Tiyatro - XML


IDTerimAçıklama
211çalpara(Körm. O.): Eski oyuncuların ellerinde birbirlerine vurarak dansa tartım tuttukları sopalar abanoz.
212çatalOn dokuzuncu yüzyıl ingiliz tiyatrosunda panoları ucundan tutan direk.
213çatışma1. Oyun kişileri arasındaki çatışma. 2. İç çatışma: tinsel olan çatışma. Bir kişinin kendi kendiyle olan çatışması. 3. Dış çatışma: hareketlerle ve sözlerle olan çatışma. Karşıt güçlerin ve duyguların çarpışması.
214çatkı beziDekorda ve perde fonlarında kullanılan kalın bez.
215çay(Kar.): Karagöz, Matiz ve Külhanbeyi tarafından "bayan" anlamında kullanılan argo sözcüğü.
216çegâne(Körm. O.): Oyuncuların kullandığı zilli bir tartım çalgısı.
217çegânebaz(Körm. O.): Çegâne adı verilen zilli maşalar çalan kimse.
218çelebi(Kar.): En eski tiplerden biri. Genç ve zengindir. Her zaman son modaya uygun giyinen ve okuma yazması olan kimsedir.
219çemberbaz(Körm. O.): Çemberlerin arasından atlayıp geçen oyuncu.
220çene yarışı(Ort. O.): Kavuklu ile Pişekâr arasında yarışmalı söyleşme bk. tekerleme.
221çengi(Kar. Ort. O.): Cenk adı verilen çalgıyla danseden oyuncu.
222çerçeve tiyatrosuOyun yeri ile seyirci arasında düz bir bağlantı çizgisi olan bir tiyatro biçimi. İlk kez Roma tiyatrosunda, son kez de Barok tiyatrosunda görülmüştür. Bugün de çok kullanılan bir tiyatro biçimidir.
223çerçeveli panoPencere ve kapıları tutmak için çerçeve geçirilmiş pano.
224çerkez halayık(Kar.): Dedikoducu kadın tiplerinden biri.
225çeşitlemeKlasik ikilide (Pas de deux) kadın ve erkek dansçıların solo dansları.
226çeşitlemeli sesTiyatro konuşmasında tiz ve pes perdelere kolaylıkla inip çıkabilen ses.
227çevre oyunuBelli bir kişiye, öbeğe, öyküye ilgiyi çekmeden, hayatın geniş bir görünüşünü ya da dönemini gösteren oyun türü.
228çevre tiyatrosuSeyircilerin ortada bulundukları, oyun yerlerinin de seyircilerin etrafına dolandığı bir oyun biçimi. Ortaçağda ilk kez Fransa'da dinsel tiyatroda: Jean Fouquet'nin minyatürü. Barok çağda, Alman mimarı Furttenbach'da böyle planlamıştır.
229çıkış sözüBir oyuncunun sahneden ayrılması sırasında söylediği söz.
230çıkmaz konuÇözüm yolu olmayan, sonucu kimseyi doyurmayan oyun konusu.
231çılgınlık oyunuOn beşinci ve on altıncı yüzyıllar Fransa'sında eğlence ereği ile yazılmış, kişileri çılgınlıklar içinde gösterilen, çoğu kez ana olayı bulunmayan dinsel, siyasal taşlama oyunu (bk. sotie.)
232çıngal(Tul.): Tuluat tiyatrosunda pezevenk rolü.
233çıplak sahneBoş sahne. Üzerinde oyuncu, döşem ve eşya olmayan sahne.
234çırak(Kar.): Karagöz ustasının yardımcısı. Usta, çırağa hangi oyunları oynatacağını söyler, çırak da "tasvir" leri sırasıyla perde içindeki ipe dizer. Çırak ustanın sanatını öğrenmeğe de dikkat eder.
235çiçek yoluSahnede seyircilerin ortasına doğru uzayan düzey. Bu yol, kimi kez, salonun arkasına kadar uzar, seyircileri ikiye ayırır. Bu düzeyde de oyunlar oynanır. Japon Kabuki tiyatrosundan alınmış ve Batı tiyatrosunda bunu ilk olarak Max Reinhardt kullanmıştır.
236çifte kavuklu(Ort. O.): Bir ustalık gösterisi olarak ortada iki Kavuklu'nun bulunması, bunların birbirleriyle yarışmaya girmesi. Kimi kez, iki Karagözlü oyunlarda olduğu gibi... Örn. Murgzar Bahçesi.
237çifte kişilikKişiliğin ikiye bölünmesi: Aynı kişinin "ben" ine dayanan oyun konusu. Örn. O'Neill'in "Büyük Tanrı Brown" adlı eseri.
238çiğ ışıkDöşem ve kişilerin çok güçlü bir kaynaktan aydınlatılmasıyla doğan durum. Bu durumda gölge ile ışıklı bölgeler kesin çizgilerle ayrılır.
239çin tiyatrosuEzgi, dans, maske ve belli simgeleri plan giysiler, akrobasi, pantomim sanatlarını birleştiren ve yabancılaştıran bir tiyatrodur. Stilize döşem ve lirik konuşmaları vardır. Oyuncular bir rolü yaşatmazlar, gösterirler. bk. göstermeci tiyatro. Bunun içinde, seyirci o rolü ne olduğu ile değil, nasıl oynandığı ile ilgilenir. Çin oyunları kırk bölüme kadar uzayabilmektedir. Aynı oyunun oynanması kimi kez günlerce sürebilir 1920'den bu yana, Çin tiyatrosunun Batı tiyatrosunda etkisi görülmektedir. Bu etkiyi özellikle Epik Tiyatro’da izleriz.
240çingene(Kar.): Kötü kılıklı, esmer kadın tipi.

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir