Türkçe-İngilizce Sözlük
Türkçe İngilizce Sözlük, Turkish English Sözlük


IDTürkçeİngilizce
34141sadece veridata only
34142sadece veri alanıdata area only
34143sadeleştirmedo not reduce
34144sadeleştirmekto chasten
34145sadeliksimplicity
34146sadıkfaithful, adhesive, loyal, devout, devoted
34147sadık kalmakto adhere
34148sadistsadistic
34149sadrazamvizier
34150safsheer, pure, mere, naive, artless, gullible
34151saf alkolabsolute alcohol
34152saf sudistilled water
34153şafakdawn, daybreak
34154şafak çorbasıcream of tomato soup
34155safhaphase, phasing
34156safhalarstages
34157safirsapphire
34158saflastirmafining
34159saflıkcredulity, pureness, purity
34160safraweight
34161safra ile alakalıbilious
34162safra kanalıbile duct
34163safra kesesi iltihabıcholecystitis
34164safra kesesinde meydana gelen taşbilestone
34165safra taşıgallstone
34166safra taşlarıgallstones
34167safransaffron, crocus
34168safranlı pilavsaffron pilaf
34169safrayla ilgilibiliary
34170safsatacıcasuist

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir