| 963 | durdurma banyosu | Sinema İşlemede, bir önceki banyonun kimyasal etkimesini önlemekte kullanılan eriyik (örneğin bir alkali banyosundan sonra başvurulan asit banyosu). |
| 964 | durgun ayrım | Sinema/TV. Durgun çekimlerin birbirini izlemesinden oluşan, ağır, devinimsiz ayrım. Devingen ayrımın karşıtı. |
| 965 | durgun çekim | Sinema/TV. 1. İçinde fazla devinim olmayan, gerilimsiz, çatışmasız, ağır gelişen çekim. 2. Alıcı devinimlerinin az olduğu ya da hiç yer almadığı çekim. Devingen çekimin karşıtı. |
| 966 | durgun film | Sinema Büyük bir bölümü durgun çekimlerden, durgun ayrımlardan oluşan, yavaş dizemli, gerilimi az ya da gevşek, çatışmasız film. Devingen filmin karşıtı. |
| 967 | durgun kurgu | Sinema Gerek dış öğelerinin (uzun çekimler, yavaş kurgu, gittikçe yavaşlayan kurgu, vb.) gerek iç öğelerinin (çatışmasız, yavan, düz, vb.) izleyicide durukluk duygusuna yol açmasıyla sonuçlanan kurgu çeşidi. Devingen kurgunun karşıtı. |
| 968 | durma evresi | Sinema Filmin çeşitli sinema aygıtlarındaki aralı devinimi sırasında pencere önünde durduğu ve örtücünün açık bulunduğu evre. |
| 969 | duruk | 1. Durgun ayrım, çekim, film, kurgunun yarattığı etki, nitelik. 2. Alıcının hiç devindirilmemesinden doğan durum. |
| 970 | durulama banyosu | Sinema İşlemede, bir önceki işlemin kalıntılarını temizlemek için yapılan banyo. |
| 971 | duyar | Sinema/TV. Film, mercek, ışıkölçer, vb. gereç ve aygıtların, kendilerine özgü işlerde iyi sonuç verebilecek nitelikte olduğunu anlatır genel terim. |
| 972 | duyar kat içte | Sinema Filmin sarılmasında ya da alıcı, gösterici gibi aygıtlarda kullanılırken, duyarkatın makaranın göbeğine dönük olması durumu. |
| 973 | duyarkat | Sinema/TV. 1. Film tabanı üzerinde yer alan, ışığa karşı duyarlı gümüş bromür ya da gümüş klorürlü kat. (Boş filmin duyarkatı alıcıda kullanıldığında ışık etkisiyle üzerinde gizli bir görüntü oluşur. Bu gizli görüntü, işlemeyle önce negatif, sonra pozitif bir görüntü verir. Böylelikle duyarkat, görüntü oluşturan temel gereçtir. Duyarkatların, gördükleri işlere göre birçok çeşidi vardır) 2. Bir mıknatıslı kuşak, mıknatıslı görüntü kuşağı ya da mıknatıslı film üzerine sıvanmış demir oksit katı. (Bu kat, ses aygıtı ya da mıknatıslı görüntü aygıtında kullanıldığında üzerine ses ya da resim imleri çıkar). |
| 974 | duyarkat dışta | Sinema Filmin sarılmasında ya da alıcı, gösterici gibi aygıtlarda kullanılırken, duyarkatın makaranın göbeğine karşıt yöne dönük olması durumu. |
| 975 | duyarkat sayısı | Sinema Aynı yapraktan çıkma duyarkatları göstermekte kullanılan sayı. |
| 976 | duyarkat yüzü | Sinema Tabanın duyarkat sıvanmış, duyar yüzü. Taban yüzünün karşıtı. |
| 977 | duyarkatlama | Sinema Bir duyarkatlama aygıtında taban üzerine duyarkatın sıvanması işi. |
| 978 | duyarkatlama aygıtı | Sinema Taban üzerine duyarkatın düzgün biçimde sıvanmasını sağlayan aygıt. |
| 979 | duyarlaştırıcı | Sinema İzgenin yalnız mavi ve morötesi bölümünü kapsayan kısa dalga uzunluklarına duyar olan duyarkatın duyarlığını artırmak amacıyla duyarkata yapılış sırasında katılan, böylelikle doğal duyarlığın yeşil, kırmızı hatta kızılaltına kadar genişlemesini sağlayan kimyasal özdek. |
| 980 | duyarlıkölçer | Sinema Duyarkat üzerinde, aldığı ışık niceliğiyle geometrik bir diziyle etkilenmiş bir bölge elde etmekte kullanılan aygıt. |
| 981 | duyarlıkölçücü | Sinema Duyarlıkölçeri kullanan kimse, duyarlıkölçümü uzmanı. |
| 982 | duyarlıkölçümü | Sinema Belirli bir duyarkatta, ışıklama ile yoğunluk arasındaki bağı kesinlikle saptama, duyarkatın ışıktan etkilenme ve açındırma sırasındaki tepkisini ölçme bilimi. |
| 983 | duyarlıkölçümü eğrisi | Sinema Herhangi bir duyarkatı etkileyen ışıklamanın yeğinliği ile açındırmadan sonra ortaya çıkan resmin yoğunluğu arasındaki belirli ilişkiyi ortaya koyan eğri. |
| 984 | düğme | TV. 1. Almacı açmak, kapamak, bazen de ses gürlüğünü düzenlemekte kullanılan parça. Sinema 2. Alıcının çalışma düzeneğini işleten parça. TV. 3. Almacın çeşitli ayarlarını gerçekleştiren parçalardan her biri. |
| 985 | dünyada ilk oynatım | Sinema Yoğun bir tanıtı çabasıyla piyasaya sürülmüş bir filmin, dünyanın bir ya da birkaç kentinde aynı günde gösterilmeğe başlanması. |
| 986 | düşey çevrinme | Sinema/TV. Alıcının, yatay ekseni çevresinde aşağı ya da yukarıya doğru çevrinmesi. |
| 987 | düşey çizgiler | Sinema/TV. Görüntü çerçevesinin yan kenarlarına koşut olan, çerçevelemede nesnelerin, varlıkların yerleştirilmesinde göz önüne alınan varsayımsal doğrular. |
| 988 | düşey doğrusallık ayarı | TV. Almaçtaki resmi oluşturan yatay çizgiler arasındaki uzaklıkların eşit olmasını sağlama. |
| 989 | düşey kaydırma | Sinema/TV. Alıcının asansör çeşidinden bir araca yerleştirilerek aşağıya ya da yukarıya doğru yer değiştirmesi sırasında çalıştırılması. |
| 990 | düşey resim | Sinema Film üzerinde, filmin enliliğine doğru değil, uzunluğuna doğru yer alan görüntü. Olağan filmlerdeki yatay resmin karşıtı. |
| 961 | Dufaycolor | Sinema Fransız fotoğrafçısı Louis D. Dufay'nin geliştirdiği üç renkli, katmalı renk işlemi. |
| 962 | Dunning işlemi | Sinema Önceden çevrilmiş bir dip ile sonradan çevrilmekte olan bir ön'ü tek filmde birleştirmek için renk seçimine dayanan ve siyah-beyaz filmlerde kullanılan bir film hilesi. |