| 1831 | karşısürüm | Sinema/TV. Görüntünün içindekilerde, görüntüler arasında, ses ve müzikte, görüntü ile ses arasındaki çatışmanın belirli bir amaçla düzenlenmesi. |
| 1832 | karşıtlamalı kurgu | Sinema/TV. Çekimlerin taşıdıkları kavramların birbiriyle çarpıştırılması, çatıştırılması yoluyla belirli bir görüşü, düşünceyi daha etkin biçimde ortaya koymayı sağlayan kurgu çeşidi. |
| 1833 | kat çekme | Sinema Taban üzerine çeşitli yapıda katın sıvanması. |
| 1834 | katlanır görüntülük | Sinema Dar filmlerin gösteriminde kullanılmak üzere kolaylıkla açılır kapanır, üçayak üzerine takılabilir, bir yerden bir yere taşınabilir görüntülük. |
| 1835 | katlanmış çiftucay | TV. Çiftucayın kutlanmasıyla oluşan dalgalık çeşidi. |
| 1836 | katmalı işlem | Sinema/TV. Konunun üç birincil renkteki (mavi, kırmızı, yeşil) ayrı ayrı resimlerinin görüntülük üzerinde birleştirilmesine dayanan renkli sinema ve televizyon işlemi. |
| 1837 | kavgacı | (a.) Sinema Attan düşme, yüksekten atlama, hızla giden bir araçtan atlama, savaş sahneleri, vb. tehlikeli durumları canlandıran ya da böyle durumlarda asıl oyuncunun yerini alan kimse. |
| 1838 | kayar görünçlük | Sinema/TV. Öne arkaya, sağa sola devindirilebilen görünçlük çeşidi. |
| 1839 | kaydırma | Sinema/TV. Alıcının herhangi bir araç üzerinde çeşitli yönlere devindirilmesi özellikle öne, geriye, yanlara, aşağıya, yukarıya sürekli devinimi. |
| 1840 | kaydırma arabası | Sinema/TV. Kaydırmayı sağlamak amacıyla alıcının yerleştirildiği tekerlekli araç. |
| 1841 | kaydırma askısı | TV. Işık kaynaklarının tutturulmasına ve bir çubuk yardımıyla itilerek düzlüğün istenilen noktasına getirilmesine yarayan, perde raylarını andıran askı çeşidi. |
| 1842 | kaydırmacı | Sinema/TV. Kaydırma arabasını yönetmekte uzmanlaşmış kişi. |
| 1843 | kaydırmalı çekim | Sinema/TV. Kaydırmayla elde edilmiş çekim. |
| 1844 | kaydırmalık | Sinema Kaydırmanın düzgün ve gerektiğinde çok hızlı yapılmasını sağlamak amacıyla, kaydırma arabasının, üzerinde yol aldığı demiryolunu andıran maden ya da tahtadan parçalar. |
| 1845 | kazanç | Sinema/TV. Bir elektronik dizgede ya da bu dizgenin yükselteç gibi bir bölümündeki im gücünde artış. (Genellikle çıkış gücünün, giriş gücüne desibel oranıyla belirtilir). |
| 1846 | kazıma | Sinema Yapıştırılacak filmin üstündeki duyarkatı, kazıyıcı yardımıyla sıyırma. |
| 1847 | kazıyıcı | Sinema Duyarkatı kazımakta kullanılan, ağzı keskin ya da pürtüklü araç. |
| 1848 | kelvin, K | Sinema/TV. SI birimlerinde ısıldevingen sıcaklık birimi. (Suyun üçlü noktadaki (yani suyun gaz, sıvı ve katı durumlarının dengede olduğu noktadaki) ısıldevingen sıcaklığının 1/273,16'sına eşittir. Kelvin birimleriyle santigradın aralıkları birbirine eşittir. Santigradla belirtilen bir sıcaklık, kelvin eksi 273,15°C'ye eşittir. 1967'den önce kullanılan "Kelvin derecesi"nin yerine geçmiştir). |
| 1849 | kenar | Sinema Film kuşağının iki yanı. |
| 1850 | kenar etkisi | Sinema İşlemede açındırmacın, filmin çok ışıklı bölümlerinde azalması sonucu, bu bölümlere komşu az ışıklı bölümlerin kenarının gerektiğinden az açınması, çok ışıklanmış bölümün kenarlarında ışıklı çizgiler oluşması durumu. |
| 1851 | kenar sayısı | Sinema Birçok boş film çeşidinde, filmin bir yanında, delikler ile kenar arasında birer ayak arayla yer alan sayı. (Basımda negatiften pozitife de geçen bu sayılar yardımıyla iki ayrı kuşağın eşlemesi kolaylıkla gerçekleştirilir). |
| 1852 | kenar sislenmesi | Sinema Bir doldurmalığa ışık sızması, film kutusunun iyi kapanmaması ya da filmin gevşek sarılmasından dolayı boş filmin kenarlarında ortaya çıkan bozulma. |
| 1853 | kenetleme | TV. Çeşitli kaynaklardan (değişik işliklerden, dışarıda canlı yayından, mıknatıslı görüntü aygıtında, yabancı işliklerden, vb.) gelen resimler arasında geçiş, birleştirme ya da özel etkiler sağlanabilmesi için, bunların birbiriyle eşlenmesi. |
| 1854 | kent akımı | Sinema/TV. Kentlerde belirli bir merkezden bir elektrik ağıyla dağıtılan elektrik akımı. |
| 1855 | kerteleme | Sinema Düzgün, tek biçimli, yoğunluğu doğru ve değişmez pozitif bir eşlem sağlamak amacıyla, yoğunluğu değişik bir negatife basımda verilecek ışığı ayarlama. |
| 1856 | kerteleme aygıtı | Sinema Kertelemeye başlangıç olarak, belli bir negatifin komşu resimlerini değişik basım ışığında basarak kerteleme örneği sağlayan aygıt. |
| 1857 | kerteleme örneği | Sinema Negatifin, kerteleme aygıtında ışıklanmasından elde edilen 2 m kadar uzunlukta pozitif film kuşağı. |
| 1858 | kerteleyici | Sinema Kerteleme işini gerçekleştiren kimse. |
| 1859 | kerteli süzgeç | Sinema Görüntülüğün çeşitli bölümlerinde değişik etkiler sağlamakta kullanılan, soğurma katsayısı bir kenardan öbürüne doğru gittikçe azalan süzgeç. |
| 1860 | kes! | Sinema Çevirimin sona erdiğini, alıcının durdurulmasını bildirmek için yönetmenin, alıcı yönetmenine verdiği komut. |