Türkçe-İngilizce Sözlük
Türkçe İngilizce Sözlük, Turkish English Sözlük

IDTürkçeİngilizce
32911pırazvanatang
32912pireflea, chigger
32913pire torbasıflea-bitten
32914piridinpyridine
32915pırıl pırılablaze
32916pırıldakblinker
32917pırıldamakto wink, to sparkle, to glisten
32918pırıltıglister
32919pirinçrice, rice, brass
32920pirinç çorbasırice soup
32921pirinç gibibrazen
32922pirinç nişastasırice starch
32923pirinç unurice flour
32924pirinçten yapılmışbrassy
32925pirketler topluluğu bağlantısıenterprise systems connection
32926pırlantadiamond
32927pırpırı(someone) who chases women
32928pirpirimpurslane
32929pirzolachop, chops, cutlet
32930pirzola (dana)veal chops
32931pirzola (kuzu)lamb chops
32932pisdirty, nasty, impure, foul, cruddy, grimy, dingy, snotty, grungy, sordid
32933pis kokmakto stink
32934pis kokuniff, dirty smell
32935pis kokulusmelly, noisome, foul-smelling
32936pis köpükscum
32937pis köpükle kaplıscummy
32938pis lafsmut
32939pisboğazpiggy
32940pişerek kabarmakrising during baking
Tüm Sayfalarda Arama Yap

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir