811 | ala sakralis | anat. Sağrı kanadı. |
812 | ALA sentetaz | Aminolevülinik asit sentetaz. |
813 | ala vomeris | anat. Saban kemiği kanadı. |
814 | alabalık ezmesi | Dumanlanmış ve tuzlanmış alabalık filetolarının, yağlı veya yağ katılmaksızın, mevzuatta izin verilen katkı maddeleriyle bağdaşık bir biçimde karıştırıldıktan sonra, tekniğine uygun olarak işlenen ve tuz miktarı % 15i geçmeyecek biçimde hazırlanan balık |
815 | alaca donlar | Bedende iki ayrı donun parçalar hâlinde bulunmasıyla meydana gelen donlar. |
816 | Alai koyunu | Güney Kırgızistandan köken alan, tipik olarak but kısmı yağlı olan, et ve yapağı verimi için yetiştirilen, erkekler boynuzlu veya boynuzsuz ancak dişileri boynuzsuz olan koyun ırkı. |
817 | alaka | 1. Sülük. 2. Derinin kılsız bölgelerinde görülen, beyaz kısımların kırmızıya, kırmızı kısımların ise beyaza dönüşmesi biçiminde belirtileri olan pigment bozukluğu, baras. 3. Ölüm sonrası kan pıhtılaşması. |
818 | alakrima | Gözyaşı salgısının yetersizliği veya yokluğu. |
819 | alanin | Vücutta glukoz metabolizmasında kullanılan bir amino asit olan ve karbonhidratlardan enerji üretiminde katkı sağlayan, sembolü Ala ve A olan alifatik ve hidrofobik yan zincirli esansiyel olmayan amino asit. |
820 | alanin transaminaz | Koenzim olarak gereken piridoksal fosfatla amino gruplarının alaninden alfa-ketoglutarata geri dönüşlü olarak transferini katalizleyerek pürivat ve glutamat oluşturan ve doku nekrozunun eşlik ettiği tüm durumlarda, özellikle iskelet kası ve karaciğerin ak |
821 | alaris | anat. Kanatla ilgili, kanada ait olan |
822 | alarm reaksiyonu | Fiziksel stres veya aşırı heyecan durumlarında sempatik sinir sistemi tarafından oluşturulan, kan basıncı ve kan glikoz düzeyinin artmasıyla belirgin vücut tepkisi. |
823 | Alaska kurdu | Kutup kurdundan elde edilen, sağlam gövdeli ve ağır, kulakları dik, gözleri küçük, badem şeklinde ve kurt gözlerine benzeyen fakat yumuşak bakışlı, tüyleri kalın ve yumuşak, rengi açık gri ve siyah tonlarında, bacakları ve burnu genellikle beyaz renkte, k |
824 | Alaska malamutu | Alaska kurdu. |
825 | alaslama | hlk. İnsan ve hayvanların çevresinde ateş dolaştırmak suretiyle hastalıklardan korunmasını sağlamak için yapılan işlem. |
826 | alba | anat. Beyaz, ak. |
827 | albendazol | Benzimidazol türevi, karaciğer kelebekleri, mide-bağırsak ve akciğer kıl kurtlarına karşı etkili antelmentik ilaç. |
828 | Alberes sığırı | Fransanın dağlık bölgelerinde ve İspanyada bulunan, siyah, açık sarı ve kahverengi renkli, günümüzde sayıları oldukça azalan ve seyrek karşılaşılan yarı evcil sığır ırkı. |
829 | Albert-Lembert dikişi | İpliğin yara kenarlarından iç organların bütün katlarından geçirilmesiyle uygulanan Albert dikişi üzerine, iğnenin mukoza tabakasına girmeyip sero-müsküler tabakadan geçirildiği Lembert dikişi konulması. |
830 | albikans | anat. Beyazımsı ışıldayan. |
831 | albikare | anat. Beyazlanma. |
832 | albinismus | anat. Albinizm. |
833 | albinizm | Doğuştan renk maddesi olan melaninin yokluğu veya eksikliği, albinismus, akşınlık. Deri, kıl ve gözlerin melaninden tamamen yoksun ve beyaz renkte olmasıyla belirgindir ve otozomal çekinik kalıtımla geçen bir bozukluktur. |
834 | albino | Albinizmden etkilenen, kıl ve derisinde melanin bulunmayan insan veya hayvan, akşın. Melanositlerin işlevsel bozukuluğundan veya yetersizliğinden kaynaklanır. |
835 | albinotik | 1. Albinizmle ilgili, albinizme bağlı olan. 2. Saçları doğuştan beyaz olan, alibinizmle belirgin. |
836 | albuginea | anat. Beyaz deri, ak kılıf. |
837 | albugo | anat. Beyaz leke. |
838 | album | anat. Beyaz. |
839 | albus | anat. Beyaz, ak. |
840 | albuterol | Adrenerjik almaçlardan beta-2 almaçlarını seçici olarak uyararak bronşları genişletici etkiye neden olan bir ilaç. |