| 271 | dekor değişimi | Bir dekorun yerine başka bir dekoru getirmek. |
| 272 | dekor taşıtı | Oyun dekorlarını ya da eşyalarını taşıyan taşıt, mekanizma. |
| 273 | dekor uzmanı | Dekor atölyesinde hazırlandıktan sonra onun bütünü sahne üzerinde gerçekleştiren uzman. |
| 274 | dekor zinciri | Dekoru tutmaya yarayan zincir. |
| 275 | dekoratör | Bir oyunun dekorunu önce kâğıt üzerinde renkli taslağı, sonra planlayıp çizen ve sonunda bu plana göre hazırlanmasını denetleyen sanatçı. |
| 276 | delikanlı başı | (T.K.O.) Anadolu'da oyunları yönetene verilen ad. |
| 277 | delil | (T.K.O.) Anadolu'da oyunları yönetene verilen ad. |
| 278 | demeli | (Kar.) Her sözün başına "demeli" ekleyen tip. |
| 279 | demezcilik | Bir konudan söz etmek istenmezmiş gibi davranarak ondan söz etme. |
| 280 | demir perde | Sahne ile seyircilerin bulunduğu salonu bir yangın olduğunda ayıran perde. Bu perde, aynı zamanda, sahnedeki dekor değişmesi yüzünden çıkan gürültüleri seyirci salonuna geçirmeyen demirden ve aspest maddesi ile kaplı bir perdedir. |
| 281 | deneme sahnesi | Özellikle deneysel oyunlara yer veren tiyatro. Bir de denemeli provalar için kullanılan sahneye bu ad verilir. |
| 282 | denetleme | Bir oyunun yürürlükteki yasa ve geleneklere aykırı olup olmadığını anlamak için yapılan inceleme. |
| 283 | deneysel oyun | Alışılmışın dışında, yenilikler deneyen oyun çeşidi. |
| 284 | denyo | (Ort. O.) "Deli" anlamına gelen özel terim. |
| 285 | dermatograf | Makyaj için kullanılan çizgi kalemi, (bk. çizgi kalemi.) |
| 286 | deste | (İsi. Tiy.) Şiîlerde, "Muharrem" ayı töreninde geçit alayı. |
| 287 | destek demiri | Dekorda kapıları ya da kemerleri alt taraftan sağlamlaştırmakta kullanılan demir kelepçe. |
| 288 | destekleyici ışık | Ana ışıkları destekleyen ışıklama ana ışıktan ötürü ortaya çıkan keskin gölgeleri yumuşatmak, ya da tüm ortadan kaldırmak üzere önden ve yandan verilen az ve yumuşak ışıklama. |
| 289 | deus ex machine | (Lat.) 1. "Makine ile inen Tanrı" anlamına gelir. Eski Yunan tragedyalarının özellikle Aiskhilos'un oyunlarının sonunda, ortadaki sorunu çözmek için gökten inmiş duygusunu sağlayacak bir Tanrıyı temsil eden oyuncu, vinçlerle skenenin çatısından indirilirdi. 2. Bu terim daha sonraları -ve bugün- olayların akışına, gelişmesine dayanmayan, tepeden inme, inandırıcı olmayan çözümler için kullanılmaya başlamıştır, (bk. tepeden inme.) |
| 290 | deuteragonist | (Yun.) İkincil oyuncu. Eski Yunan tiyatrosundaki üç oyuncudan ikincisi. |
| 291 | dev kukla | (Kuk.) İki insan boyunda (kimi kez daha da büyük) yapılıp hareket ettirilebilen donanma, şenlik kuklası ki daha çok Osmanlı İmparatorluğu çağındaki şenliklerde gösterilirdi. Bu, içinde adam ya da adamlar girerek hareket ettirilen büyük boy bir kuklaydı. Eski kaynaklar buna "suret-i div-i mehîb" demektedir. |
| 292 | deyiş oyunu | Ortaçağ'da, Fransa'da tutulan ve iki kardeş arasında, nazım biçiminde tartışma temeline dayanan oyun. |
| 293 | dış perde | Seyirci salonunu sahneden ayıran kumaş perde. |
| 294 | didaskali | (Yun.) Öğreti. 1. Antik oyunlarda yazarın oyun düzenini açıklaması. 2. Eski Yunan Korolarının çalışması ve hazırlanması, yazarın yarışmaya soktuğu dörtlemesi, yarışmaların sonucunu belirten, yazarın, eserin, baş oyuncunun ve "Rorek" in adını sayan belge. 3. Roma tiyatrosunda "didaskalia" ları "ediller" tutardı (bk. edil.) |
| 295 | dikizlemek | (Kar.) Karagöz, Matiz ve Külhanbeyi tipleri tarafından kullanılan ve "gözetlemek" anlamına gelen argo sözcük. |
| 296 | diksiyon | Tiyatroda duru, seçik, saydam vurgulama ve çıkaklara tam uyarak konuşma, güzel konuşma sanatı. |
| 297 | dilenci Arap | (Kar.) Bir Akarap tipidir. Karagöz'den sadaka koparınca Türkçe olarak öyle bir duaya başlar ki, Karagöz bunun bir beddua olduğunu ancak sonunda anlar. |
| 298 | dilin duygu yönü | Oyuncunun, sözcüklerin getirdiği duyguları, düşünceleri, bağlantıları, anlamları ve anıları bilecek yolda konuşmasını hazırlar. Sözlerinin duygu yönünü kavrayamayan oyuncunun baştan sona yanlış konuşacağı üzerinde durulur (Stanislavski Yöntemi). |
| 299 | dilsiz oyunu | (T.K. O.) Sözsüz bir oyun türüdür Anadolu'daki köylü oyunlarından buna "samıt" ya da "lal" denir. |
| 300 | dimension | bk. boyut. |