Türkçe-İngilizce Sözlük
Türkçe İngilizce Sözlük, Turkish English Sözlük


IDTürkçeİngilizce
43051yakındakiupcoming
43052yakındanclosely
43053yakından bir görüş ya da tanımlamaclose-up
43054yakından izlenenhot tracked
43055yakınına durmakto appose
43056yakınlaşmaconvergence
43057yakınlaştırmazoom
43058yakınlaştırmakto zoom
43059yakınlıkproximity, warmth, rapport, immediacy, affinity, propinquity
43060yakınmakto moan, to bemoan, to grouch
43061yakınsak diziconvergent sequence
43062yakınsak mercekconvex lens
43063yakınsaklıkconvergence
43064yakınsamaconvergence
43065yakınsama hızıconvergence rate
43066yakınsamakto converge
43067yakıp kül etmekto burn off
43068yakışıklıhandsome
43069yakışmakto befit, to beseem
43070yakıştırılabilirascribable
43071yakıtfuel
43072yakıt akışıfuel flow (FF)
43073yakıt alma durağırefuelling stop
43074yakıt tanklarının boş olduğunu ifade eder tersi wet dir (dolu)dry empty fuel
43075yakıtla doluwet
43076yakkesicidipper
43077YaklaşıkApprox.
43078yaklaşık büyüklükapproximate size
43079yaklaşık değerapproximate value
43080yaklaşıklama kuramıapproximation theory

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir