| 931 | hiç görülmemiş | Kişinin gerçekte tanıdığı yerler ve nesneleri ilk kez görüyormuş duygusuna kapılması. |
| 932 | horanta düşü | Horanta ile dolaysız ya da simgeleşmiş cinsel ilişkiyi kapsayan düş. |
| 933 | horanta engeli | Freudçulara göre sevgecin, ana ya da babaya karşı olan bağlılığının gevşemesini ve zayıflamasını hazırlayan yeni yetmelik yıllarında aileden uzaklaşmaya yol açan törelere uygun düşünceler ve sınırlar. |
| 934 | horanta yasağı | Özellikle ana-baba, çocuk, erkek ve kız kardeşler gibi yakın akrabalar arasında cinsel ilişki kurmayı cezalandıran yasaklar. |
| 935 | horanta zinası | Yakın akrabalar arasında karşı cinsten üyelerle, törelere aykırı cinsel bir ilişki kurma. |
| 936 | hoşlanım-acı ilkesi | (Freud) İnsanın yaşamının hoşlanma veren yaşam içgüdüsüyle, bunun karşıtı acı veren ölüm içgüdüsünce yönetildiği görüşü. |
| 937 | hoşlanma | Sürdürülmesi istenen ılımlı ve doygunluk veren bir coşku. |
| 938 | hoşlanmacılık | Her davranışın haz sağlama ya da acıdan kaçınma isteği ile güdülendiğini savunan görüş. |
| 939 | huşu | Hayranlık ve korkunun karıştığı bileşik bir duygu. |
| 940 | huy | Duygu durumlarındaki değişimleri algılayabilirle duyarlığı. (Geniş biçimde metabolik süreçlere dayanır.) |
| 941 | ırkçılık | 1. Kişinin bağlı olduğu ulus ya da ırkın üstünlüğüne inanarak onun dışında kalan toplulukları aşağı ve hor görmesine dayanan tutum ve davranış. 2. Toplumu kendi kümesi, yabancı küme diye iki bölüme ayırarak kendi kümesine üstünlük ve başatlık tanıma, dış |
| 942 | ırksal bellek | (Jung) Bireyin anlıksal gereçleri içinde, çok eski geçmişlerinden ona miras kalan düşünce, duygu ve tepileri tutma yetisi. |
| 943 | ırksal bilinçdışı | (Jung) Bireyin bilinçdışının, geçmişlerinden gelen ve başkalarıyla ortak olan yanı. |
| 944 | ısı duyarsızlığı | Sıcak ve soğuk uyaranlarına karşı duyarsız olma. |
| 945 | ısı duyusu | Sıcaklık ve soğukluk duyumlarının algılanması. |
| 946 | ısı özeği | Sıcak ve soğuk duyumlarına duyar olan sinir uçları. |
| 947 | ısınma dönemi | Yapılacak herhangi bir işe girişmeden önceki kısa tanıma ve kavrama dönemi. |
| 948 | ısınma dönemi etkisi | Herhangi bir işlemin öğrenilmesi ya da yapılması ile ilgili olarak durumun gereklerini kavrayıp uyum sağlamaya yarayan başlangıçtaki kısa sürenin etkileri. |
| 949 | ışık duyumu | 390-760 mikromilimetre arasındaki ışık dalgalarına ilişkin erke ile gözün ışığa duyarlı ağ tabakasına bağlı yapıların etkinliğiyle sağlanan duyum. |
| 950 | iççevre | Canlıyı etkileyen ve böylece dış uyaranlara karşı yaptığı tepkileri değiştirip yönlendiren bütün fiziksel koşullar, coşkular ve anlıksal süreçler. |
| 951 | iççevre etkisi | Salgı bezi, kan dolaşımı gibi örgenlerle ilgili etkinliklerin, davranış ve uyum üzerindeki etkisi. |
| 952 | içdavranış | Canlı varlıkların salgı bezleri, solunum ve kan dolaşımı örgenlerinin işleyişinden başka, konuşma alışkanlıkları, tasarım ve düşünmeyi de kapsayan davranışlar. |
| 953 | içe kapanık | Dış dünyaya karşı ilgisi ve ilişkisi güçsüz, içine kapanık (kişi). |
| 954 | içe kapanık kişilik | Başkalarıyla yakın ilişki kurmaktan kaçınan, düşmanca ve saldırgan duygularını açığa vurmakta güçsüz, düşüncelerini gerçekler yerine dilek ve özlemlerin yönettiği uyumsuz bir kişilik tipi. |
| 955 | içe kapanıkça | İçe kapanık kişilik yapısının düzgülü kişilerde görülen ılımlı ve olağan özellikleri. |
| 956 | içebakış | Yapısal ruhbilimde, deneğin bilincinde olanları izleyerek ruhsal süreçlerin özellik ve nitelikleri hakkında bilgi verme durumu. |
| 957 | içebakışçılık | Ruhbilimde temel ve güvenilirliği olan tek yöntemin içebakış olduğunu savunan ruhbilim akımları. |
| 958 | içedönük | Gerginlik ve çatışma durumlarında kendi içine kapanarak başkalarından kaçan (kimse). |
| 959 | içedönüklük | Kişinin dikkat ve ilgisinin dış çevreden çok öncelikle kendi duygu ve yaşantıları üzerinde toplanma durumu. |
| 960 | içerik davranış | Belirli bir örgen ya da örgenlerle ortaya vurulan davranışlar (Göz kırpmak gibi). |