601 | hazır ders gereci | Harita, kitapçık, levha, fotoğraf gibi önceden hazırlanmış ve çoğaltılmış olan ders gereçlerine verilen ad. |
602 | hazır oluş testi | Bir öğrencinin yeni bir öğrenme etkinliğine katılabilmesi için gerekli olan beceri ve yeterlik olgunluğuna ya da düzeyine ne derece eriştiğini ölçmeye yarayan test. |
603 | hazırlık eğitimi | Görevlilere üstlenecekleri görev, yetki ve sorumluluklar üzerine gerekli bilgi, beceri ve davranışları kazandırmayı amaçlayan görev öncesi eğitim türü. |
604 | hazırlık sınıfı | Öğrencilere, belli bir öğretim programını izlemek ya da belli bir okulda okumak için gerekli temel anlayış, bilgi ve becerileri kazandırmak amacıyla bir okula ,bir üniversiteye bağlı olarak açılan sınıf. |
605 | heceleyerek okuma yöntemi | Heceleri birleştirme temeline dayanan bir okuma yolu. |
606 | heyecan | 1. Bir uyarıcı karşısında, aşırı derecede duygulanış nedeniyle fizyolojik değişmelere yol açan tepki. 2. Organizmanın durgun ve olağan durumundan herhangi bir biçimde uzaklaşması hali. |
607 | heyecansal özürlüler | Köklü duygusal uyumsuzluklar nedeniyle beden ve ruh bozuklukları, davranış kusurları gösteren çocuklar. |
608 | hımhımlık | Yumuşak damağın esnek olmaması, burun perdesinin eğriliği ve bademciklerin iltihaplanması gibi nedenlerle ortaya çıkan bir konuşma bozukluğu. |
609 | hız testi | Belirtilen uygulama süresi içinde hiç kimseye bütün soruları yanıtlama olanağı vermeyen bir test türü. |
610 | hizmet-içi eğitim | Kişilerin hizmetteki verim ve etkilerinin arttırılmasını, gelişmeye yol açan bilgi, beceri ve anlayışlarının zenginleştirilmesini amaç edinen ve kurumların genel çalışma düzenini sürekli olarak etkileyen eğitim. |
611 | huy | İçgüdü durumuna dönüşen alışkı, bk. yaradılış. |
612 | iç tutarlık katsayısı | Örnekleme niteliği taşıyan bir öğrenci topluluğuna bir kez uygulanan bir testten ya da bir başka ölçme aracından elde edilen ve bu aracın güvenirliğini kestirmeğe yarayan katsayı. |
613 | içe dönüş | Cinsel içgüdü etkisi altında kendi kendine düşünmeyi sevme, sessiz çalışmalara yönelme, toplumsal ilişkilerden kaçma, çoğu kez de utangaçlık gibi belirtileri olan ruhsal durum. |
614 | içe kapanık düşünce | Gerçek hayatta erişilmeyen istek ve dilekleri karşılamak amacıyla geliştirilen, düş ya da kuruntu niteliğindeki düşünce. |
615 | içebakış | 1. Bireyin kendi düşünce, duygu ve güdülerini çözümlemesi. 2. Yetişmiş bir deneycinin bilinçlilik öğelerini çözümlemesi işlemi. 3. İnsanın düşünme yoluyla kendi kendini gözlemesi. |
616 | içekapanış | Kişinin çevresiyle ilgisini keserek imgesel olaylar ve görünümler üzerinde durması, yalnızca gerçek dışı istekleri düşünmekten haz alması biçiminde beliren bir ruh durumu. |
617 | içgözlem | bk. içebakış. |
618 | içgüdü | 1. Cesurluk, inançlılık ve kişisel bütünlük gibi niteliklerin kazandırdığı ruhsal güç. 2-Göz korkutucu tehlikeler karşısında kümece geliştirilen birliktelik duygusu.1. Canlıları, yararlı ya da gerekli birtakım işlere güden ve düşünceyle ilgisi bulunmayan |
619 | içgüdü eğitimi | Çalışanların güvensizliğine, huzursuzluğuna ve isteksizliğine son vererek verimliliği arttırmak, disiplin olaylarını azaltmak, yöneticiler ile yönetilenler arasında bozulan ilişkileri iyileştirmek gibi amaçlar güden görev dışı eğitim türü. |
620 | içgüdüsel | 1. İçgüdü ile ilişkili içgüdüye dayalı. 2. Amaçsız ya da isteksiz. |
621 | içişleri başı | Okul yapılarının, kuruluşlarının ve eşyasının iyi korunması, düzen ve temizliği gibi okulun bütün bakım işlerinin düzenlenmesi ve yürütülmesinden sorumlu olan kimse. |
622 | içkararlılık katsayısı | bk. içtutarlılık katsayısı. |
623 | içlem | Bir kavramın anımsattığı niteliklerin ya da taşıdığı anlamlı iz ya da davranışların tümüne verilen ad. |
624 | içsel denetleme | Bireyin, yerinde ve doğru hareket etmek duygusu ya da bilinci ile, eylem ve davranışlarını kurallara bağlaması ve kendi kendine denetlemesi. |
625 | içsel güdülenim | Canlı varlıklarda, fizyolojik itki ve amaçların oluşturduğu güdülenim. |
626 | içtepi | 1. Bir iş yapmak, bir eyleme geçmek için duyulan ve bireyin engelleyemeyeceği kadar güçlü istek. 2. Bireyi, doğrudan doğruya eyleme geçmeye zorlayan güçlü dürtü. |
627 | içulama | Genellikle, iki bilinen nokta arasındaki ara değerlerin kestirilmesi işlemine verilen ad. |
628 | ikiel yeteneği | Her iki eli de başarılı bir biçimde kullanabilme gücü. |
629 | ikilem | 1. İki çözüm yolu ya da iki yönü bulunan ve aynı sonucun elde edildiği tasım. 2. İnsanı, istenmeyen seçeneklerden birini, çoğunlukla iki seçenekten birini, beğenmeye ve izlemeye zorlayan tartışma, sorun ya da usa vurma durumu. |
630 | ikili bolü | 1. Bir cinsi simgeleyen kavramın, o cinsi bütünüyle kapsayacak biçimde ikiye bölünmesi. (Örneğin "hayvan" sözcüğünün omurgalı ve omurgasız diye ayrılması.) 2. Bir evrenin ya da örneklemin iki özel bölüme ayrılması. (Örneğin: Erkek ve kadın) 3 -Genel anlam |