Türkçe-İngilizce Sözlük
Türkçe İngilizce Sözlük, Turkish English Sözlük


IDTürkçeİngilizce
5041belirtme çizgisi varsayılanlarıcallout defaults
5042belirtmeçizgisicallout
5043belirtmekto designate, betoken, to point out, to specify
5044belitaxiom
5045belitlemeaxiomatisation
5046belitselaxiomatic, axiomatic definition
5047BelizBelize
5048Belize'nin eski adıBritish Honduras
5049belkemiğispine, rachis, acantha
5050belkiperhaps, maybe, mayhap
5051bellekmemory
5052Bellek ayırıcı alma hatasıGet memory allocator failure
5053bellek ayırmastorage allocation
5054bellek dökümüflush (memory)
5055bellek yuvasımemory bank
5056bellekteki boş yer çok azextremely low on memory
5057bellekteki değişikliklerchanges in memory
5058bellekten silmekerase
5059bellemekto dig, to spade
5060bellenimfirmware
5061belliobvious, evident
5062belli başlınotable
5063belli bir aileye ait olan bitkiaroid
5064belli bir bölgenin bütün canlı hayatıbiota
5065belli bir serinin parçası olarak işlenen derscourse of study
5066belli bir ürün veya malbusiness line
5067belli bir yöne dönükcockeyed
5068belong toait olmak
5069belvermebulge
5070bembeyazsnow white

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir