| 1681 | ikincil elektron | TV. Birincil elektronun, elektron çoğaltıcı bir yüzeye çarpması sonucu serbest kalan, böylelikle ikincil yayıma yol açan elektron. |
| 1682 | ikincil yayım | TV. Elektrikuçlarının, öbür elektronlar çarpınca elektron yayma özelliği. (Çarpan elektronlara birincil, daha çok sayıda yayılan elektronlara ikincil elektronlar denir). |
| 1683 | ikiz (film) | Sinema İki ülkenin yapımcılarının, kendi ülkelerinin ulusal film ölçülerine uyan iki ayrı filmi kendi ülkelerinde çevirmek için anlaşmaları sonunda ortaya çıkan filmler. (Bu durumda, her filmin uyruğu ayrıdır, fakat her iki film de, türel yönden, çift uyrukluktan yararlanan birer ortakyapım sayılır). |
| 1684 | ikiz resim | Sinema İkiz resim işlemindeki çift resimden her biri. |
| 1685 | ikiz resim işlemi | Sinema Her resmin birbirinin aynı fakat ayrı renkte ve hafifçe kaydırılmış iki resim olarak saptanmasına, bu renklere uygun özel gözlükle izlendiğinde iki gözden her birinin, resimlerden birini görmesine, böylelikle üçboyutluluk duygusu uyandırılmasına dayanan üçboyutlu işlemi. |
| 1686 | ikizleme | Sinema Aynı film parçasının alıcıda iki kez kullanılması. (Örtü ve dişi örtü kullanılırsa, film üzerinde iki ayrı görünçlüğün görüntüleri yan yana yer alır. Örtü kullanılmazsa, bindirme ortaya çıkar). |
| 1687 | iklimleme | Sinema/TV. Sinema salonlarını, sinema ve televizyon ilişkilerini istenilen sıcaklıkta tutma, korunakların sıcaklığını düzenleme. |
| 1688 | iklimleyici | Sinema/TV. İklimlemeyi sağlayan aygıt ve düzen. |
| 1689 | ikonoskop (alıcı) | TV. İkonoskop ışıtaçlı alıcı. |
| 1690 | ikonoskop (ışıtaç) | TV. Havası boşaltılmış bir ışıtaç içindeki elektron topu ile mozaikten oluşan ve televizyon alıcılarında kullanılan resim çözümleyici ışıtaçların ilki. |
| 1691 | ileriye atlayış | Sinema Sinema anlatımında, şimdiki zamandan gelecek zamana geçiş gelecek zamanı bilinçli olarak önceden kavrayarak davranışları, tasarıları buna göre düzenleme ve bunu yansıtma. |
| 1692 | iletişim | Sinema/TV. 1. Kişiler arasında duygu, düşünce, bilgi, haber alış verişi. 2. Bu alış verişte, kaynak durumunda olan kimsenin ortaya koyduğu ya da koymak istediği anlam ile bunu algılayanın buna verdiği anlam arasındaki özdeşlik, benzerlik ya da uyuşum ilişkisi. |
| 1693 | iletişim uydusu | bk. uydu |
| 1694 | ilk çevirim günü | Sinema Bir filmin çevrilmesine başlandığı ilk gün. Çevirimin başlangıcı. |
| 1695 | ilk eşlem | Sinema Deneme eşlemindeki basım yanlışları düzeltildikten sonra elde edilen eşlem. |
| 1696 | ilk oynatım | Sinema Ön oynatım ile genel oynatım arasında yer alan oynatım. |
| 1697 | ilk oynatım sineması | Sinema Genellikle her vakit ilk oynatım yapan sinema sınıflamada ön sırada yer alan sinema. |
| 1698 | im düzeyi | TV. Bir televizyon iminin, çıkış ve girişteki gerilimi. (Kusursuz bir yayın için bu düzeylerin birbirine uyması gerekir). |
| 1699 | im ışığı | TV. 1. Alıcının üstünde yer alan, yayında olan alıcıyı belirten kırmızı ışık. 2. Alıcının içinde yer alan, yandığında resim seçicinin bu alıcıya geçtiğini belirten ışık. |
| 1700 | im yüzeyi | TV. Bir alıcı ışıtacına giden imin alındığı elektrikucu. |
| 1701 | im-gürültü oranı | Sinema/TV. 1. İstenilen bir im ile buna bağlı bir gürültünün düzeylerinin birbirine oranı başka bir deyişle, istenilen imin düzeyinin, istenmeyen parazitin genliğine oranı. (Genellikle desibelle ölçülür). TV. 2. Bir elektriksel yayın dizgesinde, istenilen imin genliğinin, istenmeyen parazite oranı. |
| 1702 | imleme | Sinema Basılacak ya da çoğaltılacak bölümlerin nereden başlayıp nerede sona ereceğini belirtmek üzere, buna temel olan filmin arasına kâğıt iliştirme ya da deliklerine iplik bağlama. |
| 1703 | ince ayar | TV. Oluk seçiminden sonra, devreler arasındaki uyuşumu sağlamak, istenilen yayacı kusursuz olarak alabilmek için yapılan ayar. |
| 1704 | ince ayar düğmesi | TV. İnce ayarın yapılmasını sağlayan düğme. |
| 1705 | ince kurgu | Sinema Kurguda, kaba kurgudan sonra yer alan, filme aşağı yukarı son biçimini veren kurgu. |
| 1706 | ince tanecik | Sinema Taneciğin çok ince yapılısı. |
| 1707 | ince tanecikli boş film | Sinema Duyarkatı ince tanecikli olan, kullanılmamış film. |
| 1708 | ince tanecikli film | Sinema İnce tanecikli dolu film. (Çoğaltımda, ince tanecikli pozitif anlamına gelir. Ana negatiften, ince tanecikli boş film üzerine siyah-beyaz pozitif eşlem çıkarılır, bu da siyah-beyaz bir çoğaltım negatifinin hazırlanmasında kullanılır). |
| 1709 | incelik ayarı | TV. Almacın ses bölümünde, ince seslerin, yani yinelenimleri yüksek seslerin düzgün alınması için yapılan ayar. |
| 1710 | incili görüntülük | Sinema Üzerlerine düşen ışığı aynı yönde, yani gösterici yönünde büyük ölçüde yansıtma özelliği taşıyan, yansıtıcı yuvarlarla sıvalı görüntülük çeşidi. |