Türkçe-İngilizce Sözlük
Türkçe İngilizce Sözlük, Turkish English Sözlük


IDTürkçeİngilizce
36061sıkı veya yoğun çalışmakto break one's back
36062sıkıca kapatmakto batten down
36063sıkıcıboring, nuisance, dreary
36064sıkıcı ama orijinallik veya önem iddiasında olanbromidic
36065sıkıcı yazıbumph, bumf
36066sikilamastemming
36067sıkılaştırılmışcondensed
36068sıkılaştırmakto tighten
36069sıkılgantimid, bashful
36070sıkılmakto constringe, to be bored
36071sıkılmışbored
36072sıkıntıblues, grievance, annoyance, distress, boredom, vexation
36073sıkıntılıawkward
36074sıkışıkpinched
36075sıkışık baskıcompressed print
36076sıkışık yazdırmacompressed print
36077sıkışıklığıgridlock
36078sıkışıklık denetimicongestion control
36079sıkışıklık (trafik)congestion
36080sıkışmakto jam
36081sikismekto fuck
36082sıkışmışstuck, jammed
36083sıkışmışı açmakto decompress
36084sıkıştırcompact, compress, condense
36085sıkıştırıcıcompressor
36086sıkıştırıcı (veri)compressor
36087sıkıştırılıyorcompressing
36088sıkıştırılmışcompressed, compress, condensed
36089sıkıştırılmış disketcompressed floppy disk
36090sıkıştırılmış disket sürücücompressed floppy drive

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir