| 8311 | monodelfus | (Yun. monos:tek delphys: rahim) Filâmentlerin bir tüp oluşturacak şekilde birleşmiş olması durumu. |
| 8312 | Monodelphia | bk. etenliler |
| 8313 | monodont | (Yun. monos: tek odon: diş) Bazı erkek balinalarda olduğu gibi devamlı olarak tek bir dişe sahip olan. |
| 8314 | Monodontidae | bk. beyaz balinagiller |
| 8315 | monoembriyon | (Yun. monos: tek embriyon: embriyo) Her defasında tek bir embriyo meydana getiren. |
| 8316 | monoenergit | bk. mononükleer |
| 8317 | monofag | (Yun. monos: tek phagein: yemek) Daha çok böcekler için kullanılan, tek tip besinle beslenen canlı. |
| 8318 | monofiletik | (Yun. monos: tek phyle: kabile) Tek bir ortak atadan gelme kan hücrelerinin aynı öncü hücreden farklılaşarak oluşması teorisi. Ünipotent. |
| 8319 | monofiletik sınıflandırma | Birbirine benzeyen yakın türlerin cinsi, cinslerin familyayı, familyaların takımı, takımların sınıfı, sınıfların dalı meydana getirdiği sınıflandırma hiyerarşisi. |
| 8320 | monofiyodont | (Yun. monos: tek odon: diş) Süt dişlerinin körelmesi ya da tümden bulunmaması ile sadece bir seri dişe sahip olma durumu. |
| 8321 | monogam | (Yun. monos: tek gamos: evlenme) Bütün hayatı boyunca sadece bir eşi olan tek eşli. |
| 8322 | monogenetik | (Yun. monos: tek genesis: soy) Hayat devirlerini tek bir konak içinde tamamlayan parazitler. |
| 8323 | monogeni | (Yun. monos: tek genos: oğul) Hepsi ya erkek ya da dişi olan oğul döl meydana getiren. |
| 8324 | monogenik | (Yun. monos: tek genos: oğul) 1. Tek bir genle kontrol edilen. 2. Hepsi aynı eşeyde olan bireyler meydana getiren. |
| 8325 | monogenomik | (Yun. monos: tek genos: oğul) Tek bir kromozom takımına sahip olan. |
| 8326 | monogiller | Kuşlar (Aves) sınıfının, ötücü kuşlar (Passeriformes) takımının, bağırganlar (Clamatores) üst familyasından, gerdan tüyleri uzun, Amerika'da yaşayan türleri olan bir familya. |
| 8327 | monogoni | (Yun. monos: tek gonos: döl) Eşeysiz üreme tomurcuklanma, bölünme ya da spor meydana getirerek üreme. |
| 8328 | monohibrit | Bir karakter bakımından farklı olan ana babanın melez dölü bir alel çifti bakımından heterozigot birey. |
| 8329 | monohibrit çaprazlama | Sadece bir kalıtsal karakter bakımından farklı olan ana baba arasındaki çaprazlama. |
| 8330 | monoik | (Yun. monos: tek oikos: ev) Erkek ve dişi organların aynı bitki üzerinde, fakat ayrı çiçeklerde bulunması. |
| 8331 | monoik diklin | (Yun. monos: tek oikos: ev di: iki kline: yatak) Farklı yerlerinde erkek ve dişi çiçekleri beraberce taşıyan bitki. |
| 8332 | monokarpik | (Yun. monos: tek karpos: meyve) Hayatı boyunca bir defa meyve veren. |
| 8333 | monokart | (Yun. monos: tek kardia: yürek) Bir kulakçık ve bir karıncığı olan. |
| 8334 | monokasyum | (Yun. monos: tek chasis: bölüm) Bir yan dalın ana eksenin yerini aldığı çiçeklenme durumu. |
| 8335 | monoklâmit | (Yun. monos: tek chlamys: kloak) Bir çiçekte kaliks ve korolla farklılaşmasının görülmemesi. |
| 8336 | monoklin | (Yun. monos: tek kline: yatak) 1. Her çiçekte stamenlerin ve pistilin bulunması. 2. Aynı hifa üzerinde gelişen anteridyum ve oogonyuma sahip olma. |
| 8337 | monoklonal antikor | (Yun. monos: tek klon: dal) B hücrelerinin tek bir klonundan meydana getirilen antikor. Hepsi tek bir antijen için spesifik olan birbirinin aynı antikor moleküllerinden oluşan bir populasyon oluştururlar. Bilimsel araştırma ya da ticarî amaçla hibridoma h |
| 8338 | monokoryon | (Yun. monos: tek chorion: deri) Tek yumurta ikizlerinde olduğu gibi bir koryonu olan. |
| 8339 | monokotiledon | bk. tek çenekliler |
| 8340 | monokromatik | (Yun. monos: tek chroma: renk) 1. Tek renkli. 2. Renk görmeyen sadece parlaklık gören renk körü. |