1141 | taklabaz | (Körm. O.):Takla atarak hüner gösteren oyuncu. |
1142 | taklitçi | (Körm. O.):Taklit yapıp seyirciyi güldüren kimse. Sonradan "Meddah" adını almıştır. bk. meddah. |
1143 | takma saç | At kılından yapılmış saç. |
1144 | tanıma | Bulgu. Aristoteles'in "Poetiko" adlı kitabındaki bölümleme. Bir yabancıyı bir işaretten, taşıdığı eşyadan, yaptığı hareketlerden tanıma. Aristoteles bunu şöyle bölümlemiştir: 1. Dış işaretlerden (benler, yaralar), 2. Bir kimsenin kendini ele vermesiyle, 3. Anıların canlanması ile, 4. Benzer yanlar bularak, mantık yoluyla, 5. Oyunun gelişim süresi içinde tanıma. Aristoteles'e göre dram sanatı için en ustacası sonuncusudur. |
1145 | tanrıcalık | Perili oyun, geçitleme gibi, göz kamaştırıcı bir oyunda son ve en parlak bölüm. |
1146 | tansık oyunu | bk. mirakl oyunu. |
1147 | tarama ışığı | bk. takip ışığı. |
1148 | tarih aykırılığı | Tarih sırasını, tarih tutarlığını bozmak. Tiyatro yazınında ve mizansende güldürü sağlayan, yadırgatan bir öge olarak kullanılır. Örn. Shakespeare oyunlarına yazı makinesi, gözlük gibi öğeler sokmak. |
1149 | tarih komedyası | Konusu tarihten alınmış komedya türü. |
1150 | tarih orunlaması | Yaşanan zamanda geçen politik bir olayı, geçmişteki benzer bir durumla anıştırmak (karşılaştırıp anlatmak). |
1151 | tarih oyunu | Bir tarih olayını ele alıp o olayın geçtiği çağı, çevreyi, insanlarını yansıtan oyun. |
1152 | tartaglia | (İt.):Commedia dell'Arte türündeki kekeme tipi. |
1153 | tartı vurgusu | Sözcüklerin ağırlığını ve hafifliğini düzenleyen vurgu. |
1154 | tasbâz | (Körm. O.):Geniş entarisinin içine sakladığı boş ya da yemek dolu tabak ve çanakları çıkararak gözbağcılık ve el çabukluğu yaparak hüner gösteren oyuncu. |
1155 | tasvir | Karagöz oyunu figürüne verilen ad. |
1156 | taşınabilir geri lâmbaları | Perde ya da pano arkalarında kullanılan yukardan aşağıya dizilmiş lambalar. |
1157 | taşınabilir sahne | Taşınabilen, katlanıp kurulabilen sahne. |
1158 | taşınabilir yansıtıcı | İstenilen yere taşınabilen yansıtıcı lamba. |
1159 | tatar | (Kar.):Ancak bir lehçe taklidi yapmak için perdeye seyrek çıkan bir tip. |
1160 | tatbikat sahnesi | 1. Tiyatro ile uğraşan öğrencilerin tatbikat görmeleri için küçük sahne. 2. Oyuncuların yeni üslûp denemelerine yarayan küçük sahne. |
1161 | tatlısu frengi | (Kar. Ort. O.):Avrupalılık taslayan doğulu hıristiyan tipi. Karagöz oyununda bu, çoğu kez Rum'dur, bk. Rum |
1162 | tatu | (Kar.):Karagöz oyunu oynatılan kahvelere verilen ad. |
1163 | tatucu | (Kar.):Karagözcülerin kahveciye verdikleri ad. |
1164 | tavan | Sahne tavanı ya da dekor tavanı. |
1165 | tavan çıkıntısı | Öndüzey (ön sahne) üzerindeki çıkıntı. |
1166 | tavşan oğlanları | (Körm. O.):Dans eden genç oğlanlara verilen ad. |
1167 | tavşanca | (Körm. O.):Genç oğlanların dansettiği müzik. |
1168 | tayfa | (Körm. O.):Tulûat tiyatrosunda figürana verilen ad. |
1169 | taylan vurgusu | Konuşmada, sözcüklerdeki sesin düzenli bir yolda yükselip alçalmasını dengeye koyan vurgu. |
1170 | taziye | (isl. Tiy.) Şiirlerde "Kerbelâ" olayı üzerine dinsel acı çekme oyunu. Bunların yazılı olanları da vardır. Oyunların çoğunluğu Farsça'dır Arapça ve Türkçe olanları da vardır. |