Türkçe-İngilizce Sözlük
Türkçe İngilizce Sözlük, Turkish English Sözlük

IDTürkçeİngilizce
29491münhasır hakexclusive right
29492MünihMunich
29493munistame
29494muntazamtidy, in good order
29495Muntazam sıraylaIn regular turn
29496münzevirecluse
29497münzevi yaşayan kişianchorite
29498müracaatApplication
29499müracat etmekto betake
29500mürdüm eriğidamson plum
29501mürekkep balığısquid, cuttlefish
29502mürekkep balıklarısquids
29503mürekkep püskürtmeli yazıcıink jet printer
29504mürekkep tankı değiştirchange ink tank
29505mürettebatcrew
29506mürsel mecazmetonymy
29507musmousse
29508müsaadepermission, permit, consent, allowance
29509müsaade edilen azami milaj (MPM)maximum permitted mileage
29510müsaade etmekto allow, to afford, to admit, to permit, to accord
29511müsabakacontest
29512müsaitsuitable, convenient, available
29513müsait değilnot available
29514musakkavegetables fried in oil and cooked with minced meat, tomato sauce
29515musallat olmakto obsess
29516muşambatarp
29517müsekkintranquillizer
29518müsekkinlertranquillizers
29519MuseviJew
29520müshilcathartic, aperient
Tüm Sayfalarda Arama Yap

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir