Türkçe-İngilizce Sözlük
Türkçe İngilizce Sözlük, Turkish English Sözlük


IDTürkçeİngilizce
18991haşarılık etmekto romp
18992hasatyield, harvest
18993hasat zamanıharvest time
18994haşatı çıkmakto be tired
18995hasbi geçmekto pay attention
18996haşereinsect
18997haşere ilacıinsecticider
18998hasetenvious
18999Hash türüHash type
19000haşhaşhash, opium poppy, poppy, hasheesh
19001haşhaş tohumupoppy seed
19002haşhaşlı ekmekbread with poppy seeds
19003haşhaşlı francalapopy seed roll
19004haşhaşlı gözlemesavoury pancake topped with poppy seeds
19005haşhişmarijuana
19006hasıl olmakto breed
19007hâsılaoutput
19008hasılatrevenue, yield
19009hasılat yönetimiyield management
19010haşinharsh, grim
19011hasırmat
19012hasır şapkaboater
19013hasırdan yapılmışstraw
19014haşlamaboiled lamb and vegetables in broth
19015haşlama hindiboiled turkey
19016haşlama piliçboiled chicken
19017haşlama sığır etiboiled beef
19018haşlamakto boil, to berate
19019haşlanmış etboiled meat
19020haşlanmış katı yumurtahard boiled egg

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir