| 91 | aynaz | (T.K.O.): Köy oyunlarını yönetene verilen ad. |
| 92 | aynı anda oluş | bk. Simultane Sahne. |
| 93 | ayrıntı | 1. Tiyatro parçasındaki ana düşünceye yardımcı olan sözcük, tümce ya da eşya. 2. Ayrıntı (Referruat) 3. Dekorun küçük bir parçası. |
| 94 | ayrıntılı tiyatro | bk. Naturalist Tiyatro. |
| 95 | ayta | Tumturaklı konuşma. |
| 96 | ayta vurgusu | Bir nutku, bir tartışmayı etkili kılan konuşma vurgusu. |
| 97 | ayvaz | (Kar.): Ermeni tipi sonradan Karabet adını almıştır. |
| 98 | azaltıcı | Işığı azaltan |
| 99 | baba himmet | (Kar.): Omuzunda baltasıyla gezen Kastamonu'lu bir tiptir. Çok iri yarıdır. Karagöz onunla konuşmak için Himmet'in üzerine merdiven dayayıp çıkar. Yumuşak mizaçlı ve iyi yüreklidir, bk. Kastamonulu. |
| 100 | bacak gösterisi | (Tiy. Argosu) Eğlence ereğiyle güzel kızların toplu olarak yaptıkları dans gösterileri. |
| 101 | bağlak | bk. Epilog. |
| 102 | bağlantı çizgisi | Oyun yeri ile seyirci yeri arasındaki çizgi (Tiyatronun, çerçeve ya da hacım tiyatrosu mu olduğunu belirtir). |
| 103 | bağlantı kutusu | Çeşitli kabloları elektrik akımına bağlayacak fişlerin bulunduğu kutu. |
| 104 | bakışık düzen | Simetrili. Her yandan, göze dengeli görünen bir eksene iki yanda da eşit olan düzen. |
| 105 | bakışsız düzen | Simetrili olmayan. Bir eksene göre iki yanı göze eşit görünmeyen düzen. |
| 106 | bakkalbazi | (İsi. Tiy.): İran'da ilkel bir güldürü türü. Azerbaycan'da Bakkaloyunu. |
| 107 | balama | (Kar. Ort. O.): 1. Orta oyununda Rum, 2. Karagöz, Matiz ve Külhanbeyi tipleri tarafından yabancı ülkelerin tiplerine hitap ederken kullanılan söz. |
| 108 | balet | Barok çağında İtalya'da doğmuş, Fransa ile Rusya'da gelişmiştir. Belli bir düzeni ve kuralı olan dans, dekor ve müzikten oluşan bir gösteri türü. |
| 109 | balet dansçısı | Ballette dans eden sanatçı. |
| 110 | balet eğitmeni | Balet öğrencilerini yetiştiren, eğiten sanatçı. |
| 111 | baletoman | Bu sözcüğün anlamı Klasik, balet ile ilgili olup balet meraklısı anlamına gelir. Balet delisi. |
| 112 | balon | Dansçıların yükselmeden sonraki hafifliğini anlatan balet teknik terimi. |
| 113 | bar | (T.K.O.): Doğu Anadolu danslarına verilen ad. |
| 114 | Barba Yorgos | (Kar.): Yarı Ulahça, yari Rumca konuşan bir Rumeli çobanı. Denizin adını bile bilmez. Gemileri birer büyük katır sanır. Baba Himmet'in bir benzeridir. |
| 115 | bariton | Bas ile Tenor arasında bir erkek sesi. |
| 116 | baro | (Kar.): Karagöz, Matiz, Külhanbeyi tarafından "bay" yerine kullanılan sözcük. |
| 117 | barok tiyatro | XVI. yüzyılın sonundan XVII yüzyılın sonuna değin süren tiyatro akımı. Aydınlanma çağının "büyük" üslûbu ile gelişen tiyatro. Barok tiyatroda yenilikler: Salonda localar, sahnede kulisler. Örn. Teatro Farnesi, italya'da Parma şehrinde (1619). |
| 118 | bas | En kalın ve tok tonlu erkek sesi. |
| 119 | bas bariton | Bas'ın çıkamadığı ince tonlara çıkabilen, ama bas'in inebildiği kalın ve tok tonlara inemeyen ses çeşidi olan sanatçı. |
| 120 | basamaklı tiyatro | Seyir yerinin arkaya doğru basamak basamak yükseldiği tiyatro. |