| 1381 | görmeden kiralama | Sinema Filmin daha çevrilmekteyken ya da alıcı tarafından izlenmeksizin kiralanması. |
| 1382 | görsal-işitsel eğitim | Sinema/TV. Görsel işitsel araçların geniş ölçüde kullanılmasıyla öğrencilerin duyularını en ileri kerteye değin uyanık tutarak, özellikle görme ve işitme duyuları yoluyla uygulanan etkin bir eğitim yöntemi. |
| 1383 | görsel | Sinema/TV. 1. Görmeyle, görme duyusuyla ilgili. 2. Genellikle görüntüler ve gözle izlenebilen her şeyin taşıdığı özellik. 3. Sinema ile televizyonda çok kez ses öğelerine karşılık görüntü öğelerini ve bölümünü belirtmekte kullanılır terim. |
| 1384 | görsel araçlar | Sinema/TV. Görsel-işitsel araçların görsel olanları. (Resimler (fotoğraf ve elle yapılan resimler), çizemler, saydam resimler, filmler bu bölüme girer). |
| 1385 | görsel-işitsel araçlar | Sinema/TV. Hem görme hem işitme duyularını aynı zamanda etkileyen, görsel-işitsel eğitimde kullanılan araçlar görsel araçlar ile işitsel araçların bileşimi. (Bunların başında sesli filmler (sinema) ile televizyon yayını (televizyon) gelir. Görsel-işitsel araçların başlıcaları şunlardır: Film gösterici, saydam resim gösterici, mıknatıslı görüntü aygıtı, televizyon almacı, radyo, kapalı yayın düzeni, ses aygıtı, plakçalar, dil işlemeliği, film kutucuğu, televizyon kutucuğu). |
| 1386 | görsel-işitsel çağrışım | Sinema/TV. Görme ve işitme duyularının özelliklerinden yararlanılarak sağlanan çağrışım. |
| 1387 | görsel-işitsel karşısürüm | Sinema Filmin görsel öğeleriyle işitsel öğeleri arasında tam bir uyuşum, görsel etkiler ile müzik motifleri arasında örgensel bir bağ olması gerektiği yolunda, yönetmen Eisenstein'ın ileri sürdüğü görüşü anlatan terim. |
| 1388 | görsel-işitsel kurgu | Sinema Kurguda filmin yalnızca görüntü bölümünün ele alınmasıyla yetinilmeyerek, ses ile görüntü arasında, eşlemeden ayrı, örgensel bir bağın gerçekleştirilmesine dayanan kurgu. |
| 1389 | görsel-işitsel yöntem | Sinema/TV. Görsel-işitsel eğitimin gerçekleştirilmesinde başvurulan yollar. |
| 1390 | görünç | Sinema/TV. 1. Görülmeğe değer herhangi bir şey. 2. Bir filmin, bir televizyon yayınının ortaya çıkardığı durum. |
| 1391 | görünç işleyimi | Sinema/TV. Görmeğe ve işitmeğe dayanan irili ufaklı tüm sanat kollarını kapsayan, bunların çalışmasını düzenleyen işleyim. |
| 1392 | görünçlük | Sinema 1. Bir ya da daha çok çekim içinde gerçekleştirilen, aynı kişileri aynı bezem içinde gösteren, çekim ile ayrım arasında yer alan film parçası (bazen çekim yerine de kullanılır). TV. 2. Bir televizyon oyununun, aynı kişileri aynı bezem içinde veren bölümü. Sinema/TV. 3. Dış dünyanın film ya da televizyon oyununda yer alan herhangi bir görünüşü. 4. İşliğin, düzlüğün, üzerinde bezem kurulmuş, çalışma yapılan bölümü. |
| 1393 | görünçlük çevresi | Sinema/TV. 1. Bezemi, alıcıya göre, iki yandan çevreleyen kanatlar. 2. Bu kanatlar arasında oyuncuların görünçlüğe girip çıktıkları boşluk. |
| 1394 | görünçlük donatımı | bk. donatım |
| 1395 | görünçlükleme | Sinema/TV. Belirli bir olguyu en iyi biçimde yansıtmak için görüntü öğelerinin alıcı önünde düzenlenmesi işi. |
| 1396 | görünen görüntü | Sinema/TV. Gözlemciye, belli bir noktada varmış gibi görünen, ama gerçekte herhangi bir ışık ışınının düşmediği ya da bir ışının çıkmadığı noktadaki görüntü. (Bu noktaya bir görüntülük konursa üzerinde görüntü belirmez. Örneğin bir nesneden gelen ışınlar düz bir aynaya düştüğünde, bu nesnenin, aynanın ötesinde görünen görüntüsü böyledir. Gerçek görüntü karşıtı). |
| 1397 | görünen odak | Sinema/TV. Iraksak mercekte, ışığın kırıldıktan sonra ıraksadığı nokta. Gerçek odak karşıtı. |
| 1398 | görünge | Sinema/TV. Uzaydaki nesnelerin belli bir görüş noktasına göre, belli bir yüzeye gerçek görünüşüyle aktarılması böylelikle ikiboyutlu yüzeyde üçboyutlu, derinlemesine görünüş sağlanması. |
| 1399 | görüngesel bezem | Sinema/TV. Bezemin yalnız alıcıya yakın bölümünün doğal büyüklükte kurulması, belirli bir noktadan geride kalan bölümlerin görünge kurallarına uyularak kısaltılmasıyla ufak düzlüklerde bezeme derinlik kazandırma yöntemi. |
| 1400 | görünmez ek | Sinema Ek yerlerinin basım sırasında görünmemesi durumu. |
| 1401 | görüntü alanı | Sinema/TV. Alıcının durumu, alıcı ile konu arasındaki uzaklık, odak uzunluğu, alıcı açısıyla belirlenen alan dolayısıyla, çerçeveyle belirlenmiş alan. |
| 1402 | görüntü bozumu | bk. bozum |
| 1403 | görüntü çağrışımı | bk. çağrışım |
| 1404 | görüntü çerçevelemesi | bk. çerçeveleme |
| 1405 | görüntü denetliği | TV. Denetliğin görüntü için olanı. Ses denetliği karşıtı. |
| 1406 | görüntü dondurma | Sinema Dondurulmuş görüntü sağlama işi. |
| 1407 | görüntü düzenlemesi | bk. düzenleme |
| 1408 | görüntü eni | Sinema Görüntülüğe yansıyan görüntünün genişliği. |
| 1409 | görüntü eşlemi | Sinema Henüz ses eşlemiyle birleştirilmemiş görüntü kuşağı. |
| 1410 | görüntü ikonoskopu | TV. İkonoskop ışıtacın, duyarlığı daha geliştirilmişi. |