Felsefe - XML


IDTerimAçıklama
301düşünülür dünya(intelligibilis: duyuları aşan yeti olarak yalnızca anlıkla, usla kavranan mundus intelligibles: Yalnızca salt usla kavranan dünya karşıt kavramı: mundus sensibilis: duyulur dünya.) 1. (Platon'da) İdealar dünyası. 2. (Kant'ta) Duyarlığa gereksinme duymadan ancak salt usla erişilebilen ideler dünyası, noumenon'lar (kendinde şeyler) dünyası. // Kant'a göre insan, bilgide duyarlıkla sınırlı olduğundan "kendinde şeylerin" bilgisine erişemez ama ahlak alanında salt us kılgılı olarak istenci belirleyebildiğinden kendine bir düşünülür dünya yaratabilir, bu da "erekler ülkesi"dir: Nedensellik yasasının geçerli olduğu görüngüler dünyasından ayrı olarak, aynı zamanda us varlığı olması bakımından insanın içinde bulunduğu özgürlük ve ahlak dünyasıdır.
302düşünüşİnsanın özellikle eylemlerine yön veren ahlaksal tutumu ve düşünme biçimi, bk. düşünüş ahlakı
303düşünüş ahlakı1. (Kant'ta) Ahlak kavramı olarak başarı ahlakı'na karşı kullanılan terim: ahlaksal yargılamada başarıyı değil, düşünüşü temel alan görüş. // Kant'a göre ahlak yargıları bir davranışın (eylemin) başarısına, sonucuna göre değil, o eylemin arkasındaki, o eylemi ortaya koyan, o eyleme temel olan düşünüşün niteliğine göre verilmelidir. Ahlak eylemleri yalnızca düşünüşe göre değerlendirilmelidir. Bu da Kant'ta istemenin iyi olması, ahlak yasasına uygun olmasıdır. Modern ahlakçılarda düşünüşün iyi olması ise, insanı eyleme iten güdüler arasındaki bağlantıların iyi kurulması, yüksek güdülerin aşağı güdülere üstün tutulmasıdır.
304düşünüyorum, öyleyse varım(Descartes'ta) Öznenin iç algıda kendi bilincine varıp kendi varoluşunu dolaysız bir biçimde kavramasını dile getiren temel önerme. Bu önerme varlıktan değil de ben'den kalkan bir yeni düşünüşün de çıkış noktası olmuştur.
305düzen1. Bir çok öğenin, içinde her birinin belli bir yeri bulunan bir birlik kurmak üzere az ya da çok sağlam bir biçimde bir araya konuluşu. 2. Bir çokluğun bir ereğe, bir amaca göre sıraya konuluşu. 3. (Toplumsal alanda) Yurttaşların uyması gereken kurallar toplamı yurttaşların bu kurallara uyması durumu. 4. (Siyasada) Toplumsal yaşama ilişkilerinin bir halkın özniteliğine uygun olarak hukuk temelleri üzerine kurulması.
306düzenleşikBir sınıflamada aynı düzen ve aynı sırada bulunan bir kavramın aynı biçimde aynı sırada altına konan (kavramlar). (Ör. Alman ve Fransız kavramları, aynı biçimde Avrupalı kavramının altına konmakla düzenleşiktirler.)
307düzenleşim1. Aynı sıradaki nesne ya da kavramların birbiri yanında oluşu, eşdüzende oluşu. 2. Bir sınıflamada aynı sırada bulunan iki ya da daha çok kavramın (bir cinsin iki türünün) bağıntısı, bk. düzenleşik
308düzgü1-Yargılama ve değerlendirmelerin kendisine göre yapıldığı ölçüt uyulması gerekli olan kural, yönerge. // Felsefede ahlak, estetik ve mantık düzgüleri söz konusudur, bu yüzden bu felsefe dalları düzgü koyucu (normatif) olarak adlandırılır.
309dynamisbk. gizilgüç
310edilginAlıcı durumda olan, etkin olmayan. Karşıtı bk. etkin
311edim1. (Skolastik felsefede) Aristoteles'in energeia = gerçekleşme, etkinleşme kavramının çevirisi. Her değişme a. olanaklı b. tamamlanmak üzere, gerçekleşmek üzere c. tamamlanmış durumda olabilir. Aristoteles gizil olmayı, olabilir durumda olmayı dile getiren a ile bu değişmenin sonucu olan gerçekleşmiş olmayı dile getiren c arasında bulunan b durumunu genellikle energeia olarak belirtir. 2. (Yeni Felsefede) İnsan bilinç ve eyleminin tek tek davranışları edimin varlığı gerçekleşmeye dayanır nesnel olarak verilmiş değildir, ancak gerçekleşmede kavranılır olur. Her edimin özünde bir şeye yönelme, bir şeyi erek edinme vardır.
312edimselGerçek olan etkili olan olabilir durumda olmanın karşıtı olarak edim durumunda olan.
313edimselleştirmeEdimsel kılma olabilirliği edime çevirme, gerçekleştirme.
314efendi ahlakıNietzsche'nin egemen, özgür, güçlü insana özgü olan ve yaşamla dolup taşma, hoşgörü, kendine güven, gurur, yüreksiz ve dar kafalı olan her şeyi küçük görme, acımama, aldırışsızlık gibi özellikler taşıyan yaşama tutumuna verdiği ad. Karşıtı bk. köle ahlakı
315egoizmbk. bencillik
316egosantrizmbk. beniçincilik
317egzistansiyalizmbk. varoluşçuluk
318eğilimBir nesneye, bir varlığa karşı duyulan duyguların belirlediği tutum duyguların etkisiyle belli bir ereğe girişme isteği. // Ahlak felsefesinde Kant "eğilim ahlakı"nın karşısına kendi "ödev ahlakı"nı koyar. Oysa, örneğin Schiller ödev ve eğilimin uyumunu ülkü olarak görür.
319eğitim1. (Geniş anlamda) İnsanın yeteneklerinin, özellikle ahlak yetilerinin geliştirilmesi için ona yön ve biçim verilmesi bu yolda yapılan bilinçli ya da bilinçsiz etkilerin tümü. 2. (Dar anlamda) İnsan gelişiminin düzenli, bilinçli olarak yönetilişi ve etkilenişi.
320eğitimbilimEğitimin özünü ve ana biçimlerini, görevlerini ve yollarını araştıran bilim. // Bu bilim dalı, bilinçsiz eğitici etkileri de içine alan tüm eğitim gerçekliğinin bilimidir. Genellikle belirli bir düzen içinde yürütülen bilinçli eğitimin bilimi olan eğitbilimden (pedagoji) daha kuşatıcıdır.
321eidetikbk. : 1. öze yönelik. 2. özbilim.
322einfühlungbk. özdeşleyim
323eklektikbk. seçmeci
324eklektizmbk. seçmecilik
325eksoterikbk. dışrak
326eksoteriklerbk. dışrakçılar
327ekspresyonizmbk. dışavurumculuk
328élan vitalbk. yaşama atılımı
329eleacılık1. Salt düşünme ile var olanın niteliklerini türetmeye çalışan Elealıların kurduğu öğreti. // Bu öğretide yalnızca saltık olanın, değişmez olanın, yalnız düşünceyle kavrananın var olduğu öne sürülür oluş, çokluk, görünebilir olan yadsınır ya da görüntü olarak açıklanır. 2-Temelini Elealılarda bulan, oluşa karşıt olarak varlığın değişmez, bölünmez bir durağanlık olduğunu ileri süren, gerçekliğin özünü değişmeyen varlıklarda gören görüş.
330elealılarElea'da yetişen ve orada öğretim yapan Yunan filozofları. (Xenophanes, Parmenides, Zenon, Melissos.) // Varlık kavramını ilk kez bunlar felsefenin temel kavramı yapmışlardır.

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir