Türkçe-İngilizce Sözlük
Türkçe İngilizce Sözlük, Turkish English Sözlük


IDTürkçeİngilizce
11881doğrudan uygulanabilirlikdirect applicability
11882doğrudan yanmalı hava ısıtıcıdirect-fired air heater
11883doğrudan yer ayırmadirect booking
11884doğrudan yuvadirect slot, direct slot
11885doğrudaş noktalarcollinear points
11886doğrudaşlıkcollinearity
11887doğrulamaverification, confirmation, corroboration
11888doğrulamakto confirm, to authenticate, to corroborate, to vouch, to avouch
11889DoğrulanıyorAuthenticating
11890doğrulanmışverified
11891doğrulayan kişiattestor
11892doğrulayıcıendorser
11893doğrulayıcı ayarıendoser setting
11894doğrulayıcıyı etkinleştirenable endorser
11895doğrultmakto direct, to unbend
11896doğrultu açılarıdirection angles
11897doğrultucurectifier
11898doğruluğunu kanıtlamakauthentication
11899doğruluğunu sorgulamakto call into question
11900DoğrulukAccuracy
11901doğruluk derecesiaccuracy rating
11902doğruluk sınıfıaccuracy class
11903doğrusallinear
11904doğrusal amortisman yöntemistraight- line method
11905doğrusal bir dizgenin koşullu kararlılığıconditional stability of a linear system
11906doğrusal bir dizgenin mutlak kararlılığıabsolute stability of a linear system
11907doğrusal değişken giderlerlinear variable expenses, linear regrassion expenses
11908doğrusal olmayannon-linear
11909doğrusal perspektiflinear perspective
11910dogrusal proglamlamalinear programming

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir