| 455 | I still use it in my advertising | Ben onu hala reklamlarımda kullanırım. |
| 456 | It costs time. | O zamana mal olur. |
| 457 | I did well in the interview! | Mülakatım iyi geçti. Ben mülakata iyiydim. |
| 458 | I know whose son you are. | Ben senin kimin oğlu olduğunu biliyorum. |
| 459 | Do not try to beat him | Onu yenmeyi deneme. |
| 460 | It will take too much time. | Çok fazla zaman alacak. |
| 461 | We know whose it is. | Biz onun kimin olduğunu biliyoruz. |
| 462 | I will take part. | Ben katılacağım. |
| 463 | The man, whose son is here, is in the house as well. | Oğlu burada olan adam da evde. |
| 464 | It will resolve itself. | O kendini çözümleyecek. |
| 465 | I have a land line. | Benim bir sabit hattım var. |
| 466 | The soup and your check. | Çorba ve hesabınız. |
| 467 | But the team was out of luck. | Ama takımın şansı kalmamıştı. |
| 468 | I would have had information | Benim bilgim olurdu. |
| 469 | He talked about himself | O kendi hakkında konuştu. |
| 470 | He sees himself in the mirror. | O kendini aynada görür. |
| 471 | What does it look like? | O neye benzer. |
| 472 | Do you want me to repeat it? | Siz onu tekrar etmemi ister misiniz? |
| 473 | For over a decade | On yıldan daha uzun bir süre boyunca |
| 474 | What other options do i have? | Başka ne seçeneklerim var? |
| 475 | So you have an option. | Yani sizin bir seçeneğiniz var. |
| 476 | Who had lived there? | Orada kim yaşamıştı? |
| 477 | It's now in its own world. | O Şimdi kendi dünyasındadır. |
| 478 | I have never said it. | Ben hiç onu söylemedim. |
| 479 | They could tell us the truth. | Onlar bize gerçeği söyleyebildiler |
| 480 | We would have had children. | Çocuklarımız olurdu. |
| 481 | It is impossible to reach | Ulaşmak imkansız. |
| 482 | A couple more! | Birkaç tane daha! |
| 483 | The food is expensive as ever | Yemek her zamanki gibi pahalı |
| 484 | I have no interest in the matter. | Benim meseleye ilgim yok. |