781 | örtü buzulu | Antartika, Grönland gibi eksenucu bölgelerinde görülen, çok geniş yüzeyleri kaplayan buzul türü. |
782 | özel bölge | ABD, Kanada gibi kimi ülkelerde, yerli halka, kendi töre ve geleneklerine göre yaşamaları içki bırakılmış, sınırları belli bölge. |
783 | özerk bölge | Bir devletin siyasal bütünlüğü içinde yer almakla birlikte, içişlerinde az çok bağımsız bölgelere verilen ad. |
784 | özümlenme | Kişilerin göçlerle gidip yerleştikleri yeni ülkelerdeki toplumun kültürel ve geleneksel yaşamlarına uyması ve o toplumun bireylerine benzemesi. |
785 | paralel çemberi | bk. koşut çemberi. |
786 | parçalanma | bk. mekanik parçalanma. |
787 | park ormanı | Bozkırlar gibi ağaçsızlığın egemen olduğu bölgelerde görülen ve küçük bir alanda kümelenen orman. |
788 | parlatılmış kayaç | Üzerinden geçen buzulların sürtme ve törpülenmeleriyle parıltılı görünüm alan kayaç. bk. çizikli taş. |
789 | peribacası | Yanardağ tüfleri, kumtaşları gibi yumuşak ve geçirimli tortularla örtülü yamaçlarda, selinti sularının derinliğine oyması sonucunda oluşan ve tepesinde çok kez aşınmadan korunmuş düz, ağır bir yüksekliğin yer aldığı piramit ya da direk biçimindeki yığınla |
790 | pınar | bk. kaynak. |
791 | plan | Yeryüzünün küçük bir parçasını, bütün ayrıntılarıyla gösteren, ölçeği 1:lO.OOO'den büyük haritalar, bk. harita, ölçek. |
792 | poyraz | Kuzeydoğudan esen, serin ya da soğuk ve kimi kez fırtına niteliğinde yerel rüzgâr. |
793 | protestanlık | XVI. yüzyılda Avrupa'da "Reformla doğmuş olan, Lüteryan, Kalvinist gibi kolları olan Hıristiyanlık mezhebi. |
794 | pus | Görüş uzaklığını çok azaltmayan bir tür sis. bk. sis, bulut. |
795 | püskürme | bk. yanardağ püskürmesi. |
796 | püskürük kayaçlar | Yanardağların ağzından yeryüzüne püskürtülen lav, kül vb. kızgın özdeklerin alçak yerlere yığılıp az çok hızla soğumaları sonunda oluşan kayaçlar. |
797 | rialı kıyılar | Engebeli bir yörede, koyakları içine derince gömülmüş akarsu ağızlarının deniz altında kalmalarıyla oluşan kıyılar. |
798 | rüzgâr | Havayuvarında ayrımlı basınç altındaki yöreler arasında oluşan, yatay yönde, esiş yönü, süresi ve biçimleriyle ayrımlı hava devinimi. |
799 | rüzgâr aşındırması | Sürekli bitki örtüsünden yoksun kurak ve yarı kurak bölgelerde, rüzgârların yerden kaldırıp savurduğu ya da sürüklediği katı özdeklerin de yardımıyla, yeryüzünde oluşturdukları kendine özgü biçimlerin tümü. |
800 | rüzgâr gücü | Yeryüzünün biçimlenmesinde payı bulunan, denizlerde dalga ve akıntılar gibi devinimleri yaratan bir dışetken. |
801 | rüzgâr süpürmesi | Üzerinde sürekli bitki örtüsü bulunmayan çıplak ve kuru yereylerde, rüzgârın gevşek özdekleri yerinden söküp, sürüklemesi. |
802 | rüzgâr yanı | Dağlık bir yörede, bir kıyıda, egemen rüzgârlara açık yüz. bk. rüzgâraltı yanı. |
803 | rüzgâraltı yanı | Dağlık bir yörede, bir kıyıda egemen rüzgârların siperinde kalan yüz. bk. rüzgâr yanı. |
804 | saat dilimleri | Baş öğlenin 7° 30' doğusu ve 7° 30' batısından kalan 15°lik dilimden başlamak üzere, öğlen çemberleri boyunca yanyana dizilen on beşer derecelik 24 dilime verilen ad. |
805 | sağanak | Kısa süreli, çok yeğin ve iri taneli yağmur. |
806 | sağrı | İki koyağı birbirinden ayıran az eğimli yayvan sırt. |
807 | saltnemlilik | Herhangi bir yer ve zamanda, bir metre küp havada bulunan ve gram birimiyle belirlenen su buğusu niceliği, bk. bağılnemlilik. |
808 | saltnüfus | Yönetsel (küçük ya da geniş bir yönetim bölgesi), siyasal (bir devlet) ya da coğrafyasal (bir kent, bir coğrafya bölgesi) sınırlarla çevrili yereyde yaşamakta olan insanların tümü. |
809 | samanyolu | Karanlık gecelerde, gökkubbede belli yönde uzanarak donuk, ak ışıklı bir kuşak oluşturan bir tür takımyıldız. |
810 | sandur | Buzulların beslediği akarsuların, buzul alanlarında oluşturduğu, kum ve çakıllarla örtülü düzlükler, bk. akarsu-buzul biçimleri. |