Türkçe-İngilizce Sözlük
Türkçe İngilizce Sözlük, Turkish English Sözlük


IDTürkçeİngilizce
36541sıralanmakto line up
36542sıralanmışordered
36543Sıralanmış OlarakIndexed
36544SıralıIndexed
36545sırasal seçimhierarchical selection
36546sırası gelincein due course
36547sırasındaduring
36548sırasıylarespectively
36549sırasızunordered
36550sıraya alınan dpc/sndpcs queued/sec
36551sıraya koymakto queue
36552sırayı değiştirchange sort
36553SıraylaIn sequence
36554SırbistanSerbia
36555sırdaş verilerconfidential data
36556sırdaşlıkconfidentialty
36557şırfıntıhussy
36558sırıkspindle
36559sırık gibigangly
36560şırıldamaburbling
36561şırıldamakto burble
36562şırıldayanburbling
36563sırılsıklamsoggy
36564şırıltıplash
36565sırımthong
36566şirincute, gracious, twee
36567şırın tehlıkecute alert
36568şırıngadouche, hypo
36569sırıtmagrin
36570sirkcircus, big top

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir