Türkçe-İngilizce Sözlük
Türkçe İngilizce Sözlük, Turkish English Sözlük


IDTürkçeİngilizce
10651deniz yosunuagar-agar
10652deniz yüzeyi su sıcaklığısst, sea surface temperature
10653deniz yüzeyinden yükseklikmean sea level (msl)
10654denizakbalığıestuarine perch
10655denizala balığıtrout, black sea salmon
10656denizalası balığısea trout
10657denizaltısubmarine
10658denizaltı karşı harbianti submarine warfare (ASW)
10659denizaşırıoverseas
10660Denizaşırı Ülke ve TopraklarOverseas Countries and Territories
10661denizatıshort-snouted seahorse
10662denizaygırı balığıshort-snouted seahorse
10663denizcisailor, seaman
10664denizci sosumatalote sauce
10665denizciliğe aitmaritime
10666denizcilikmaritime
10667denizcilik sigortası terimlerimaritime insurance terms
10668Denizde Can Emniyeti Sözleşmesisolas
10669denizde geçen zamansea time
10670denize atmakto throw overboard
10671denize doğruasea
10672denizelmarine
10673denizel planktonların büyüklük aralığısize ranges of marine plankton
10674denizfeneribeacon
10675deniziğnesblack-striped pipefish
10676deniziğnesisyngnathus variegatus, broad-nosed pipefish, straightnose pipefish
10677deniziğnesi balığıbroad-nosed pipefish, narrow-snouted pipefish, syngnathus variegatus
10678deniziğnesigillerseahorses, pipefishes
10679denizin derinliğideep of the sea
10680denizkabuğuseashell

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir