| 211 | ilkel ekonomi | Tekniğin çok az gelişmiş olması nedeniyle doğaya üstünlük sağlama olanaklarının yetersizliği, uzmanlaşmanın bulunmayışı, ekonomik birliğin küçüklüğü gibi başlıca özelliklerle belirlenen ekonomi biçimi. |
| 212 | ilkel halklar | Budunbilim verilerine göre doğaya sıkı sıkıya bağlılıkları doğaya egemen olmak için kullandıkları araç-gereçlerin, tekniklerin yetersizliği yazıyı bilmemeleri eğitimde geleneğin önemli rol oynaması ortaklaşa düşünce biçimi gibi özelliklerle nitelenen halk |
| 213 | ilkel mimarlık | Damsız kulübelerden, direkler üzerine kurulan barakalara tek duvardan ibaret gölgeliklerden, içinde yüzlerce kişiyi barındıran büyük evlere mağaralardan çadır-evlere bunların yanı sıra teknik bakımdan kusursuz, güzelduyusal yönden değerli olan yapılara ka |
| 214 | ilkel sanat | İlkellerin, güzelduyusal amaçtan çok dinsel ve toplumsal amaca yönelik, görevsel nitelikteki sanatı. |
| 215 | infibulasyon | bk. cinsel örgen köreltme. |
| 216 | insan coğrafyası | İnsanın yerleştiği coğrafya bölgesine bağlılığını, çevrenin insanlarca değiştirilmesini ve bunlarla ilgili türlü olayları inceleyen coğrafya dalı. |
| 217 | insanbiçimcilik | Yüce varlıkları ve tanrıları insan biçiminde tasarımlayan insana benzer yetenek, tutum ve davranışlarla niteleyen görüş. |
| 218 | insanbilim | İnsanın kökenini, biyolojik yapısını, gövdesel özelliklerini, kültürlerini, toplumsal davranışlarını vb. konu edinen ve bunları kendine özgü yöntemleriyle inceleyen bilim. a. bk. budunbilim, fiziksel insanbilim, kültürel insanbilim, toplumsal insanbilim. |
| 219 | insandoğum | İlkel efsanelerin, insanların kökenini, yaradılışını, ortaya çıkışını konu edinen ve açıklamaya çalışan bölümü. |
| 220 | irkbilîm | Irkların birbirlerinden ayrı yanlarını, doğuşunu, tarihsel oluşumlarını, birbirleri arasındaki ilişkileri inceleyen insanbilimsel dal. |
| 221 | iş bölümü | Bir toplumu oluşturan üyelerin, ailelerin ve toplulukların işleri aralarında bölüşmeleri toplumsal yerlerine ve biyolojik yapılarına göre belirli işleri yapmaları. |
| 222 | iş evliliği | Başlık veremeyecek durumda olan erkeğin, kayınbabasının yanında belirli bir süre iş görme karşılığı kurduğu evlilik. |
| 223 | jens | Ortak bir atadan geldiklerini kabul eden, kendi aralarında evlenmeyen ve kapalı bir yerleşim alanında oturan insan topluluğu. |
| 224 | jeofaji | bk. toprak yeme. |
| 225 | jest | Dinsel, büyüsel ve törensel işlemlerde, oyunlarda, yeminlerde, efsanelerin canlandırılmasında simgesel ya da benzetmeye dayalı el, kol, gövde hareketi. |
| 226 | kadın kayığı | bk. umiak. |
| 227 | kadın maskesi | Kadınlarla alay etmek, onları küçük düşürmek için erkeklerin taktıkları maskeler. |
| 228 | kadınlar evi | Evlenmemiş genç kızların ya tek başlarına ya da toplu olarak ailelerinden ayrı yatıp kalktıkları ve gözetimlerini dullarla yaşlı kadınların üzerlerine aldıkları ev, kulübe. |
| 229 | kafatası biçimi değiştirimi | Sargılamak, bağlamak, tahtalarla sıkıştırmak, ovmak yoluyla çocuğun kafatasının doğal biçimini değiştirme ona istenilen biçimi ve güzelliği verme kılgısı. |
| 230 | kafatası maskesi | Yeni Gine ve Malenezya adalılarının kimilerinde kuttörensel amaçlarla kullanılmak üzere kafatası kemiklerinden yapılan maskeler. |
| 231 | kam | Türk budunlarınca samanlara verilen âd. a. bk. şamancılık. |
| 232 | kamış ipi | Yerlilerin, erkek cinsel örgenini uç kısmından tutturup yukarı kaldırdıkları bele bağlı ince ip. |
| 233 | kamış kılıfı | Yerlilerin, erkek cinsel örgenini saklamak, korumak ve zararlı büyülerin etkisine açık tutmamak inancıyla kabaktan, mercandan, kamıştan ya da palmiye yapraklarından yaptıkları kılıf. |
| 234 | kamışa tapınma | Tarımla uğraşan hemen hemen bütün ilkel budunlarda rastlanılan bol ürün elde etme ve doğurganlığı artırma inancıyla kamışın (erkek cinsel örgeninin) taştan, ağaçtan, topraktan ve madenden yapılma benzerlerini kutsama, tapınma. |
| 235 | kan | İlkellere göre insana güç ve dirim veren, ruhu barındıran, kötülüğü uzaklaştıran, pisliği arıtan erginleme törenlerinde, kan kardeşliğinde, büyücülükte, beslenmede önemli yeri olan sıvı. |
| 236 | kan gütme | Aile üyelerinden ve akrabalardan birini öldüren kimseyi ya da onun ailesinden, akrabalarından birini öldürmek yoluyla öç alma. |
| 237 | kan kardeşliği | İki kişinin bedenlerinin bir yerini çizerek akıttıkları kanı birbirleriyle karıştırmalarıyla kurulan ve her ikisine de gerçek kardeşler arasındaki hak ve görevlerin tıpkısını yükleyen dostluk bağı. |
| 238 | kanibalizm | bk. yamyamlık. |
| 239 | kar kulübesi | bk. iglu. |
| 240 | kara büyü | Uygulama bakımından insanın yaşamına, sağlığına, malına, mülküne, evine, hayvanlarına vb. zarar vermeye yönelen benzetme ve dokunma ilkelerinden yararlanan büyü türü. |