızla geri alınır. Amaç hızlı ve çok kilo vermek değil sağlığımızı bozmadan zayıflamak olmalıdır.
18Çocukluk döneminde ağırlık denetimi nasıl olmalıdır?Çocukların büyümeleri ve gelişmeleri için yeterli ve dengeli besin tüketmeleri gerekir. Aşırı enerji alımı ve fiziksel aktivite azlığı şişmanlığa yol açar. Çocuklarda erken yaşlardan itibaren sağlıklı beslenme alışkanlığının kazandırılması gerekir. Yeterli sebze ve meyve yağı azaltılmış süt ve sütten yapılan besinler yağsız et, tavuk, balık ve tahıl, fındık, fıstık tüketimi (enerji gereksinmesi göz önünde bulundurularak) çocuklarda desteklenmeli yeterli tüketimi sağlanmalıdır. Şeker ve yağ içeriği yüksek olan besinlerin tüketimi sınırlandırılmalıdır. Çocukların televizyon seyretmeleri bilgisayar ve video oyunları için harcadık ları zaman sınırlandırılmalı daha fazla fiziksel aktivite yapmaya yönlendirilmelidirler. Bu dönemde sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanmalarına yardımcı olunmalıdır.
19Bitkisel çaylar zayıflatır mı?Bazı bitkiler bağırsakları çalıştırır bazı bitkiler idrar söktürücü özellik gösterir. Ancak hiçbir bitki zayıflatmaz. Zayıflamak için uzman kişilerin hazırladığı beslenme programları uygulanmalıdır.
20Ilık su içmek zayıflatır mı?İçilen suyun midede doluluk hissi uyandırması ve bağırsak hareketlerini artırması gibi etkilerinden dolayı zayıflama üzerinde olumlu etkisi vardır. Ancak zayıflama diyetleri uygulanırken su içme isteği azalabilir. Bu durumda vücudun susuz kalmaması için özen gösterilmelidir.
21Zayıflık nedir, zayıf kimseler nelere dikkat etmelidirler?Vücut ağırlığının olması gerekenden daha düşük olmasıdır. Zayıflık uzun süren eksi enerji dengesi sonucu oluşur. Çocukluk ve gençlik yıllarındaki eksi enerji dengesi büyümeyi etkiler. Yetişkinlikte çalışma verimini düşürür. Vücudun dış etkenlere ve enfeksiyonlara karşı direncini azaltır. Zayıflığın nedeni ortaya konduktan sonra önlenmesine geçilmelidir. Eğer zayıflık yiyeceklerin vücutta kullanılması ile ilgili bir bozukluktan ileri geliyorsa örneğin barsak parazitleri varsa öncellikle bu tedavi edilmelidir. Diyet tedavisinde enerji bireyin harcamasından daha yüksek olmalı mümkünse proteinin kalitesi yüksek olmalıdır. Enerji artışına bağlı olarak vitamin ve mineral alımı artırılmalıdır. Diyette özellikle enerji değeri yüksek besinlere yer verilmelidir. Sütlü tatlılar meyve suları ve yağlı tohumlar diyette yer almalıdır. Normal ağırlığa yaklaşıldıktan sonra diyetten şekerlerin ve tatlıların gerekirse tahılların bir kısmı azaltılarak o ağırlığı sürdürecek şekilde kalori ayarlaması yapılmalıdır.
22Mantar yoğurt ile beraber yenirse yine zehirler mi?Mantarlar besleyici değeri olan besinlerdir. Ancak kültür mantarları dışında kesinlikle türü bilinmeyen mantarlar tüketilmemelidir. Özellikle doğada kendiliğinden yetişen mantarların tüketilmesi mantar zehirlenmelerine yol açabilir. Halk arasında çayırda yetişen mantarın zehirlemediği mantarın yoğurt ile birlikte yenirse zehirlemeyeceği ve pişirilen mantarın zehirinin orta dan kaybolduğu gibi mantarlarla ilgili bazı yanlış düşünceler bulunmaktadır. Doğada kendiliğinden yetişen mantarların zehirli veya zehirsiz olduğunu bakarak anlamak mümkün değildir. Türü bilinmeyen mantarlar yerine kültür mantarla rı tercih edilmelidir. Satın alacağınız mantarın ambalajlı olmasına ve etiketinde üretim yeri, üretim izni, üretim tarihi gibi bilgilerin yer almasına dikkat edilmelidir.
23Sokakta satılan sütü neden tercih etmemeliyiz?Süt ne kadar iyi koşullarda elde edilirse edilsin içinde değişen miktarlarda mikroorganizmalar bulunduğu için sokakta satılan açık sütler satın alınmamalıdır. Sağlıklı bir inekten sağılan süt az miktarda mikroorganizma içerir. Ancak süt sağım yapılırken memenin dış kısmından sağan kişinin elleri ve kullanılan araç gereçten kirlenebilir. Hayvanın memesi de gübre toprak ve su ile kirlenebilir. Bu nedenlerle sokak sütü yerine işlem görmüş pastörize veya uzun ömürlü süt (UHT) tüketilmesi daha sağlıklıdır.
24Pastörize süt ve uzun ömürlü süt(UHT) ne demektir?Sütün içindeki patojen mikroorganizmayı yok etmek, dayanma süresini uzatmak diğer mikroorganizmaların büyük bir çoğunluğunu ortadan kaldırmak ve belirli dayanma gücüne sahip güvenilir bir ürün elde etmek için uygulanan ısı işlemidir. Pastörizasyon işlemi ülkemizde çeşitli yöntemlerle yapılmaktadır: Birincisi düşük derecede, uzun süre ( 65 °C' de 30 dakika ) diğeri ise yüksek sıcaklıkta kısa sürede (72/75 °C de 15-20 saniye) tutularak yapılan işlemdir. UHT yöntemi ise İngilizce Ultra High Temperature kelimelerinin kısaltılmasından oluşmaktadır. UHT sütü sterilize etmek için uygulanan bir yöntemdir. Bu yöntemde süt 135 - 150 °C de 1-4 saniye ısıtılır ve süratle soğutulur. Sterilize edilen UHT sütler 4-6 ay ağzı açılmadan saklanabilir. Ağzı açıldıktan sonra 2 gün buzdolabında muhafaza edilebilir.
25Kemik erimesi nedir? Nasıl korunmalıdır?Kemik erimesi tıpta osteoporoz olarak adlandırılmaktadır. Osteoporoz kemiklerden kalsiyum kaybının artması sonucunda kemiklerin dayanıklılığının azalması ve kolaylıkla kırılabilmesi durumudur. Kemikte kalsiyum birikimi 30 yaşına kadar devam etmektedir. Bu yaşta maksimum kemik yoğunluğu oluşur. Bundan sonra kemik kaybı başlar. Genelde kadınların kemik mineral yoğunluğu erkeklerden daha düşüktür. Kemik kaybı menopoz döneminde daha da hızlanır. Menopozdan son raki kemik kaybının esas nedeni östrojen yetersizliğidir. Osteoporozdan korunmak için beslenmemizde aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir. Her yaş döneminde yeterli kalsiyum tüketilmelidir. Her gün yetişkin bireylerin 2 porsiyon, çocukların, adölesan dönemi gençlerin, gebe ve emzikli kadınlarla menopoz sonrası kadınların 3-4 porsiyon süt ve süt ürünü tüketmeleri gerekir. Bir orta boy su bardağı (200 cc) süt veya yoğurt veya iki kibrit kutusu büyüklüğünde peynir bir porsiyondur. Kalsiyum için en iyi kaynak süt ve süt ürünleridir. Bunun dışında balıklar koyu yeşil yapraklı sebzeler tam tahıl ürünleri, pekmez, zenginleştirilmiş besinler ve kuru baklagillerde kalsiyum sağlar. Ancak bu besinlerden sağlanan kalsiyumun vücutta kullanımı süte göre daha sınırlıdır. D vitamini ihtiyacı yeterince karşılanmalıdır. Güneş ışınları D vitamininin ön öğesini aktif hale getirdiğinden güneş ışınlarından uygun şekilde ve düzenli olarak yararlanılmalıdır. Kış aylarında öğlen saatleri yaz aylarında ise kuşluk ve ikindi saatlerinde güneşlenilmelidir. Yemeklere aşırı tuz eklemekten ve tuzlanmış besinleri aşırı tüketmekten sakınılmalıdır. Çünkü aşırı tuz idrarla kalsiyum atılımını arttırmaktadır. Sigara ve alkolden uzak durulmalı düzenli fiziksel aktivitede bulunulmalıdır. Fiziksel aktivite gençlik döneminde kemik kütlesini arttırır yaşlılıkta ise kemik kaybını önler. Haftada en az 2-3 kez 45 dakika yürüyüş yapılmalıdır. Aşırı kafein tüketiminden kaçınılması gerektiğinden kafein içeren çay, kahve ve kolalı içeceklerin tüketimi sınırlandırılmalıdır.
26Farklı türdeki yağların tüketilmesi sağlığımızı nasıl etkiler?Sağlıklı bir diyet için öncelikle katı yağlar, zeytinyağı ve diğer bitkisel sıvı yağların dengeli bir şekilde kullanılması gerekir. Katı yağların fazla tüketilmesi kalp damar hastalıkları yönünden olumsuz etki gösterir. Katı yağlar hayvansal besinlerde doğal olarak yeterince bulunduğundan yemeklere mümkün olduğunca az eklenmeli, etli yemeklere yağ konulmamalı ve kahvaltıda yağ tüketme alışkanlığından mümkün olduğunca vazgeçilmelidir. Diğer bitkisel sıvı yağlar elzem yağ asitlerinin kaynağıdır. Balıkta bulunan yağların sağlık üzerinde olumlu etkileri vardır. Bu nedenle diyette düzenli balık tüketme alışkanlığının (haftada en az bir kez) kazanılması gerekir. Çeşidi ne olursa olsun yağların fazla miktarda tüketilmesi sağlık açısından sakıncalıdır. Bu nedenle diyette yağ düzenlemesi yapılırken diyetin toplam yağ içeriğinin de azaltılması (toplam diyet enerjisinin % 25-30'u) önerilmektedir. Yüksek yağ tüketiminin şişmanlık, hipertansiyon ve bunlara bağlı olarak kalpdamar hastalıkları, diyabet, kanser gibi kronik hastalıkları da beraberinde getirir.
27Anemi (Kansızlık) nedir?Vücutta yeteri kadar demir olmadığı zaman demir eksikliği anemisi görülür. Anemi, kanda oksijen taşıyan hemoglobin düzeyinin 11 gr/dl'nin altına düşmesi demektir.
28Aneminin nedenleri nedir?Aneminin en önemli nedenleri Diyetin demir içeriğinin yetersiz olması, Demirin emilimi ve taşınmasıyla ilgili çeşitli kronik hastalıklar, Gebelik gibi özel durumlarda gereksinimin artması, Sık doğumlar ve düşüklerdir.
29Aneminin en önemli belirtileri nelerdir?Baş dönmesi, yorgunluk, iştahsızlık, sindirim sistemi bozuklukları, tırnakların incelmesi, sık nefes alıp verme aneminin en önemli belirtileridir.
30Aneminin sonuçları nelerdir?Anemi çalışma kapasitesinin azalmasına hastalıklara kolay yakalanmaya, hatta gebelerde anne ölümüne neden olabilir. Bebekte ise erken doğuma çocuğun zayıf olmasına, özürlü çocukların doğmasına ve bebeğin anne karnında ölmesine neden olabilir.

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir