331 | haussmann`laştırma | Baron Haussmann'ın, 20. yüzyıl ortalarında Paris'te yaptığı gibi, çok geniş anayollar açılmasını, eski yolların genişletilmesini ve dümdüz duruma getirilip iki yanlarının yeniden bayındırılmasını içeren kentçilik akımı. |
332 | hava fotoğrafı | Özellikle az gelişmiş ülkelerde, tasarlamayı kolaylaştırmak üzere, haritalama, yerbölümleme, bilgi toplama ve belli ölçütlere göre yorumlama amaçlarıyla belli bölgelerin ve alanların havadan çekilen fotoğrafı. |
333 | hava fotoğrafı haritası | Bir kentin ya da kasabanın hava fotoğraflarından oluşan haritası. |
334 | hava kirlenmesi | Kentleşme ve işleyimselleşme sonucunda, insanların ısınma, taşınma ve öteki etkinleri yüzünden, havadaki, insan sağlığı için çekinceli özdekler oranının yükselmesi. |
335 | havalandırma | Bir yapının, konutun belli bir bölümünün, kapı ve pencereleri açılarak havasının temizlenmesi. |
336 | hızlı dolaşım | Kent ve kasabalarda özel olarak ayrılmış yollarda, giriş ve çıkışlarla sık sık kesilmeyen, giriş ve çıkışların uzun aralıklı ve belirli yerlerde öngörülmüş olduğu, istenilen yerlere kısa sürede gidebilmeyi sağlayan taşıt dolaşımı. |
337 | ısıdüzenleme | Bir yapının, konutun belli bir bölümünün, gereğinden çok soğuk ya da sıcak olması durumunda, ısının, özel gereçlerle, doğal ölçülere indirilmesi ya da çıkarılması. |
338 | ışık engellemesi açısı | Bir yapının, bitişiğinde ya da yakınında bulunan öteki yapıların ışık almasına engel olmaması için, ışık kaynağı özek olmak üzere, söz konusu yapılarla arasındaki açıklık. |
339 | ışıklık | Bir yapının yeterli ölçüde ışık alabilmesini sağlamak için, çatısına açılan ve camla kaplanmış olan baca türü çıkıntı. |
340 | ışıyankent | Ünlü Fransız kentbilimcisi Le Corbusier'nin önerdiği, birçok oturma birimlerinin kümesel bir biçimde oluşturduğu, 25 hektar büyüklüğündeki alana yayılan, kentte yaşayanları uygarlığın gürültüsünden ve taşıt dolaşımının, alışverişin yarattığı kalabalıktan |
341 | iç kale | Kale duvarlarıyla çevrili bir kentin en yüksek yerinde, başkanın, beyin ya da komutanın oturmasına ayrılmış, en son savunma yeri olan kale bölümü. |
342 | içegöç | Bir ülkeye başka ülkelerden bireylerin ya da toplumsal kümelerin gelip yerleşmesi. |
343 | içgöç | Bir ülke içinde bölge, kent, kasaba ve köy gibi yerlerin birinden ötekine yerleşmek amacıyla yapılan devinim. bk. kentleşme. |
344 | içkent | Kentin, kale duvarlarıyla çevrili kesimi. |
345 | içyerleştirim yöneltisi | Bir ülkede, insanların ve ekonomik etkinliklerin kırsal alanlarla kentsel alanlar arasında ve türlü büyüklüklerdeki yerleşim yerleri arasında dağılımına biçim vermekle ilgili kamusal önlemlerin tümü. |
346 | iki düzeyli yol | Birbirini bir düzlemde kesmelerini önlemek, yaya ve taşıt dolaşımına hız kazandırmak amacıyla, yöndeş ya da ayrı doğrultularda, ancak ayrımlı düzeylerde uzayan yollardan herbiri. |
347 | iki katlı bark | İçinde yalnız bir ailenin oturduğu, iki kattan oluşan ve iki katın, içerden bir ayakçakla birbirine bağlantılı olduğu konut türü. |
348 | iki katlı konut | Her katında ayrı ayrı ailelerin yaşadığı, iki kattan oluşan bir konut türü. |
349 | ikinci elden tutmanlık | Bir taşınmazı genellikle bir konutu, bir tutmanlık sözleşmesi uyarınca iyesinden almış bulunan bir tutmanın, bu taşınmazı, sözleşmeden aldığı yetkiye dayanarak bir başka tutmana verebilmesi. bk. alttutmanlık. |
350 | ikincil iş özeği | Bir kentte ana iş özeğinden ayrı olarak, daha küçük çapta ve kimi etkinliklerini gereği gibi yerine getirebilmesi yönünden kent özeğine bağımlı durumda bulunan, alım satım eylemlerinin yapıldığı yerlerden her biri. |
351 | ikincil konut | Bir kimsenin sürekli olarak yaşadığı evinden ayrı, dinlencelerinde ya da kısa süreli iş gezilerinde kullandığı, konut pazarında bolluk varmış izlenimini vermekle birlikte, gerçekte, konut sunumunu sınırlandıran konut birimi. |
352 | ikincil yol | Kent içinde bir yerden bir başka yere gitmek için hep kullanılmayan, anayollar ölçüsünde önemli olmayan, daha çok yayalarca kullanılan yol. |
353 | ikizev | Tasarları bir olan, bitişik iki evden oluşan bir yapı birimi. |
354 | ikizkent | Genellikle bir ırmağın iki yakasında gelişmiş ve yerleşmiş olan iki bölümden oluşan, bir bölümü ötekini tümleyen kent. |
355 | imaret | Klasik çağdan sonra yoksullara yemek dağıtılan yer. Aşyeri anlamına kullanılmış olmakla birlikte, başlangıçta, herhangi bir dinsel yapıyı belirtmek için kullanılmıştır. |
356 | imece | 1. Köylerin zorunlu işgörülerinin yerine getirilebilmesi için, bu çalışmalara, köylünün ortaklaşa olarak ve eşit koşullar içinde, yardımlaşma geleneklerinden güç alarak kendi emeği ile katılması yöntemi. 2. Ürün, emek, işgörü değiştokuşu ve toplumsal yard |
357 | inerçıkar | Genellikle yapılarda, katlar arasında insan ve yük taşımasını çabuk ve kolay bir biçimde sağlayan, elektrikle çalışan araç. |
358 | insan çevrebilimi | İnsanların, birbirleriyle ve çevreleriyle olan ilişkilerini incelemeyi konu edinen bilim dalı. |
359 | istençli durak | Bir kent içinde, toplu ulaşım araçlarının, genellikle genbinitlerin (otobüslerin), yolcu indirmek ve bindirmek için durmak zorunda olmaksızın, gereksinmeye bağlı olarak durmalarına ayrılan yer. |
360 | iş bölgesi | Bir kent içinde, genellikle özekte ve çevresinde yer alan ve alışveriş etkinliklerine ayrılmış kesim. bk. özbölge, iş özeği. |