| 1861 | kesici | Sinema Filmin kurgusuna hazırlık olarak kesim işini yapan, kaba kurguyu hazırlayan kimse. Kurgucunun yardımcısı. |
| 1862 | kesim | Sinema Bir filmin kaba kurgusuna hazırlık olarak kesilmesi işi. |
| 1863 | kesim ve kurgu | Sinema Filmin kesilerek kaba kurgusunun gerçekleştirilmesi işi. |
| 1864 | kesin ad | Sinema Bir filmin piyasaya sürülürken aldığı ad. Geçici ad karşıtı. |
| 1865 | kesin oyunluk | Sinema Bir film oynatıma hazır duruma geldikten sonra, bakımlıkta incelenerek gerçekleştirilen ve filmin tüm ayrıntılarını yansıtan oyunluk. |
| 1866 | kesinti | Sinema Bir filmde yapımcı ya da yönetmenin isteği dışında, genellikle denetleme sonucu, bazen de dağıtımcı ya da oynatımcılarca yapılan budama. |
| 1867 | kesintili evirim | Sinema 1. Herhangi bir filmin, yapımcı ya da yönetmenin isteği dışında kesintilere uğramış biçimi. 2. Özellikle denetleme sonucu kesintilere uğramış film. |
| 1868 | kesintili gelir | Sinema Bir filmin oynatılması sırasında satılan biletlerin bedelinden oluşan ve vergi, eğlence resmi, salon sahibi payı, yapımcı payı, tanıtı giderleri, çeşitli harcamalar çıktıktan sonra kalan kazanç tutarı. |
| 1869 | kesintisiz evirim | Sinema Kesintiye uğramamış film. |
| 1870 | kesintisiz gelir | Sinema Bir filmin oynatılması sırasında satılan biletlerin bedelinden oluşan ve vergi, eğlence resmi, salon sahibi payı, yapımcı payı, tanıtma giderleri gibi çeşitli harcamaların hesaba katılmadığı kazanç tutarı. |
| 1871 | keskinlik | Sinema/TV. Bir resmin seçikliğinin fiziksel ölçüsü. (Seçiklik öznel bir ölçü olduğu ve ister istemez en azından iki resmin gözle karşılaştırılmasına dayandığı halde, keskinlik fiziksel ölçüye dayanır). |
| 1872 | kılavuz | Sinema 1. Filmlerin, film parçalarının başında, sonunda, aralarında yer alan filmin alıcı, gösterici, açındırma aygıtı, basım aygıtı, vb. aygıtlara takılıp çıkarılmasını kolaylaştıran filmi koruyan asıl film için pay bırakan boşluk dolduran bazen çeşitli bilgiler taşıyan ve birçok çeşidi bulunan renkli, renksiz ya da saydamsız, sağlam film parçası. 2. Mıknatıslı kuşaklara takılan aynı nitelikte parça. |
| 1873 | kılavuz açıklama | Sinema Açıklamanın ses kuşağına alınmasına yardımcı olması için, filmin gösterilişi sırasında çekim çekim yapılan anlatım. |
| 1874 | kılavuz makara | Sinema Alıcı, gösterici, basım aygıtı gibi araçlarda filmin belirli bir yolu izlemesi için yerleştirilmiş makaralar. |
| 1875 | kılavuz ses | Sinema Görüntü kuşağıyla aynı zamanda saptanan, fakat tamamlanmış filmde kullanılma amacı taşımayan, konuşmaların işlikte daha iyi koşullarda sonradan seslendirme yoluyla saptanmasında yol gösterici olarak yararlanılan eşlemeli ses. |
| 1876 | kılavuz ses kuşağı | Sinema Sesin gürlüğünü artırmak ya da sesyayarları çalıştırmak üzere, asıl ses kuşağından ayrı olarak hazırlanan yardımcı ses kuşağı. |
| 1877 | kılavuz ses yolu | Sinema Kılavuz sesi taşıyan ses yolu. |
| 1878 | kırılcalı sestoplar | Sinema/TV. Kırılcaların yüzeyinde ortaya çıkan gerilim başkalıklarından yararlanılan ve basınç elektriği temeline dayanan sestoplar çeşidi. |
| 1879 | kırılma fotoğrafı | Sinema/TV. Isılyoğruk saptamada kullanılan ve gaz ya da sıvılardaki yoğunluk değişikliklerinin oluşturduğu kırılmaların fotoğraflarını çekmeye dayanan işlem. |
| 1880 | kırılma göstergesi | Sinema/TV. Bir kırılmada kırılmanın derecesini belirten sayı. (Gelen ışının gelme açısı sinüsünün, kırılma açısı sinüsüne oranıyla belirtilir). |
| 1881 | kırınım | Sinema/TV. Bir ışık demetinin daracık bir yarıktan, keskin bir kenardan geçip ya da ufak bir cismi dolanıp bir yüzeye düştüğünde ortaya çıkan olay. |
| 1882 | kırmızı eşlem | Sinema Basımda kullanılmak üzere ana negatiften elde edilen ince tanecikli, kırmızımtırak renkli kuşak. |
| 1883 | kırmızı ışık | Sinema/TV. İşliklerin, düzlüklerin kapısında, içeride çalışma olduğunu, içeriye girilemeyeceğini belirtmek üzere yanan uyarma ışığı. |
| 1884 | kırmızı süzgeç | Sinema Genellikle, kırmızıya çok duyar olan duyarkatlarda kullanılarak özel etkiler (gündüzün gece etkisi, fırtına, kapkaranlık gökyüzü, vb. etkiler) sağlamakta kullanılan, görüntüye çok koyu bir görünüm kazandıran kırmızı renkli süzgeç. |
| 1885 | kırpıntı (film) | Sinema Bir kurgu sonunda geriye kalan film parçaları. |
| 1886 | kırpışma | Sinema/TV. Saniyedeki resim sayısı, gözün ağtabaka izlenimi süresinden az ya da buna yakın olduğunda ortaya çıkan ve görüntülükteki resmin atlamalı, titrek olarak görünmesine yol açan durum. |
| 1887 | kısa çekim | Sinema/TV. Uzunluğu, süresi az olan çekim. |
| 1888 | kısa dalga, KD | TV. Radyo yayınlarına ayrılan 11-50 m arasındaki dalga uzunlukları. |
| 1889 | kısa film | Sinema Uzunluğu ülkeden ülkeye, genellikle 35 mm'lik filmlerde bir ile üç makara (300-1.000 m) arasında değişen, çok kısa film ile orta uzunlukta film arasında yer alan film. |
| 1890 | kısa haberler | TV. Haber izlencesinin başında ya da bu izlenceden ayrı olarak tek başına, özet olarak verilen haberler. |