| 211 | bahçe tiyatrosu | Oyunların bahçede oynandığı tiyatro. Oyun alanı çoğu kez ortadadır, seyirciler çepeçevre iskemlelerde otururlar. |
| 212 | bahşı (bakşi) | Eski Türk halk ozanları, bestecileri ve öykücülerine verilen ad. |
| 213 | bakışık dekor | Bir eksene göre, iki yanı da göze eşit görünen dekor. |
| 214 | bakışıksız dekor | Bir eksene göre, iki yanı göze eşit görünmemesine karşın güzelduyusal açıdan dengeli dekor. |
| 215 | bakkalbazi | İran'da ilkel bir güldürü türü. Azerbaycan'da bakkal oyunu. |
| 216 | baküs | bk. Diyonizos. |
| 217 | balama | Türk gölge oyunu'nda, Matiz, Külhanbey tarafından yabancı ülke tipleri ortaoyunu'nda ise Rum için kullanılan Çingeneceden bozma sözcük. |
| 218 | bale | 1. Danslı sahne yapıtı. 2. Dansçılar topluluğu. 3. Opera ve operetlerde danslı geçiş. 4 - Bir dans topluluğunun önceden saptanmış düzene göre, uyumlu bir biçimde dans ettikleri gösteri. 5 - Parmak ucu dansı. |
| 219 | bale bestecisi | Bale müziğini besteleyen sanatçı. |
| 220 | bale delisi | Baleye son derece meraklı kişi. |
| 221 | bale eğitmeni | Bale öğrencilerini yetiştiren, eğiten ve çalıştıran usta. |
| 222 | bale giysisi | Bale gösterisinde sanatçının giymesi gereken giysi. |
| 223 | bale komedyası | Komedya öğelerini kapsayan bale. |
| 224 | bale operası | Çeşitli ezgileri kapsayan bale. |
| 225 | bale topluluğu | Bale türünün bütün özelliklerini kapsayan ve gereklerini yerine getiren kuruluş. |
| 226 | bale tragedyası | Tragedya öğelerini kapsayan bale. |
| 227 | bale tutamağı | Gerek denge, gerekse kasları açmada işe yarayan, duvar boyunca yerden bel hizası yüksekliğinde, tahta tırabzan. |
| 228 | balık sıçraması | Balık sıçramasını anımsatan karmaşık bir sıçrama biçimi. Buna sissone soubresaut da denir. |
| 229 | balık söyleşmesi | Karagöz ile Hacivat arasında geçen ve çeşitli balıklar yoluyla ikinci anlamları getiren atışmalı söyleşme. |
| 230 | balkon ışıkları | Asma katı olan büyük tiyatro salonlarında, sahne önünü aydınlatan aygıtların tümü. |
| 231 | baltacık | Eski meddahların taşıdığı küçük balta. |
| 232 | bank ezgicileri | Ortaçağ'da orta Avrupa'da ve özellikle konuşulan ülkelerde, bir bankın üzerine çıkıp resimlerle öykü anlatıp türkü söyleyenlere verilen ad. |
| 233 | bar | Doğu Anadolu halk danslarına verilen ad. Erlik, yiğitlik simgesi olarak görülen bir danstır. |
| 234 | barba yorgo | Gölge oyunu'nda yarı Rumca, yarı Ulahça konuşan Rumelili çoban tipi. Bilgisizdir denizin adını bilmez, gemileri kayık sanır, baba Himmet'in bir başka uzantısıdır. |
| 235 | bard | Ortaçağ'ın başlarında, Avrupa'da ve daha çok ingiltere'de öykü anlatan sanatçı. |
| 236 | bariton | 1-Tenor ile bas arasındaki ses uzamı. 2-Bu ses uzamında şarkı söyleyen sanatçı. |
| 237 | baro (argo) | Karagöz, Külhanbey ve Matiz tarafından «efendi» anlamında kullanılan sözcük. |
| 238 | barok tiyatro | Aşağı yukarı 1590 ile 1750 yılları arasındaki süreçte egemen olan bir sanat ve kültür anlayışı. En önemli anlatımını mimarlık alanında bulmuştur. Ancak resim, müzik ve tiyatroyu da etkilemiştir. |
| 239 | bas | 1. En pes uzamlı erkek sesi. 2. Bu ses uzamında şarkı söyleyen sanatçı. |
| 240 | basamak | Dekorda kullanılan bir iki basamağa verilen ad. |