Türkçe-İngilizce Sözlük
Türkçe İngilizce Sözlük, Turkish English Sözlük


IDTürkçeİngilizce
18421güneş ışığısunshine, sunlight
18422Güneş Işığı KıyısıSunshine Coast
18423güneş koruma faktörüsun protector factor
18424Güneş Kuşağısunbelt
18425güneş siperliğieyeshade
18426güneş tutulmasıeclipse
18427Güneş VadisiValley of the Sun
18428güneş yağısunblock
18429güneş yanığısunburn
18430güneşe aitsolar
18431güneşe karşı işemekto show disrespect
18432güneşlenmekto sunbathe
18433güneşlisunny
18434güneysouth
18435Güney Afrika'da doğan AvrupalıAfrikander
18436Güney Afrika diliAfrikaans
18437Güney Afrikalı bir politikacıCecil Rhodes
18438Güney AmerikaSouth America
18439Güney Amerika akciğerli balığısouth american lungfish
18440Güney Avrupa'ya ait küçük bir zehirli yılan türüasp viper
18441Güney Avustralya'nın eyalet başkentiAdelaide
18442Güney DeniziSouth Sea
18443Güney Ekvatoral AkıntıSouth Equatorial Current
18444güney-güneybatısouth-southwest
18445güney-güneydoğusouth southeast
18446Güney HaçıSouthern Cross
18447Güney KonisiSouthern Cone
18448güney kutbusouth pole
18449güney kutbunu ilk keşveden Norveçli gezginAmundsen
18450güney yarıküresouthern hemisphere

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir