| 301 | Eken biçer, konan göçer. |
| 302 | Ekmeğin büyüğü hamurun çoğundan olur. |
| 303 | El ağzı ile çorba içilmez. |
| 304 | El deliye, bende akıllıya muhtacım. |
| 305 | El elden üstündür. |
| 306 | El elin eşeğini türkü çağırarak arar. |
| 307 | El yarası onar dil yarası onmaz. |
| 308 | El yumrugu yemeyen, kendi yumrugunu balyoz sanar. |
| 309 | Eli dar olanın, dili kısa olur. |
| 310 | Eli doluya: ağa buyur, eli boşa: ağa uyur. |
| 311 | Eli ile köfte yuvarlıyor, gözü kırık kovalıyor. |
| 312 | Elin ile koymadığını kaldırma. |
| 313 | Emanet (Amanat) ata binen, tez iner. |
| 314 | Eşek hoşaftan ne anlar. Suyunu içer. denesini (tanesini) kor. |
| 315 | Et tırnaktan ayrılmaz. |
| 316 | Evladı ben doğurdum ama, gönlü benim değilki... |
| 317 | Fakir parasız olan değil akılsız olandır. |
| 318 | Fakirin tavuğu tek tek yumurtlar. |
| 319 | Garip kuşun yuvasını Allah yapar. |
| 320 | Geçtiğin köprüleri yakma. |
| 321 | Gelin ata binmişde, görkü kimin kapıya inmiş. |
| 322 | Gem almayan atın ölümü yakındır. |
| 323 | Gerçek dost kötü günde belli olur. |
| 324 | Gergin ip, çabuk kopar. |
| 325 | Gitti ağalar paşalar, kellere kaldı köşeler. |
| 326 | Gizliden gebe kalan, aşikâre doğurur. |
| 327 | Göğe direk, denize kapak olmaz. |
| 328 | Görünen dağın uzağı olmaz. |
| 329 | Görünen köy kılavuz istemez. |
| 330 | Gözün ile görmediğini söyleme. |